1-Tesadüf

2.3K 63 12
                                    

Telefonumun çalmasıyla gözlerimi araladım. Arayanın alp olduğunu görünce 32 diş açtım telefonu. " buyrun benim " dediğimde " sabah mallığı okula geç kalma " diye bi cevap aldım. " iyi be aman " diye mırıldanıp zıplayarak yataktan çıktım. Her güne enerjik uyanırım hiç affetmem.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra " günaydııın " diyerek merdivenlerden indim. Bi cevap alamayınca biraz bozulsamda omuz silkip inmeye devam ettim. Annemle babam ciddi ve hararetli bişeyler konuşuyolardı bu yüzden beni farketmemişlerdi.

"Günaydın " diyerek yeniledim, yanaklarına sulu birer öpücük bırakırken yüzlerindeki gölge gözümden kaçmadı . Üzerinde duracak mıydım? Hayır.

Öykü barkan .Rahat bir kızdım, istediğim kıyafeti başkasında görmek dışunda üzülebileceğim bişey yoktu. Tek çocuktum . Kolejde lise 3 öğrencisiyim. Sosyalim ama yanlız 2 dostum var. çirkin sayılmam ama kendimi pek beğendiğimde söylenemez.

Odama çıktığımda siyah şortumu, siyah çorabımı ve siyah bol tişörtümü çıkardım , siyah çantama bir tane defter kulaklık telefon ve cüzdanımı koyup üzerimi giyindim. saçlarımı tepeden sıkuca topladıktan sonra gözlerimi belirgin kılan koyu bir makyaj yaptım , parlatıcımıda sürdüğümde hazırdım . Siyah ayakkabılarımla birlikte yeşil montumu alarak aşağı indim .

Konuşmaları bıraktığım hızda devam ederken anahtarımı alıp evden çıktım. Evin kapısına parkedilmiş arabayla gülümsedim. Alple irem kapıda beni bekliyorlardı. İremle aybı kolejdeydik ama alp tamamen ters istikametteydi. Buna rağmen her gün bizi okula bırakmaktan geri durmuyordu.
Arabaya "selam " diye atladım. İreme sarılıp Alpe sulu bi öpücük bıraktıktan sonra yola koyulduk. Normalde şuan Alpin gülmekten arabayı kullanmakta zorlanması iremle benimde makyajımızın bozulması lazımdı. Ama bugün pek konuşmaya niyetleri yok gibiydi.üstelemedim bende.

Koleje geldiğimizde tüm gözler bizdeydi. Kolejdeki kızlar Alpe tam anlamıyla hastaydı. İremle ben %75 burslu olarak gidiyorduk koleje. Burslu olduğumuz ve sürekli alple olmamız hoş karşılanmıyordu.

İremle birlikte alpi döndüğümüzde bi aralar popüler bi dedikoduydu. Ne yaparsan yap, insanlar konuşur. O yüzden umursamayarak en büyük iyiliği yapıyorduk kendimize.

Sömestıra kalan son haftada olduğumuzdan ders işlemiyorduk. Baba parasının sefasını süren 3-5 soytarının bunu dert edeceğini düşünmüyorsunuz heralde. Kızlar saçma sapan marka tartışması yaparken irem sessizliğiyle beni şaşırtıyordu. Anlatmak isterse anlatırdı. Israr edecek değildim. Çantamdan telefonumu çıkarıp wattpade girdim. Okuduğum kitaba yeni bölüm gelmişti. Heyecanla okumaya başladım.

Okul son derece sıkıcı bir şekilde sonlanmıştı. Eve girdiğimde ilk duyduğum şey annemin yükselen sesiydi.
" bunu kızımıza nasıl açıklamayı düşünüyorsun Poyraz? " annem çok nadir zamanlarda ismiyle hitap ederdi babama. " o senin olduğu kadar benimde kızım eylül " noluyo benim aşk böceklerime. Gerçekten birbirlerine öyle romantizm yaparlardıki sıkılıp odama kaçardım . Ama şimdi yüksek sesle isimlerini vurguluyorlardı.

Gülümseyerek içeri girdim. " kuşlar bana dediki bana bişeyler söylüycekmişsiniz " dedim. Annemle babamın gözlerinde kızgınlık ve şaşkınlık hakimdi. " sizi duydum barkan ailesi yapacak bişey yok " diye devam ettim.annem çözemediğim birşekilde bana baktıktan sonra yanımdan yürüdü geçti. Kısaca iplenmedim. Bakışlarımı babama çevirdiğimde eliyle koltuğu işaret etti.Pekala , oturdum.

" taşınıyosunuz " diye bi kelime döküldü babamın dudaklarından. " taşınıyosunuz? " diye sorarcasına konuştum. " benim işlerimi halletmem lazım daha sonra gelicem meleğim " dediğinde gözlerimi kısarak babama baktım. " o zaman sen işlerini hallettiğinde hep beraber gideriz " diyip omuz silktim. " 2. Dönemine İstanbulda başlarsın, en başından istediğin gibi devlet okuluna geçiş yapıyorsun kızım " dediklerimi duymamış gibi hala emir cümlelerini sıralıyordu babam. Şok dalgaları yüzümü yalıyordu resmen.

" Sensiz hiçbir yere gitmiyorum baba " dedim ve ayağa kalktım. Benimle eş zamanlı kalkan babam " kısa süreliğine " diye mırıldandı. Sanki kendini inandırmak istiyordu. " kısa veya uzun umrumda değil, ne istanbulu nede devlet okulunu kabul etmiyorum " dedim.

"Sana kabul ediyomusun diye soran olmadı. Sürekli istediklerini elde edemezsin. Şımarık kız çocuğu gibi davranmayı bırak ve büyü artık.gidiyoruz dedim ve konu kapandı " bunları söyleyen annemdi. Ellerini göğsünde birleştirmiş çatık kaşlarla karşımdaydı. Bana bağırmıştı. Büyü artık.

Dolan gözlerimi saklayarak merdivenlerden yukarı çıktım. Çıkarken " bana olan sinirini ondan çıkarma " sözleri kulaklarımı doldurdu.

Normalde ses yükselmesi sıradan sayılur. Ama benim için öyle değildi. Bizim evde ses tonu yükselmezdiki. ama az önce annem bana bağırmıştı. Büyü artık demişti. Babam olmadan bi yere gitmek istememek çocukluksa evet çocuktum. Ve büyümekte istemiyordum. Biz her yere ailecek giderdik, korktuğumda yada üzüldüğümde babam solumdaysa annem sağımda olurdu. Ama şimdi kaç kilometre uzakta olacağımızdan bahsediyorlardı. İstemiyordum, banane işte.

Gözümden süzülen 2 damla yaşı sildikten sonra telefonuma uzandım. İremin numarasını tuşladım ve açmasını beklemeye başladım.

Ağlarken arayabileceğiniz biri varsa gerçekten şanslısınızdır. Hemen yanınızda olmasada sesi varlığını hissettirir.Elinizde telefon kilometrelere rağmen sığınırsınız ona. Peki işe yarıyor mu? Evet hemde çok. O telefonda " şşt ağlama ben varım" der, içinize bi rahatlama yerleşir.

" öykü, masal, hikaye " diye şakıdı irem. Onun sesini duyunca bi damla süzüldü yanaklarımdan . Hadi ama kaç dakikadır tutmak için bi taraflarımı yırtıyorum . Ağzımdan bi hıçkırık kaçınca " öykü bişey mi oldu kuzum? " dedi irem. " irem " dediğimde sesim çatallaşmıştı. " ağlıyo musun sen ? " diye sordu irem. Yok gözümden işiyorum demek isterdim ama espiri yapıcak halim yok. " ha-hayır " dediğimde ağlamam hızlanmıştı. " lütfen ağlama " dediğinde burnunu çekti. Ben ağlıyorum diye oda ağlıyordu.

Sen ağlarsın, onun canı yanar. Sen gülersin, dünyalar onun olur. Gerçek arkadaşlık bunu gerektirir çünkü.

" burnunu çektiğine inanamıyorum " dedim zoraki gülerek."zorla gülme " diye çıkıştı. Gözlerimi sildim. "Her şey yolunda " diye mırıldandım. Öyle olmalıydı çünkü.

" neden ağladığını sormuycam ama anlatacağını unutma " dedi İrem. " teşekkürler " dedim belli belirsiz. Üzerime gelmediği için diyebileceğim tek şey buydu çünkü.

Telefonu kapattıktan sonra yatağıma uzandım . Tavanı izlerken şu sözler yankılanıyordu.

Sürekli istediklerini elde edemezsin.

En acımasız gerçekte buydu belkide. Her zaman istediklerimiz olmaz.

Bu bölüm için teşekkürler . İlk bölüm için yeterliydi , devamını bekliyorum

Tesadüf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin