Selam, merhaba, işte ilk bölümümüz! Gerçekten uğraşıyoruz ikimize,yani emegimizin karşılığını almak istiyoruz anlayacağınız.İlk bölüme sinir koymayacagiz ama diğer bolumlere de sinir oynayacağımız anlamına gelmez eheeh :)) İyi okumalar :)
Uhm..Bu arada @Ayberk486 hikayenin kapağını yaptı,sanada teşekürler :)
-Eftelya&Gamze
Harry,elindeki fırçayı özenle hem yemek yemek hemde boya karistirmak için kullandığı kahverengi masasına bıraktı.Kafasindaki gömlekten bozma bandanayi sağ eliyle çıkarıp başındaki boncuk boncuk terleri sildi.İşte o'nun boydan kocaman bir resmi daha duvarının bir köşesini süslüyordu.Uzun kahverengi saçlı,düzgün fizikli kız yine belirmeye başlıyordu.
Mavi gözleriyle...
Harry itiraz etmek istedi ama işe yaramayacağını 3 ay içinde çoktan tecrübe edinmişti.Ne zaman görüneceğini kestiremiyordunuz,birden karşınizda bitiriyordu o kız.
O gelince de nerdeyse her seferinde mavi gözlü birine işkence ediyor,sonra onu öldürüp parçalıyor,kemik ve et parcalarini da bahçeye gormuyordu.
Peki amaç neydi,aslında o da tam bilemiyordu.Sadece o sussun diyeydi.
Çünkü lanet kız susumuyordu.
Duvarlarindaki ve defterlerindeki ,o lanet olası güzel kız...
Ya resimlerinin berbat olduğuna kızıyor ya da onun ne kadar kötü biri olduğunu söylüyordu.
Nasıl olmuştu da birden bire aklında beliren bir kızı cizmeye çalışmasıyla bu hale gelmişti bilmiyordu.Evinin çoğu duvarı o kızın çiziminin denemelerinden oluşuyordu.Buna rağmen kızı hala çizemediğine inanıyordu.
Bu yüzden kendi kendine mırıldandı.
"İşte yine başlıyoruz"
Kız gözlerini devirdi,ardından
Harry'nin söylenmesine karşılık verdi.
"Sana da merhaba beceriksiz"
Harry dişlerini gıcırdatip kendini koltuğa bıraktı.Tam eserinin karsisina.Onun oturduğunu gören beyaz elbiseli mükemmel güzellikteki kız süzülerek yanına oturdu.
"Aman tanrim! Yine mi ben?! Harold, beni bu kadar sevdiğini bilsem çok daha sık uğrayacağım.Beni çizmekten bıkmadın mi?"
Kız beyaz elbisesinden kalbini buldu-sanki varmış gibi- ve dramatik bir şekilde onu tutuyormuş gibi yaptı..
Harry ise sadece tekrar dişini gicirdatmakla yetindi.Oysa Cassandra'nın susmaya niyeti yoktu.Tam ağzını acacagi sırada Harry artık delinmiş ve heryeri boya olmuş deri koltugu elleri arasında sıkıp bağırdı.
"Kes sesini ve sikir ol git evimden Cassandra!"
"Cıkcıkcık, Harold,Harold...Tatlım,benim senin kafanın içinde olduğumu,senin beni yönettiğini,gitmenin de senin elinde olduğunu ve sırf benim resmim üzerinde yoğunlaştığın için sürekli beni konusturdugunu,kaç kere söylemem lazim?"
Ah evet,durum buydu işte.O hastalıklı bir ressamdı...
Sürekli hayal ettiği kıza bir isim bile vermişti.Evet,gerçekten hastaydı.
Harry onun yine kendisiyle dalga geçmesini bekledi,ama o çoktan yok olmuştu bile.Kocaman zafer gülümsemesi ve yine bir o kadar kocaman olan gamzeleriyle yanına çizim defterini aldı.Ardından terkedilmiş binadaki tek yaşam belirtisi gösteren dairesinden çıkıp eski kasa range rover'ına bindi.Şimdi herhangi bir yere gidip,herhangi birşeyi çizmeyi planliyordu.Hep bunu yapardi.Çünkü mesleği de hayatı da buydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/13545570-288-k716432.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue and Monster
FanfictionHarry Styles,mavi gözlü her insana işkence yapıp öldüren bir şizofren. Ama herhangi bir şizofren değil. O, bir ressam aynı zamanda da. Şizofren bir ressam. Yada ressam olan bir şizofren. Her ne derseniz. Onun hakkında bilebileceginiz tek şey,sürekli...