18

276 16 0
                                    

On sekiz yıllık yaşamım boyunca ilk defa bindiğim arabada arka koltukta oturuyordum. Beklentimden fazlaca yaşadığımız sarsıntıların yanı sıra bedenim sıkıca Harry tarafından sarılmış ve stresten buz kesmiş ellerim onun avuçları arasında ısınmaya çalışıyordu. Her açıdan diken üstünde oturuyormuş gibi hissediyordum. Yaklaşık bir saat önce ayrılmıştık evden. Merkeze doğru arabayla iniyoduk ve bunu daha önce hiç deneyimlememiş olmam beni heyecanlandırmıştı. Üstelik geçtiğimiz bu yollardan dönüşümüzde yanımdaki çocukla artık evli olacaktım. Merakım geçmişti ancak hâlâ nasıl oldu da bunu başarabilmiştik soruyordum kendime arada. Tanrı biliyor ki o kadar heyecanlıydım!

"Daha ne kadar yolumuz kaldı Megan? Hava bozmaya başladı bile." Doğru söylüyordu. Daha öğlen olmamasına rağmen gökyüzü kapalı bulutlar tarafından çevrilmişti. Gittikçe koyulaşan bulutlar yakında çıkacak fırtınanın habercisiydi ve biz yola henüz çıkmıştık.

"Bilmiyorum. Bu boktan haritadan hiçbir şey anlamıyorum!" Megan oturduğu ön koltukta oldukça huzursuz görünüyordu. Elindeki katlanmış haritayı ikide bir çevirip duruyordu. Sanırım birileri haritayı ters tuttuğunu ona söylemeliydi.

"Telaşa gerek yok. Mendwille'den yeni ayrıldık. Yolumuz az kaldı." Arabayı süren Edgar aramızda en rahat olandı. Daha ilk dakikadan itibaren biz ne kadar tedirgin olsak da o her zaman rahat olmamızı söylüyor ve ardından kahkaha atıyordu.

Edgar, Megan'ın bize eşlik edeceğine dair bahsettiği kişiydi. Harry arabaya vardığımız ilk anda Edgar'ı arabaya yaslanmış biçimde gördüğünde kaşlarını çatmıştı. Ondan hoşlanmıyordu, bu belliydi ancak beni kıskanmasından çok hoşlanmıştım.

"Yarım saat önce de yolumuz az kalmıştı." diye kulağımın dibinde mırıldanan Harry'i sadece ben duyabilmiştim şükürler olsun ki. Tatsızlık çıkmasını asla istemiyordum, bu kadar çok şeyi başarabilmiştik ve en ufak bir huzursuzluğun bizi bozmasını istemiyordum.

"Harry..." Onu hafiften uyarmak adına elini sıktım. Beni kıskanmasından hoşlandığımı dile getirmiştim ancak burada, bu koltukta onunla birlikte oturuyordum. Daha da önemlisi bu arabaya o kadar yolu onunla evlenebilmek için çekiyordum. Kalbim tek ona aitti, bir başkasına değil.

"Ondan hâlâ ve hâlâ hiç hoşlanmıyorum."

Megan ileri uzanarak birkaç tuşa basmasının hemen ardından arabanın içinde müzik sesi yükseldi. Ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu anca hoş tını arabadaki sessizliği bozduğunda fırsattan yararlanarak Harry'nin kulağına yaklaştım.

"Beni kıskanıyorsun ve bundan hoşlanıyorum." Belimdeki kollar biraz daha sıkılaştı.

"Seni kıskanıyorum ve bu hoş değil." Ufak kıkırtım son bulduğunda sıcak nefesimi kulağına üfledim.

"Birkaç saat sonra seninle evlenmiş olacağım. Edgar ile değil." Onun adını ağzıma aldığım için mi yoksa yakınlığımızdan dolayı mı bilmiyordum ancak Harry'nin yerinde titrediğine şahit olmuştum.

"Birkaç saat sonra sana tamamen sahip olacağım. Her anlamda." Sesinin tonu ürpermeme sebep oldu. Dediği şey ile neyi ima ettiğini anlayabilmiştim. Üstelik kulak meme temas eden sıcak dudakları da bana yardımcı olmuyordu. Yerimde kıpırdandım ve birazcık da olsa ondan uzaklaşarak doğrulmaya çalıştım.

"Bunun için fazla heyecanlıyım ve korkuyorum."

"Korkmana gerek yok çünkü seni incitecek hiçbir şey yapmam."

"Bunu biliyorum." Yanımda olduğu sürece hiçbir şeyden korkmama gerek yoktu. Kaldı ki kendi elleri ile asla zarar vermezdi. Kıyamazdı bana.

Braids  //  h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin