Lerisler (TANITIM)

194 26 3
                                    

Bundan 1 milyon yıl önce daha insanlar dünyaya yerleşmemişken Leris adındaki bir ırk dünyayı yönetiyordu.

Dünya henüz yeni doğmuşken yeryüzünde dereler, şelaleler vardı. Hayat biçimleri oluşuyordu. Ancak bu hayat biçimleri içinde en garip olan Lerislerdi.

Lerisler diğer canlılara göre daha görkemli ve güzellerdi. İki bacaklarının üstünde yürüyerek bütün canlıların yapamadıklarını yapıyorlardı.

Kanatları,bembeyaz tenleri ve muhteşem zekalarıyla en üstün canlılardı onlar. Lerisler 100 yıl boyunca sessiz sakin bir hayat sürdüler.

Ancak yeni gördükleri ve kötü niyetli bir ırk tarafından saldırıya uğramaları onların sessiz hayatlarını yerle bir etti.

50 yıl süren savaştan sonra o görkemli sarayları,bahçeleri her şeyleri yıkılmıştı. Lerislerin soyu git gide azalıyordu. Nerdeyse tükenmek üzere olan soyları onların korku ve endişe içinde yaşamasına neden oluyordu.

Lerisler 100 kişi kalmalarının ardından o kötü ırktan yani Reptiliyanlardan kaçmaya başladılar. Yeraltında saklanmaya ve fırsat buldukça dışarı çıkmaya karar verdiler.

Lerislerden bütün askerler savaşlarda ölmüş ve geriye sadece tecrübesiz genç Lerisler kalmıştı.

Uçabilmelerine rağmen Reptiliyanlar tarafından fark edilip öldürülüyorlardı.

500 yıl yeraltında yaşadılar. Artık uçmayı unutmuşlardı. Yeryüzünde neler olup bittiğinden haberleri olmadan yaşıyorlardı. Soyları tükenme tehlikesini atlatmış ve 70 milyona yaklaşmıştı. Yavaş yavaş artıyordu.

Yeraltında bir medeniyet kurmuşlardı. Zeki bir çocuk doğana kadar yeraltında yaşamaya devam ediyorlardı.

Licht adındaki bu çocuk Lerisleri yeraltında ki hayattan kurtarmıştı. Yeryüzüne çıktıklarında gördükleri manzara karşısında bütün Lerisler şoka uğramışlardı.

O yemyeşil, deniz ve derelerle dolu, hayvanların, unicornların ve pegasusların yaşadığı o dünya kırmızı ve siyah renklere boyanmıştı.

Ne ufacık bir hayat belirtisi ne de küçücük bir fidan veya su yatağı vardı. Lerisler Atalarının hikayelerde anlattıkları Reptiliyanların bunları yaptığını düşünüyorlardı.

Ta ki kırmızı gözlü ve keskin dişli yaratıkları görene kadar. Onlar kan emerek hayatta kalıyorlardı. Dişlerini yavaşça kurbanının derisine geçiriyor, zevkle ve iştahla kanını son damlasına kadar emerken kurbanlarının son nefesini verişini izliyorlardı.

Bu yaratıklar Lerisleri görür görmez onları öldürmeye başladılar. Lerislerin kanı o kadar tatlı ve güzeldiki. Tam istedikleri şeyi bulmuşlardı.

Onları yakalayıp evcil hayvan yapıyorlardı. Kanlarını emiyor sonrada onları besleyerek ölmelerini engelliyorlardı.

Licht 8 yıl süren bu durumdan bıkmış usanmıştı. Irkının böyle küçük düşürülmesi ve besin kaynağı olarak kullanılmasına izin vermek istemiyordu.

Irkından onunla gelmek isteyenleri aldı ve gizlice kaçtı. Yaratıklar bu olayı duyunca çılgına döndüler.

Her yerde Licht'i arıyor ve onun kanının son damlasına kadar içmek için can atıyorlardı.

Bu yaratıklardan kaçanlar mağaralara saklanarak yaşamaya başlamışlardı. Licht'in Vampir diye bildiği bu canavarlardan oldukça uzak bir yerdelerdi.

Licht'in üstün zekası kanatlarının boşuna olmadığını kavramış ve 4 gün içinde mucizevi bir şekilde uçmayı öğrenmişti. Bunu ırkına da öğreterek onların vampirlerden kaçması için yardımcı olmuştu.

Vampirler bu arayışlardan vazgeçerek hayatlarına normal bir şekilde devam ediyorlardı. Taki 3 yıl sonra Licht bir ordu kurarak onlara saldırana kadar.

Licht bulduğu bir küreyle sihirli güçlere sahip olmuştu. Ordusunun üzerinde bu gücü kullanmıştı. Onları güçlendirerek savaşa gitmişlerdi.

Vampirlere açtıkları savaşları kazanarak onları hapsetmişti. Aralarındaki masum vampirlere ise Lerislerle yaşama hakkı vermişti. Lerisler vampirlerle arkadaş olmuşlardı. Hatta evlenenler bile vardı. Vampirler ve Lerisleri çocukları yarı Vampir yarı Leris olarak doğuyorlardı.

Bu barış ancak 10 yıl sürebildi. Çünkü Dünya onlardan artık bıkıp usanmıştı. Bütün dağlar yıkıldıyordu. Yanardağılar püskürmeye yerler yarılmaya başlamıştı. Fırtınalar çıkıyordu. Bazı yerlere ise yıldırım düşüp duruyordu.

Licht bu durumdan korkarak ailesini alarak halkına bir duyuru yaptı "Ey benim yüce halkım. Dünya yok olmaya başlamıştır. Bizde Dünyayla birlikte yok olmamak için uzaya giderek orada yeni bir gezegen bulacağız. Vampirlere bir süreliğine uçma gücü vereceğim bu süre zarfında herhangi biri ya da birileri kargaşa çıkarırsa tereddüt bile etmeden öldürürüm"

Bu konuşma bitince herkes Dünyayı kaçarak terk etmişlerdi. Dünya ise onlar uzaydayken çoktan milyonlarca parçaya bölünmüştü.

Samanyoluna kapılan Leris ve Vampirler başka bir galaksiye giderek orada Limis adındaki bir gezegende yaşamaya başladılar. Bazı Vampirler ise kaçarak Pirim adındaki bir gezegende yaşamaya başladılar.

Vampirlerin çoğu hala düşmanken bazıları Lerislerle yaşıyorlardı. Licht'i kralları olarak seçen Lerisler ve bazı Vampirler barış ve uyum içine yaşayarak bu güne kadar geldiler.

"Kral Lichte ne oldu Nana?"

"Kral Licht'in en büyük oğlu tahta geçerek güçlerinin ve soylarının devam etmesini sağladı. Kral Licht'in güçleri hangi prense geçerse o tahta geçecek ve bir sonraki Kral olarak Limis'de yaşayan halkına liderlik yapacaktı"

"O zaman bir sonraki Kral ben miyim Nana?"

"Evet Prens Leo siz tahta geçecek olan 53. ve ilk yarı Vampir yarı Leris olan Kral olacaksınız. Siz şimdiye kadarki en güçlü Kral olacaksınız Prens Licht. Çünkü siz seçilmiş olan kişisiniz"


Okuduğunuz için teşekkürler ^_^
Yorum yaparsanız beni gerçekten çok mutlu edersiniz :-*


Seçilmiş KişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin