PART 2

3.5K 175 25
                                    

KISS ME MORE

PART 2

Sabah uyandığımda gün daha bir güzel gelmişti. Belkide daha umut dolu. Yatağımda doğruldum ve cama baktım. Güneş o kadar parlaktı ki, gözlerim kamaştı. Güne belkide ben daha farklı bakıyordum. Emin değilim. 

Çarşafı kaldırıp ayaklarımı yataktan sarkıtıp, yere bastım. Yataktan kalkıp, doğruca mutfağa gittim. Bir bardak su içip Baekhyun'un odasına yürüdüm. Kapıya yaklaştıkça içeriden gelen sesleri işitiyordum. Gülümsedim. Çünkü Baekhyun'un ses tonundan mutlu olduğunu hissedebiliyordum.. Kapı koluna uzanıp, kapıyı açtım. 

-FLASHBACK END- 

''JONGIN!! KALK DİYORUM GELECEKLER VE HALA ÇIPLAK VE HER TARAFIMIZ MENİ İÇİNDE YATIYORUZ.''

Gerçekten bu çocuk. 

Her sabahımız böyleydi. Her sabah yataktan kavga ve tartışma ile onu uyandırıyordum. 

Sonunda mızmızlanarak ayaklandı. Bende yataktan çıkıp banyoya yöneldim. Suyu ayarlarken aynadan kendime bakıyordum. Boynumda ki hickeyler herkesi selamlıyordu ve buda canımı sıkmıyor değildi. Tenime çok önem veren biriydim ve en ufak bir çizikte bile depresyona girebilecek kapasitedeydim.

Suyun dolduğunu görünce kendimi küvete attım ve dün gece kasılmaktan ağrıyan bedenimi gevşemenin rahatlığına bıraktım. Ahh, banyo. Ne harika birşey.

Keyiften mırıltılar bırakarak yıkandım. Güzelce durulanıp küvetten çıktım. Tıpayı açıp suyun akmasını izledim. Bir havlu alıp ıslak bedenime sardım ve içeri yürüdüm. 

Jongin keyifle dudaklarımdan bir öpücük alarak banyoya girdi. Ben ise odaya gidip kendime temiz kıyafetler çıkardım. Kurulanıp kıyafetlerimi giydim ve havluyu kirliler sepetine attım. 

Odama dönüp dün sevişirken saçtığımız kıyafetleri toplayıp onuda kirliler sepetindeki havlunun yanına bıraktım. Yatak örtüsünü değiştirirken komidinin üstünde duran Jongin'in mesaj nedeni ile titreyen telefonunu gördüm.

İlk elim gitse de geri çektim. Buna hakkım yoktu.. 

Ama iç savaşımla yenik düşüp açtım. Gözlerim dehşetle açılmaya devam ederken mesajları okudum. 

Hepsii... hepsi.. hepsi ama hepsi Luhandandı. Sinirle solurken banyonun kilit sesi ile telefonu kilitleyip, işime geri döndüm. Hiç bir şey yokmuş gibi! 

Örtüleri güzelce değiştirdim. Yastıkları düzeltirken Jongin arkamdan sarıldı. Her zaman yaptığım gibi işimi bitirdim ve kollarının arasında dönüp ona sarıldım. Dudaklarıma sahte bir gülümsememi takındım. 

Çok güzel demi? Ne güzel?!! Konuş işte.

Hayır yapamazdım. Eğer yaparsam ne ol----

''Evet!! Kapıı.. geldiler.'' çocuk gibi koşturdum.. Her zaman olduğu gibi kurtarıcımdı bu kapı ve arkasında her zaman Baekhyun olurdu. Gülümsedim. 

Ve bu gülümsemeyi bozmadan kapıyı açtım. 

''Baekkieee'' 

Şifremi vermiştim. Kollarımı ona dolarken Sehun'a baktım, yanında Luhanla. Yılanın başı benim sevgilimdi ve Luhan'a kızmaya hiç ama hiç hakkım yoktu. Baekhyun'dan ayrılıp onlara baktım ve geri adım attım. 

''Gelsenize.'' gülümseyerek söyledim. Baekhyun'un endişeli bakışlarını görebiliyordum. Eminim o bu sahte gülüşlerimi fark etmişti. Gözlerimin içine bakabiliyor ve sakladığım hüznü delerek içime işliyordu gözleri. Beklemesini söyleye bir gülüş daha attım ve kapıyı kapatıp onu salona ittim. 

Biz oturduktan bir 5 dakika sonra Jongin geldi. Her ikisinide izliyordum. Birbirlerine olan hareketler, bakışları, sözleri, yakınlığı.. hepsini teker teker izliyor ve dinliyordum. Ama her an akmaya hazır gözyaşlarım varken.. cidden iyimiş gibi görünmeye çalışmak. Çok zordu. 

''Eee ne içersiniz?''

''Ben kahve alıyım sevgilim.'' dedi Luhan. Gülümseyerek kafa salladım ve Jongine baktım. 

''Bende bir bira alayım sevgilim.'' ona da gülümsedim. Sehun'a döndüm. 

''Ben birşey istemiyorum.'' gözlerindeki masumluk.. cidden.. ölmek istiyorum. Tanrım oradaysan ve beni duyuyorsan hemen gebert burada beni. Hemen al bu canımı. Baekhyun'a kafamla gel yaptım, arkamı dönüp mutfağa yürüdüm. Arkamdan gelen ayak sesleri gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve mutfağa girdim. 

-FLASHBACK- 

Baekhyun'a baktım. Gerçekten mutlu mutlu birşeyler anlatıyordu telefondaki kişiye. Kapı eşiğine yaslanıp onun bu heyecanını izledim. 

Baekhyun telefonu kapatıp yatağa attığı anda yerinde çocuk gibi zıplamaya başladı. ''YAŞASINN!! YAŞASIN!!''

''Hey!! sakin ol bir yerini kıracaksın.''

Baekhyun irkilerek bana baktı ve dudağını ısırdı sevinçle. Hızla koşup kollarını sardı bedenime. Gülerek bende sardım kollarımı ona. Mutluluğu bulaşıcıydı. 

''Neden bu kadar sevinçlisin bakalım?'' 

''Sehun.. Sehun varya onunla konuşuyordum. Bir randevu ayarladık.'' cidden.. bu çocuk. 

''Ondan hoşlanıyor musun?'' ciddi bir şekilde sormuştum ama o cevap vermeden ben çoktan cevabımı almıştım. Pembeye çalan yanakları doğruluyordu.. 

Hafif kafasını salladı ve utanarak bana baktı. Onun ilk aşkı olacaktı Sehun. Baekhyun'un gerçekten ideal tipiydi. Aşık olmasına şaşmamalı. Elimi uzatıp saçlarını karıştırdım. Gülümseyerek parlayan gözleri ile gözlerime baktı. Kafamı salladım. Güzel bir gülümseme verdim güven verici. Arkamı dönüp mutfağa ilerledim. Karnım acıkmıştı ve birşeyler yemezsem açlıktan kusabilirdim. 

* * * * * * * * * 

Baekhyun randevu için hazırlanırken bende giyindim. Uzun süredir evdeydim. Bunalmıştım, ''Ben çıkıyorum.'' diyerek kapıdan attım kendimi Seoul'ün gürültülü sokaklarına. Ellerimi cebime sokup etrafa bakınarak yürüyordum. Ama bu bile sıkıcıydı. Kulaklarımı çıkarıp telefonuma taktım. Hazır olan müzik listeme bastım ve kulaklıklarımı taktım. Evet, işte bu. Sıkıcı gürültüden kurtulup, kendimi bulduğum müzikleri dinlerken kendimi ve benliğimi bulduğum huzura adım attım. 

Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. 

İlerideki gördüğüm kahve dükkanı ile gülümsedim. Huzur mu demiştiniz? Evet. Huzur benim için buydu. Kahve, uyku, müzik. Hedef çizdiğim yere doğru hızla yürürken hiç birşey istemiyordum, tek istediğim ciğerlerimi kahve kokusu ile doldurmaktı. Kıkırdadım. 

Taki, birisinin kolumda sertçe tutup çekmesi ve sert zemine düşmemle durdum. Acıyla inledim ve teek inleyen ben değildim. Korkudan kapattığım gözlerimi açtığımda altımda süt tenli yavru köpek yüzünde derin bir kesikle yatıyordu. O an ben gözyaşlarımı tutamadım ve akmaya başladı. O yüzünü buruştururken elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim hızla ve onun yarasında parmak uçlarımı gezdirdim. Üstümdekini çıkartıp kanaya kesiği kapattım. 

''Be..ben..''

''İyiyim.. Kyungsooo. Endişelenme.''

''Nasıl endişelenmeyim? Şu yüzüne bak..'' O sırada etrafımızda toplanmış insanları gördüm. Yerden doğrulduğumda çıplak olduğumu sert rüzgarla anladım. Elimi uzatıp Sehun'u kaldırdım. 

''Endişelenme iyiyim.'' kulaklığımı yerden alıp gözümün önünde kaldırdı. ''Hayatına maal olacaktı. Cidden ne kadar bağırdım haberin var mı? Ben olmasaydım..'' iç çekerek bana baktı. ''Sen iyimisin?'' Elim hala onun yüzünde olduğunu üstüme giydirdiği hırka ile anladım. Bileğimden tutup daha demin zevkle girmek istediğim kahve dükkanına soktu. beni bir masaya oturttu ve çalışanlardan bir bardak soğuk su istedi. Korkudan hala titriyordum. 

''Hayatım... teşekkür ederim Sehun. Hayatımı kurtardın gerçekten. Sana borçluyum.'' Sehun gülümsedi ve bardağı bana uzattı. Ben suyu içerken sinsice gülümsedi. 

''Borcunu sadece bir şey karşılığında silerim.'' hevesle ona baktım. 

''Nasıl? Hemen yapacağım.'' beni büyülediği gülümsemesini sundu. 

''Kuzenim Jonginle çık. O senin gelecekteki sevgilindi.'' 

-FLASHBACK END-

Mutfağa girdiğimde sinirle dolaba yapıştım. Söylenerek dolaptan bir bira aldım ve tezgaha vurarak koydum. Baekhyun iyice endişelenmiş olacak ki, omuzlarımdan tutup kendine çevirdi. Biraz daha gözlerime yaklaştı. İlgiyle gözlerime baktı. Sevgi dolu sesi ile konuştu.

''Ne oldu?''

Sessiz kaldım.

''Ne oldu bebeğim?''

Gözlerim ihanet ederek kendini ele verdi. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken Baekhyun yüzümü avuçladı. Baş parmakları ile silerken gözlerimin içine baktı. Tam konuşacakken gelen ayak sesleri ile toparlandım ve hemen kahveyi yapmaya koyuldum. Baekhyun sandalyeye oturup bir şey yokmuş gibi eskilerden konuştu. Ben kahveyi yaparken arkamdan belime dolanan kollar ile kim olduğunu anladım. Luhan çenesini omzuma koydu ve gözlerini kapatıp kahve kokusunu içine çekti. 

''Sevgilim..mmm...'' ona baktım. Güzel bir gülümseme sundum. Baekhyun'dan çekinmeden dudaklarıma yapıştı. Belime sıkıca sarıldı. Kendine biraz daha yapıştırdı.

İstediğini aldıktan sonra birayı alıp içeri geçti. Baekhyunla gözgöze geldim. 

''Sizin bu 3lü ilişkiniz... sinirimi bozuyor.'' 

''Benimde.'' acı bir şekilde gülümsedim.. ''Anlatacağım Baekhyun.. Canımı sıkıyor bu konu.. Sabret.'' kahveme geri döndüğümde gözümden bir kaç damla yaş akıp, tezgaha düştü. 

KISS ME MORE (EXO - ONE SHOT - KAISOO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin