Doluyuz ama saçmalıklarla. Yaşanmışlıkların getirileri ile doluyuz. Daha mı net? Gördüğümüz bir olayı kendi çapımızda kurgulamak mı saçmalık? Yalan söylemek mi? Abartmak mı? Bunlardan hangisi tam olarak saçmalıktır? Hiçbiri,hepsi?
Bilinmezdeyiz kısacası. Duygu birikimi ile doluyuz. Mutlu,üzgün,pişman,öfkeli... Hepimizin aşina olduğu duygular. Ancak tek bir duyguyu yaşasaydık o duygu ne olurdu? Mutluluk mu? Bir süre sonra bıkarız. Pişmanlık mı? Neye pişmanız? Üzgün mü? Çekilmez oluruz. Peki ya sadece öfkeyi yaşasaydık? Herkes psikolog olurdu. Öfke nöbetleri artık sıradan gelirdi. Görüyorsunuz ya sürekli aynı şey bile sıkıyor. Duygularla doluyuz. Yaşadığımız her şeye bir máná bağlıyoruz. Şuan bile içimiz o kadar şeyle yüklü ki. Öyle bir an gelse de hepsinden kurtulsam diyoruz. Ama tabii her hayal de kalıyor. Peki ne yapmalıyız? Hayattan ders alma gibi saçma şeyleri anlatmayacağım. Kıymetini bilin de demeyeceğim. Bir şifre düşünün _ _ _ _ _ 5 haneli tek kurtuluş yolumuz bu şifre. Çözümü ise diğer bölümde....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
küçük ŞEY
General FictionGÖRÜLMEYENLERİ GÖRÜNENELERDEN ÇIKAR! Çoğu kez küçük şeyler verir,büyük şeyden haberi. Yangında önce duman görülür,fakat sonra ateş bütün gökyüzünü kaplar. Duman yakmaz,ama alev kavurur. Bir dalga,denizde bir kabarcık,bazen de hafif bir rüzgar "F...