BÖLÜM 1

25 3 1
                                    

Göz kapaklarımı yeni bir güne başlamak istemeyerek araladım. Zayıflıktan güçsüz düşen bedenimi zorla hareket ettirdim, yerdeki beyaz tebeşiri elime aldım ve yanımdaki
siyah duvara yeni bir çizik attım. Bugün bu dört duvar arasında geçirdiğim 602. günümdü, neden buradaydım? kim hapsetmişti beni buraya? hiç birini bilmiyordum.
Aylardır tek yaptığım benim bi suçum olmadığını haykırmaktı, beni duyan biri var mıydı ondan bile emin değildim. Sadece her gün öğlene doğru bir bayan gelip kapının altında
kilitle açılan bölmeden bana yemek ve su getiriyordu. Hafta da bir günse yeni kıyafetler, yeni kitaplar ve en azından kendi kendime konuşabilmem için defter kalem
getiriyordu.Bende onun bu şevkine uyup 602 gündür her şeyi not alıyordum.

602 gün önce

Sabah Mertin beni 100 kez öpmesiyle tatlı rüyalarımdan uyanıp onu hemen altıma aldım ve gıdıklamaya başladım. İkimizde kahkalarla gülerken bir anda kapı açıldı ve her
zaman ki ciddi yüzüyle Sinan bey girdi içeri 'hazırlanın parka gidelim' dedi Mert ve ben bunu duyar duymaz sevinç nidaları attık ve yatakta zıplamaya başladık. Ben
Mertin bakıcısıydım daha ilk doğduğu günden beri buradaydım annesi doğumdan sonra kayıplara karışmıştı ya da Sinan beyle anlaştıkları bir durumdu bilmiyordum. Benden
Merti emzirmemide istemişlerdi ama hiç anne olmamış biri olarak bunun mümkün olmadığını söylemiştim. O zamanlar paraya çok ihtiyacım vardı çünkü; iki kardeşim vardı ve annem
yeni vefat etmişti, babamsa bunu bekliyormuş gibi eve başka bir kadın getirmişti daha annemin kırkı çıkmadan hemde. Ben 18 yaşındaydım kardeşlerimden biri 14 diğeriyse 6 yaşındaydı. Bir süre bekledikten sonra bu şekilde devam etmeyeceğini anlayıp babama hiç bir şey söylemeden evden kaçtık. Annem bana ölmeden önce 20.000 lira bırakmıştı hemen bir ev kiralayıp içini döşedik. İzmire yerleşmiştik babamdan uzağa.


Bir süre iş aradım, en sonunda Sinan beyin yanında iş bulmuştum. Oda kardeşlerimi de eve getirebileceğimi ancak bunun karşılığında Merte süt vermem gerektiğini söylemişti. Onu da anlıyordum Mert daha küçücüktü bakıcıdan çok anneye ihtiyaç vardı.

Mecburen kabul ettim ilk 1 hafta Merti gizliden gizliye mamayla beslemiştim takii o geceye kadar. Mert gece yine uyanmıştı alel acele gidip mama yaptım ama yemedi
bir iki saat geçmişti ağlamaktan içi çıkmıştı en sonunda bende ağlamaya başlamıştım. Sinan bey duyarsa işime son verebilirdi o an hiç düşünmeden Merti emzirmeye başladım
susmuştu önce anlam veremesemde 1 saat sonra göğsümde uyuyunca anlamıştım işe yaradığını. Artık ben onun bakıcısı değil annesiydim. Oda beni hiç bir zaman bakıcısı
olarak görmemişti zaten hatta ilk kelimesi 'anne' olmuştu. O küçük yaşımda hem doğurmadığım bir çocuğun annesi olmuştum, hem de kardeşlerime annelik yapmıştım.
Bu durumdan hiç bir zaman gocunmadım, aksine iyiki diyorum iyiki kardeşlerimle kaçmışım, iyiki Merti bulmuşum.

Merti ve Canı güzelce giydirip bende hazırlandım. Can her ne kadar 'abla ben artık 10 yaşındayım' diyip oflayıf puflasada oda gelecekti kaçarı yoktu. Bir saat sonra tek sıra halinde
Sinanın yanına gittik hepimiz bir miktar Sinandan korkuyorduk 'sanırım ben bi miktar da hoşlanıyordum' oda bunun farkındaydı zaten. Hepimizi tek tek süzüp teğit etmek isteyerek 'Hazırsanız çıkalım' dedi sonra bana yaklaşıp 'Çilem nerde' diye sordu.

Çilem ergenliğini doruk noktalarda yaşadığı için bana nerde olduğunu söylemiyordu, bende önlem olarak Sinanın korumalarından birini rica etmiştim o 24 saat takip ediyordu bende günlük rapor alıyordum. 'Aslında bugün sormadım hiç ama güvende olmasa haberim olurdu' diyip göz kırptım. O da hafifce gülümsedi bu bile onun icin fazla sayılırdı yüzü genelde mimikten yoksundu. Kusursuz ve erkeksi hatlarının gülümsemeye ihtiyacı da yoktu zaten o kaşlarını çatarken de güzeldi. Aramızda ki tuhaf etkilesim bitince cocuklara yöneldim, son kez  şapkalarını ve kaşkollarını
düzeltip hazırız dedim 'Beril anne şence de dışası biyaz şıcak değil mi' diye Mertin sesi duyulunca dizlerimin üzerine hafifçe çöküp onu kucağıma aldım kapıya doğru yürürken ona
hastalanmaması için böyle giydirdiğimi anlattım tane tane, tamam belki hava benim önlem aldığım kadar soğuk olmayabilirdi ama onlar hastalanınca ben dayanamıyordum.

Lunaparktaki her şeye ikişer kez bindikten sonra çocuklara 'siz eğlenmeye devam edin ben dinlenicem' diyerek ellerine bir sürü jeton tutuşturdum sonra Cana dönüp 'dikkat et' dedim 'tamam abla yaa' dedi ve daha ilk dakikadan Merti koşturmaya başladı homurtulu sesler çıkartarak Sinanın yanına gittim. 'Yorulmuşa benziyorsun' diyip tebessüm etti. 'Evet yaslaniyorum sanirim' diyince ise küçük bir kahkaha attı, Sinani ilk defa bu kadar neşeli görüyordum. 'Bu neşenizi neye borçluyuz' dedim suratımdaki kocaman tebessumle 'aslında benim sana bişey söylemem lazım Beril' derken heyecanlandigina yemin edebilirim o kadar tatlı duruyordu ki bu haliyle. 'Dinliyorum' dedim anı bozmak istemeyerek 'eve ilk geldiginde o kadar ürkektin ki küçücüktün bebek bakman imkansızdı, zaten dikkatimi çekende bu oldu. Seni araştırmaya başladım annenin ölümü, kardeşlerinle kaçmış olman hakkında her şeyi öğrenince tamam dedim bu kiz yeterli olgunluğa ulaşmış. Aslında biraz da kardeslerine ve sana sahip çıkmak istemiştim. Ama tam tersi oldu sen üçünü de öyle güzel büyüttün ki keşke dedim keske Mertin annesinden önce seni tanısaymisım.  Beril ben ne hissettiğimi her zaman söylemem 4 yildir aynı çatının altindayiz az çok tanımışsındır beni. İsın aslı Mert büyüyor ve ben senin onu bırakmandan, beni birakmandan ölesiye korkar oldum.' Bir süre devam etmesi sonra kısık bi sesle 'ben seni seviyorum.'

Konusmanin sonlarına doğru hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım kalbimin atışını bastırdım ve Sinana hayatımda kimseye sarilmamisim gibi önce incitmekten korkarak sonra sevgimi içimde tutamayıp kemiklerini kırmak istercesine sarildim ben askla ona sarilmişken arkamdaki korumalara arkasını dönmesini tembihliyordu tuhaf hareketlerle, bunun karşısında kocaman bi kahkaha attım. Gözümden yaşlar bosalirken kahkahalarla gülmem delirdiğimin gostergesiydi Sinan aşkına karsılık bulmanın rahatligi icindeydi 'evlensek ya biz' diyince pat diye 'e yuh artik' diye bagiriverdim. Böyle bi tepki beklemediği o kadar belliydi ki şaşkın şaşkın suratıma bakıyordu. Onu öyle görünce yine kahkahalara boğuldum. Iyice bana yaklaştı ve dudağımın kenarina çok masum bir öpücük kondurdu sonra alnını alnıma dayadı ve hava kararana kadar o şekilde kaldık...

Akşam olmuştu çocuklar hala ordan oraya koşturuyordu ortalık daha da kalabaliklasmisti eve gitme vaktinin geldiginin sinyalleri calinca 'ben çocukları aliyim sen bekle burda' dedi Sinan içimi okumuş gibi. 'Bekliyorum evimin direği' diyince o da bi kahkaha attı 'sen iyi alıştın bakıyorum küçük hanım' dedi 'ee dile kolay 4 yıldır bu anı bekliyorum' diye karşılık verdim bende.

Bişey demeden kalktı ve çocukları bulmaya gitti gözden kaybolunca etrafa bakındım bi pamuk şekerci gördüm ve çocuklara birer tane alıyım diyerek hemen kalktım yerimden  lunaparkın çıkışındakı ton ton amcadan 4 tane pamuk şeker alıp tam Sinanla ayrıldığımız banka donerken arkamdan biri adımı söyledi sıradan bir ismim olsa üstüme alınmaz yoluma devam ederdim ama bu parkta kaç kişinin adi berildir ki. Keşke diyorum keske o sesi hiç duymasaydim sesin geldiği yere doğru gidince bir bayan gördüm gözleri ağlamaktan şişmişti, çok zayıftı, saçlarıysa oldukça kısa. Acı çeker gibi bi hali vardı ben onu incelerken konuşmaya başladı 'benim kaybettiğim hayatı sen yaşıyorsun beril ama bu son' dedi hala kulaklarimdan çıkmaz o intikam dolu ses tonu. Ben ne olduğunu daha anlayamamisken iri yarı iki kişi beni  arabaya bindirmislerdi tam o sırada onları gördüm son kez; Sinan, Can ve Mert hayatımdaki en kıymetli üç erkek.. onlarda beni gormuslerdi imdat çığlıklarımı duymuşlardı her şey o kadar kısa bir sürede gerçekleşmişti kı o an bilinçli olduğumdan emin olmasam da son bir çabayla, Sinana dudaklarimi oynatarak 'onlara iyi bak' dedim anlamış mıydı bilmiyorum hiç bi zaman da bilemeyeceğim ama eminim onlara o kadar iyi bakmıştır ki.. Hem kız kardeşim Çilem de artik büyümüştü. Benim onlara baktığım yastaydi. 18 yaşındaydı..

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin