YEMEK

418 11 4
                                    

Arkadaşlar hikaye yazmak gerçekten kolay değil sıkılmamanız için düşğnerek yazıyorum.Arada ufak tefek yazım yanlışı olabilir elimden geldiğince düzeltiyorum.VOTE ve YorumLARINIZI BEKLİYORUM..Ben sizi sıkmıyım siz okuyun:))))))))))

Sabah kalktığımda bugün’ün çarşamba olduğun’u fark ettim.Bugün Meriç’le annem ve babam’ı ziyaret edicektik.Hemen üstüm’ü değiştirdim,en güzel kırmızı siyah kareli gömleğim’i ve kot pantolonum’u giyip saat’e baktım.Saat 10:00du.Cüzdanım’ı ve telefonum’u alıp evden çıktım.Kardeşim’i çok özlüyordum.Ailemden kalan tek kişiydi.Hemen bir taksi çağırdım.Bİ selam verip ‘ŞİŞLİ’YE’ dedim.Meriç arkadaşın’da kalmıştı, onu almam lazım’dı.Her zamanki gibi durakta beni bekliyordu.Arabaya bindi ve yol almaya devam ettik.Yolda  annem’in en sevdiği çiçeklerden yani papatyalar’dan 2 demet aldık.Mezarlığ’a gelince taksiden indik ve mezarlığ’a girdik.Yavaş yavaş yürüyorduk ağzımızı bıçak açmıyordu.Mezarlığa gelince çiçekleri mezarların üstüne bıraktık.Kardeşim ağlamay’a başlayınca bende kendimi tutamadım Meriç’i  kendime çekip sarıldım onsuz ben ne yapardım.Lanet olsun neden ölmüşlerdi.NEDEN????????????????????10-15 dk.sonra mezarlıktan çıktık.Meriç’in ağlamaktan gözleri şişmişti.Moralini düzeltmem lazımdı.Lunapark bu düşünce aklımda bir ampul gibi yandı.Hemen bir taksi çevirip:

Emre:Maçka’ya kaptan.dedim.

                Meriç’in bi anda yüzüne renk geldi.Bana sıkıca sarılarak:

Meriç:Pamuk şeker’de alıcak mısın abi?Bunları söylerken gözleri adeta yalvarıyordu.Onu nasıl kırabilirdim ki.

Emre:İstediğin kadar ama önce kahvaltı etmeliyiz prenses.Maçka’ya geldiğimizde bir pastane’ye girdik.2 kahvaltı tabağı söyledim.Meriç kahvaltısını o kadar hızlı yiyordu ki,biran öksürmeye başladı.Hemen yerimden kalkıp ona suyu uzattım.Sırtına yavaş’ça vurdum yavaş yavaş kendine geldi ve gülmeye başladı.Deli kız hiçbir zaman olumsuz davranmaz ve ne olursa olsun gülerdi.Kardeşime dikkatlice bakınca kendime hiç benzemiyordu.Gözleri yemyeşil zümrüt  gibi, beline kadar uzanan saçları güneş kadar sarı ve göz alıcıydı.Kendisi’nin açık kahverengi gözleri ve omuzlarına kadar inen siyah saçları vardı.Yerime oturup   kahvaltım’a devam ettim.Kardeşi kahvaltısını bitirmiş sabırsızca onu bekliyordu.Yavaş yavaş kahvaltım’a devam ettim.Bu deli kız bana hiç benzemiyor  ben ne kadar yavaşsam o bir o kadar hızlı ve sabırsızdı.Kahvaltım’ı bitirince Meriç bir ‘ohhhhhhh’ çekti.

Meriç:Bir an bütün gün kahvaltı yapıcaksın sandım.

                Bu söylediklerine katıla katıla gülmeme sebep oldu.Hesabı istedim ve lunapark’a yola çıktık.Meriç 16 yaşında  yaşıtlar’ından daha uzun ve güzel bir fizik’e sahipti.Tabii bu iyi bir şeydi.Ama yoldaki’lerin arkalarını dönüp bakmaları beni sinir ediyordu.Kolumu omzun’a atıp onu kendime çektim.Saçlarını karıştırdım, evet biraz daha çirkin olmuştu.Lunapark’a  girdiğimiz’de  jeton alma’ya gittim.Jetonları alıp döndüğüm’de Meriç’in yanında  genç bir çocuk vardı yine mi beni sinirlendirmek için mi yapıyordu bu kız bunu sinirden titreyen ellerim’i ovup yanlarına hızla yürüdüm.Çocuğ’u dürttüm.Çocuk hiç oralı olmadı.Küstah velet,kafasına yediği tokat’la irkilen çocuk arkasın’ı döndü Meriç bu olanlara kıkırdayarak cevap verdi.Çocuk bana döndüğünde biraz korkmuş bir halle

?:Sadece konuşuyorduk.dedi.

Emre:Şu anda konuşmanız bitti,hadi ikile.Kardeşimi kimseyle paylaşamazdım o benim her şeyimdi.

Meriç:Abi çocuğa biraz daha iyi davranabilirdin.diye takıldı.Ona bakınca bütün sinirim geçti.Aynı anneme benziyordu.Saçlarını karıştırıp:

AŞKIN MOR RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin