1.Bölüm

35 7 4
                                    

Fırtına öncesi sessizlik gibi,bana şiddetle karşı çıkan yağmurun altında diz çökmüş,ıslanan bir vaziyetteydim.
  "Yağmur ne güzel şey" diye düşündüm kendi kendime. İster gözyaşlarını sakla,istersen tüm hikayeni.
Dizlerimin bitişiğindeki küçük su birikintisine damlayan damlaların sesi ve sayısı azaldıkça,yağmurun dindiğini hissettim.
Yağmur varken huzur vardı,dert tâsâ değil.Şimdi ise her şeyin tadına varamadan bittiği dünyada huzurdan ayrılıp,derde koşmanın vaktiydi.
Gökyüzünün gri bulutlarla kaplanmış hâli,günün en keyif verici tablosuydu.Daha fazla oyalanmadan,ayağa kalkıp yol almak gerekiyodu.Dizlerimdeki kurumuş çamurdan kurtulup,üzerinde araba bulunan kaldırımlardan birine yöneldim.
Kimse mi sevmezdi yağmuru? Neden kaçarlardı ondan? Geride bıraktıkları yarım kalmış hikayeler gibi bırakırlardı sokakları yağmura ve sessizliğe.
İşte ben bu zamanda ortaya çıkardım görünmez bi siluet gibi gezerdim sokaklarda.
Kaldırımda yürürken,köşede ağlayan bir kız çocuğuna rastladım.Kızarmış,ıslanmış ve korkmuştu.Yanına vardığımda irkilerek,önüne aldığı dizlerini kendine doğru çekti.Usulca onu korkutmamaya çalışarak yanına doğru küçük adımlar attım.Yanına vardığımda ağlaması durmuş,gözyaşlarını elinin tersiyle silip,çatık kaşlarla bana yöneltti bakışlarını.
"Iı şey,belki de iyi bir arkadaş olabiliriz ne dersin ha?"
Tınlanmadım.
"Pşt,güzel sana diyorum!"
Kafasını çevirip bakmadı bile.
"Yardım etmek istemiştim amma tripli çıktın uğraşamam"deyip,bir hışımla yerden kalktım.Üstümü başımı çırpıp yürümeye başladım.
Ve sonra arkamdan ince,ürkek,bir o kadar da güçlü olmaya çalışan bir ses geldi.
"Çok kolay dimi abla?İnsanların acısına iki dakika ortak olup iki dakikada boşvermek!Geçer dediler,anneni unutursun dediler,insanoğlu nankör boşversene dediler!Boş verilmiyor abla!Tanımıyorsun bile beni ama bağırmak istiyorum delicesine,şu küçük yaşımda beni olgunlaştırmaya çalışan insanlara öfke kusmak istiyorum. Ya en zor zoruda ne biliyo musun?Annemi istiyorum. Bugün beni bırakışının 2. Yılı!"
Beynimden vurulmuşa döndüm.Az önceki kızla şuanki kız aklımda aynı kişi olarak eşleşmiyordu.Durdum kaldım yolun ortasında.Döndüm arkamı,kıpkırmızı olmuştu yavrucak,kendine zarar verdi mi diye merak edip yanına gittim.Bu sefer çekinmemişti benden.Ellerimle "gel"işareti yaptım.Utanarak geldi yanıma koca gözleriyle "özür dilerim"diyebildi sadece.Koca çınar ağacının önündeki duvara oturmuş,göğsüme başını yaslamış ağlıyordu.Bluzum ıpıslak olmuştu.Bende dayanamadım.İsminin "İzel"olduğunu öğrenmiştim.Birden bende ağlamaklı oldum ağzımdan şu kelimeler dökülüverdi:
"İzel biliyor musun ? Benimde ailemle güzel bir yaşamım vardı ya da en azından ben öyle sanıyordum.Annem beni hiç sevmedi.Klasik kötü kız cümleleri gibi oldu ama gerçekten sevmedi.Ben doğduktan sonra yetimhaneye bırakmayı düşünmüş ama babamla şiddetli bir kavga edip, ayrılmışlar.Bunları babannem anlatıyor tabi "babanla parası için evlendi"diye.Benim ailem babam ve babannemden oluşuyor.Annemi seçmiştim,onunla yaşamak istemiştim  ve iki yıl onunla kalmıştım.Öpüyordum kokluyordum ama karşılık yoktu.Bana hep suçluymuşum gibi bakıyordu.Neyse ki maskesinin düşmesi pek uzun sürmedi.İstemediğini bağırarak söyledi.Gerçekler acıtıyormuş be İzel.
Doğumgünlerimde saat 12'ye kadar beklerim belki arar,belki mesaj atar diye.Şu ana kadar aramalarıma bile cevap vermedi.Bizimkisi de böyle işte be."
"Çok üzüldüm ama baksana ne kadar güçlüsün hiçbir şey seni yıkamaz"dedi bayan bilmiş.
Ve o gün İzelle yeni bir şey daha kattık hayatımıza:

"Acı insanları daha güçlü kılar."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HissizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin