" kazağımı sen mi aldın?"diye bağırdım yağmura . Yağmur hiç altta kalır mı ? Oda "aldım ne olcak sende benimkini alıyodun" " Ne alaka o benim en sevdiğim kazağımdı " "Olsun ya bişey olmaz ben iniyorum hadi gelirsin baysss"Deli kız dedim içimden ananem durur mu ? " ay yine mi bağırışıyorsunuz başım şişti " "Tamam ananem bende çıkıyorum " dedim ve çıktım.Sonra Yağmurun yanına gittim .
"Yağmurrr " diye bağırdım arkasından "Servis geldi mi?" "Yok daha gelmedi gelir şimdi " dedi. " Servis geldi "dedim " Hadi koş koş "dedi yağmur. Sonunda servise bindik . Okula gidene kadar Yağmurla birlikte ınstagram da dolaştık. En sonunda geldik.Yağmur istemsizce "hadi kalk geldik" dedi. Yağmur ilk defa okulu istemedi. Sınıfa girdimizde Selin yanımıza geldi. "naber " dedim selin " İyi siz "dedi "iyi "dedik . Bugün herkez durgundu çünkü bu gün PAZARTESİ. Pazertesini bizim sınıfta yada bizim okulda yada tüm Türkiye'de ki okullarda hiç kimse sevmiyor. Bu nada pazartesi sendromu deniyor.
Dört ders geçti ve bu ders Matematik . Bu yüzeden kızlarla okuldan kaçma operasyonu düzenledik. Şimdi biz sanki nöbetçi öğrenci gibi dışarı çıktık ve bekçi abiyle şöyle konuştuk "Bekçi abi bizi Matematik hocası bizi dışardaki marketten bişeyler almak için yolladı" dedik . Bu iş kolay oldu hemen çıkarttı bizi. Bizde hemen karşıdaki markete girdik. Selin elinde market arabası ile geldi yanımıza
"Evet kızlar hazır mıyız?" Dedi ve pis bir bakış attı. Bende yağmura baktım oda bana bakınca sırıtıp seline döndük "tabikide her zaman" dedik ve market arabadına oturdum. Yağmurda ayağını demirlere koydu selinde arkadan sürdü bizi.
Direk olarak çikolata reyonuna girdik. Yoksa başka bir yere gireceğimizi falan mı sanıyordunuz. Nutellayı görünce "durun lann. Nutella burda" dedim. İkiside durdu. Selin nutellayı alıp bana verdi. Ve ardından cips aldık. Kola, jelibon, çikolata... falan filan derken market arabası baya doldu. Acaba para yetecek mi?
"Kızlar bir şey soracağım. Bizim paramız var mı?" Dedim. İkiside bana döndü ve birbirlerine baktı. "Valla bende 20tl var" dedi yağmur." "Bende de 30 tl var "dedi selin ." Bende de 25tl cik var hepsini toplasan 20+25+30=75 tl ooooo yeterde artar kızlar " dedim ve koştuk kasaya doğru bi yarım saat sürdü hepsini geçmesi sonuç 65tl oha dedim içinden. Ne kadar pahalı bi yer burası.
Poşetleri elimize alıp marketten çıktık. Selin "ağaç evine gidelim. Okul bitince çantaları alıp evlere geçeriz. Okey?" Yağmurla birlikte güldük sonra selinin taklidini yaparcasına "okeyy" dedim ve sonra ağaç evide gittik. Orası tahtadan ve yerde idi. Ağaç ev diyince akla ağacın tepesinde bir ev gelir ama bizim ki yerde idi. Ağacın yanında. O evi bizim sitede çalışan bi amca sayesinde Yaptık. O bize yardım etti. Oraya kısaca sır odası diyoruz. Orası 4 yıllık. Biz 7.sınıfa başlarken yapılmıştı orası. Halada sağlam. Arada bazı yerler kırılsada sonradan düzeltiyoruz.
Orası bizim bütün sırlarımızı bilir sıkıntılarımızı çeker . Her canımız sıkıldığında geliriz ama Sadece üçümüz buraya ailemiz dahi gelmemiştir . Yani burası bizim. Çocuklar buraya gelmek için zevk atarlar . Ama giremezler . Onlarada acıyorum yani bu güzelliği göremiyorlar. Biz her okuldan kaçtığımızda buraya gelip abur cubur alıp dedikido veya sır paylaşırız ben yağmurla kuzenden öte kardeşim ,selinde benim için öyle. Bu hayatta biz üçümüz kalsak yeter bize. Bence biz birbirimiz için doğmuşuz.
Ve sonunda bizi çeken sır odamıza geldik. Geldimizde okula gitmeyen çocuklar sır odasına gizlice bakıyolardı. "Sizi gidi ajanlar sizi " dedi yağmur "ne isiniz var orda"dedim bi tane büyük çocuk "Hiç biz ses duyduk ona geldik " dedi " bana hiç öyle gelmiyor küçük adam"dedi selin "tamam tamam biz sadece merak ettik sır odası dediniz yeri sorun olmaz diye düşündük sorun olur mu?" dedi çocuk "Şuanlık sorun yok ama bi daha görmeyelim sonra sorun olur" dedi yağmur " Bi daha görmeyelim tamam mı çocuklar?" Dedim onlarda üzgün şekilde "tamam" dediler.
Bizde içeri girdik ve abur cuburları kaseye koyduktan sonra masaya geçtik düşünün yanı masa yatak perde kase vb. Biz bazenler süper üçlü olarak orada yatılı kalıyoruz. yemekler tatlılar abur cuburlar ooooo daha neler neler bildiniz orası bizim evimiz gibi bi banyo yok diğer her şey var bi baktım yağmur abur cuburların önüne oturmuş bizi bekliyor ne kadar insaflı bir kardeşim var ya da kuzenim. selinde yanında beni bekliyorlardı.
Abur cuburları yerken yağmur başladı dedikoduya ve bizimde gözler açıldı full dikkat onu izliyoruz " kızlar Burak ve Mert ten birileri hoşlanıyormuş ve herkezin ortasında söylemişler sonra bunları Burak ve Mert duymuş kızları aramış bulmuş ve kızlara işkence çektirmişler ve devam ediyorlarmış . Ay acıdım kızlara ya birini sevmek suç mu ?"dedi . Bizde selinle Yağmura katıldık "ya yazık kızlara ya nasıl bi insaniyetsizlik bu ayılar odunlar öküzler..." diye saydırdık Burak ve Merte ve sonra abur cuburları yedik.
Saate baktığımızda dersin bitmesine 20dk vardı bizde okula geçmek için hazırlandık. Otobüs durağına ilerledik. Otobüse binip okulun yolunu tuttuk. Okulun önüne gelince selin "müsait bir yerde" dedi. Ama sesi az çıkmıştı. Ve duymamıştı. Önden bi adam "GAAAPPTAANN İNECEK VAR" dedi. Adam durdu ve üçümüzde indik. İnince üçümüzde adama güldük.
Okulun bahçesinde öğrenciler çıkıyorlardı. Bizde yavaş yavaş içeri sızmaya çalıştık. Taki yağmur bağırana kadar. "Aaaa. Canım acıyor. Hayvan kim çekti saçımı" dedi ve arkasını döndü. Bizde selinle arkamızı döndük. Ama bi sorun vardı. Saçını çeken kişi öğrenci değil Müdür yardımcısı hasan hocaydı. Yağmur sinirle arkasını dönmüştü ama hocayı görünce ağızı açık kaldı.
"Şeyy hocam özür dilerim ben sizin olduğunuzu bilmiyordum. Ben bi öğrenci falan sanıyordum." Dedi. Hocanın suratı ise her zaman ki gibi kızgındı. Kaşları çatılmış. Elini çenesine koymuş. Diğer eliyiylede çenesindeki eline destek çıkıyordu. Hocanın bu pozuna biz çatık kaş diyorduk. Çünkü her zaman böyle yapardı. Eğer o hocayı görürsekte 'çatık kaş alarmı' derdik. Ama bu sefer hocayı bizde görmemiştik.
"Bi açıklamanız var mı?" Ben tam konuşacaktım ki hoca "düşündüğüm gibi yok. Şimdi evinize gidiyorsunuz yarın üçünüz birlikte disipline. Ayrınca yağmur senin cezan daha büyük. Nedenini sorma. Sen biliyorsun dimi güzel kızım" diyip yapmacık bir şekilde gülümsedi ve biz korkuyla çantalarımızı alıp çıktık.
Selinle aynı sitedeydik . Selin evine koşarak gitti. Biz Yağmurla baş başa kaldık. "Acaba sır odasına mı gitsek ? Yada eve mi ?" Dedim ve Yağmur korkuyla "eve" dedi biz yavaş adımlarla eve gittik
Evde büyük bi sessizlik oldu bütün herkes konuşmuyo . Ve bu bizim eve göre değil. Hele hele YAĞMURA ." Yağmur gel odamıza gidelim " dedim ikimizde kalkıyorduk bi ses bize " OTURUN " dedi.İkimizde çantalarımızı bırakıp oturduk .
Hepinize selam.
Yeni bir hikayeye başladık.İnş beyenmişsinizdir. Diğer bölüme kadar kendininize iyi bakın. Hadi baysss👋🏻