Mavi Gözlü Meleğim

43 3 0
                                    

Havaalanının kalabalığında sıkılmış ve nisbeten sakin bir kafeye oturup elindeki gazeteye bakmaya başlamıştı. Şöyle bir karıştırdı sayfaları, sonra arka sayfaya geçti ve spor haberlerine baktı, her zamanki yorumlar ve fotoğraflar vardı. Bir iki yorumu okudu, hep aynı şeyler diye düşündü, bir kere de farklı bir şey yazın ne olur dedi kendi kendine. 

Bu memlekette herkes spor yorumcusu, herkes politikacı, herkes ekonomistti. Ama sonuçlara bakınca gerçekte kimsenin beş kuruşluk bilgisi yoktu. Bu kadar çok konuşmalarını durdurup, çalışmalarını sağlamak lazım dedi mırıldanarak. 

Yüksek sesle söylemese de bu kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu, her zamanki hükmedici tavrıyla, alışıktı emir vermeye. Zaten kimse de onun kararlarını sorgulayamazdı, izin vermezdi, despot biri olarak bilinirdi. Öyle miydi... ? Kendisi pek öyle düşünmüyordu ama... bunun pek de önemi yoktu..işleri yolunda gittiği sürece umurunda olmazdı. 

Ona kafa tutacak biri de olmamıştı şimdiye kadar, buna yeltenen kişi de hemen cevabını ve karşılığını alırdı. O her şeyi bilen ve karar verendi...her zaman doğru karar verirdi... ya da kendisi öyle düşünüyordu... başkasının ne düşündüğünü pek umursamazdı. Boş lafla vakit geçirmeyi hiç sevmez hatta çoğunlukla tahammül edemez, hemen kestirip atardı.

Can sıkıntısıyla etrafa baktı... umarım rötar olmaz diye düşündü... boşa vakit geçirmeyi sevmez hatta nefret ederdi... duyguları her zaman çok keskin olmuştu, sabırsız biriydi. Gelip geçen insanları izlemeye başladı, kimisi aceleyle koşturup check-in kontuarına koşuyor, kimisi kocaman valizleri sürükleyerek geçiyordu. Kafasında yapacağı işleri planlamaya başladı, aslında çoktan yapmıştı bunu. 

Bir hareket dikkatini çekti, dönüp baktı, genç bir adam elindeki valizi düşürmüştü, çıkan sesle şaşırarak eğilip valizi aldı genç adam ama hala gözlerini dikmiş ileriye bakıyordu. O da merakla baktığı yere baktı. 

Kendi gözleri de takılıp kalmıştı baktığı yere, kafasındaki tüm sorular ve sıkıntılar uçup gitmişti şimdi. İlgiyle bakmaya ve incelemeye devam etti. 

Genç bir kadın elinde tekerlekli bir valizle emin adımlarla check-in kontuarına doğru ilerliyordu. Omzunda küçük bir çanta ve elinde bir kitap ve dergiler vardı. Kendinden çok emin ve sağlam adımlarla yürüyordu. Baştan aşağı süzdü, çok güzel bir kadındı, ama güzelliğinin ötesinde farklı bir tavrı vardı. Kendinden emin ve sanki küçük dağları ben yarattım der gibi yürüyordu. İlk dikkati çeken tarafı saçlarıydı, dümdüz ve upuzundu, ipek gibi sırtından süzülüp poposuna değiyordu, simsiyahtı, hareket ettikçe ışıltılı hareler oluşuyordu. Şampuan reklamı gibi diye düşündü. Incelemeye devam etti, genç kadının sırtı dönük check-in masasına yaslanmıştı, islemlerini yaptırıyordu. 

Vücudunu saran ve hatlarını gösteren bir pantolon giymiş, upuzun ve güçlü bacakları vardı, ayağında hafif yüksek dolgu topuklu çizmeler bacaklarını sarmıştı, pantolonun üstünde. Tekrar aşağıdan yukarı bacaklarını süzdü, kalçalarına doğru çıktı bacakları, çok güzel diye düşündü, hayalinde bazı görüntüler canlandı. Birden kafasını sallayarak gözlerini kaçırdı, kendi kendine güldü, havaalanında oturmuş saçma sapan hayaller kuruyordu. 

Sonra yine döndü baktı, kendini durduramamıştı, hala işlemlerine devam ediyordu, kıpırdadıkça kalçalarının üzerinde dalgalanıyordu, ister istemez gözleri oraya takılıyordu. Yüzünü merak etti bir an, sanki duymuş gibi, genç kadın yüzünü döndü. Yüzü de çok güzeldi, biraz uzak da olsa yürek biçiminde bir yüzü vardı ve saçları yüzüne dökülüp duruyordu, eliyle kulak arkasına sıkıştırmaya çalışıyor ama elin çeker çekmez yine yüzüne düşüyordu. Çok gür saçları vardı, siyah bir şelale gibi.

Mavi Gözlü MeleğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin