Sabah gözlerimi açtığımda daha güneşin yeni doğduğunu fark ettim. Yeniden uyumaya çalışsam bile başaramadım. Tikkinin uyduğunu bildiğim için ses çıkarmamaya dikkat ederek yavaşça yatağımda doğruldum. Ne yapacağıma karar vermemiştim ama kimseyi uyandırmak istemediğim için sessizce balkonuma çıktım. Havada hafif bir serinlik vardı ve çıplak ayaklarım yere değdinde vücudumu bir ürperti sardı. Ancak hızlı adımlarla demirliklere yaklaştım ve yeni doğan güneşin ışıklarının vurduğu boş Paris sokaklarını izledim. Eyfel Kulesi'ne baktığımda dün izlediğim film aklıma geldi. Oradaki kız aynen bana benziyordu. Sanki kendimi dışardan seyretmiş gibi hissetmiştim. Şimdi bunu düşününce daha net anladım. Evet ben Adrien'dan hoşlanıyorum ancak bunu çok abartmışım. Şimdi düşününce ondan kaçışlarım, yanında kekelemem, kızarmam. Derin bir nefes aldım. Gerçekten çok abartmışım. Belki de onun yanında normal davranmalıydım. Evet, en azından denemeliydim. Aldığım bu karardan mı yoksa birden tatlı tatlı esmeye başlayan bu meltemden mi bilmiyorum ama kendimi çok rahatlamış hissediyorum. Hazırlanmak için içeri geçtim. Daha alarmımın çalması bir saat olduğunu fark ettim ve aldığım karara uyarak duvarlarımdaki tüm posterleri kaldırdım. Etraf çok dağınık olmasada biraz odama toplayıp çantamı hazırladım. Şimdi sadece kendimi hazırlamak kalmıştı. Banyoya gidip yüzümü sabunla iyice yıkadım. Saçlarımı taradım ve herzamankinin aksine gevşek bir örgü yapıp bıraktım.Ancak o zaman saçımın çok uzadığını fark edebilmiştim. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra hazırdım. Gidip gardırobumu açtım ve stilini değiştirmeye karar verdim. Yeni bir şeyler giymekten kimseye zarar gelmez sonuçta. Üstüme sade beyaz bir bluz altına ise pembe bir şort giydim. (Medyada var) Tikki çalan alarmla yerinden sıçradı ve birden beni göremeyince panik oldu.
-Tikki, burdayım. dedim.
Bana dönüp baktı ve hayretle 'Marinette!' dedi. Alarmı kapattım ve günaydin dedim. Hala çok şaşkına benziyordu.
-Marinette erken uyanmışsın. dedi hayretle. Kaşlarım istemsiz olarak çatılmıştı.
-Ne yani ben erken uyanamaz mıyım?
-Yok canım ben öyle bir şey demedim. Her neyse hadi aşağı inelim uzun zamandır kahvaltı yapmıyorsun.
Tikki 'nin bu telaşlı haline gülümsedim ve onu askılı minik beyaz çantama koyup sırt çantamı da alıp aşağı indim. Annem beni görünce başta şaşırdı ama sonra sanırım erken uyanmama sevinmiş olacak hemen sofrayı hazırladı. Tabii bende ona yardım ettim. Babam mutfakta krepleri pişirirken bizde sofrayı hazırlamıştık ve bir güzel kahvaltı yaptık. Tikki haklıydı uzun zamandır annemlerle kahvaltı yapmıyordum. Aslında ladybug olduğumdan beri çoğu şeyi aksatmıştım arada böyle şeyler yapmak iyi gelebilirdi.
Kahvaltıyı bitirip sofrayı topladıkları sonra Tikki 'ye birkaç kurabiye ve kendime de bir kruvasan alıp anne ve babamı öpüp evden çıktım. Aslında okula geç kalmayacaktım ama öyle boş boş dolanmak istemediğimden hemen okula gittim. Okula vardığımda daha çok kişinin gelmediğini fark ettim ve tam sınıfa doğru gidecekken birine çarptım. Çarptığım kişiye bakınca onun müzik kulübünün başkanı Lucy olduğunu gördüm. Bana bakıp gülümsedi ve
-Marinette seni uzun zamandır görmüyorum sanırım bu yıl kulüpten ayrılmıştın. dedi.
-Ah şey evet bu yıl biraz yoğunum da o yüzden pek kulüp aktivitesine katılmadım.
-Yazık oldu sen çok yetenekli bir kemancımızdın seni yeniden aramızda görmeyi çok isteriz. Neyse sonra görüşürüz. dedi ve el sallayıp gitti. Bende arkasından el salladım ve dediklerini düşünmeye başladım. Kulübe yeniden katılmak mı? Aslında neden olmasın? Ladybug olduğumdan ve Adrien'a olan hoşlantımdan bu yıl kulüp aktivitelerine pek vakit ayıramamıştım. Ama şimdi Adrien meselesini biraz rafa kaldıracaksam kulübe yeniden katılabilirdim. Ani bir kararla Lucy 'nin arkasından koştum ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kediler ve Kötü Şansları
RandomMerhaba bu ilk hayran kurgu kitabım. Yaklaşık bir yıldır bir uğurböceği hayranıyım. Bir sürü hayran kurgu okudum ve neden bende yazmıyım dedim. Umarım hoşunuza gider.