-Marinette'ten-
Ertesi gün saat öğlen olmadan taburcu oldum. Eve geldiğimde önce annemin güzel yemeklerini ve babamın tatlılarını yedim. Ardından ilaçlarımı içtim ve odama çıktım. Josh'ın akumalanma olayı cuma günü olmuştu. Yani cuma günü yaralanmıştım. Ancak mucizevi güçlerim sağ olsun iki gün içerisinde iyileşmiştim. Yani bugün pazardı ve ben yarın okula gitmek zorundayım. Yapmadığım ödevlerime mi yoksa bom boş geçen hafta sonuma mı üzüleyim bilemiyorum. Ne kadar oflasam da masamın başına geçip bütün ödevleri yaptım. Tabii bu baya zamanımı aldı. Bir ara annemin getirdiği kurabiyeyle sütü Tikki ile beraber yedik. Bütün ödevleri bittiğinde saat beşe çeyrek vardı. Ayağa kalktım ve gerindim. Sonra havlumu alıp banyoma gittim. Hastaneye gittiğimden beri yıkanamıyordum. Sanırım şimdi uzun bir banyo yapıcaktım.-Adrien'dan-
Bugün pazardı ve tabii ki benim bütün gün kursum vardı. Sabahın köründe başlayan piyano kursumla beraber ancak öğleden sonra üç gibi eve geri dönebilmek. Hemen yemek yedim ve duş aldım. Aslında amacım prensesimi görmekti ancak sanırım bütün gün kursta olduğum için ve aldığım duşun da etkisiyle uyuya kalmışım. Uyandığımda saat beşti. Hızla uyuya kaldığım yerden doğruldum ve Chat Noir halime büründüm. Hastaneye geldiğimde yine dünki gibi pencereden girdim. Ancak yatak boştu. Hatta oda temizlenmiş ve uzun süredir dokunulmamış gibiydi. Vazo boşalmış bir şekilde komodinin üstünde duruyordu. Yoksa... Hayır olamaz böyle bir şey. Yani benim prensesim iyidir değil mi? Ancak bu kadar çabuk taburcu olması da... Hayır böyle düşünmemeliyim! O iyi, o iyi. Hemen Adrien halime döndüm ve kapıdan hastanenin koridoruna girdim. Hızla en alt kata resepsiyona gittim ve Marinette'in oda numarasını söyleyerek onun nerede olduğunu sordum. Görevli bana taburcu olduğunu söylediğinde nasıl rahatladığımı ben bile bilmiyorum. Hemen görevliye teşekkür ettim ve hızla Marinette'in evine doğru yol aldım. Tabii ki Chat halime bürünerek. Evlerine vardığımda Marinette'in camının açık olduğunu fark edip içeri girdim. İçeri girdiğimde gördüğüm manzarayla dona kaldım. Marinette elindeki kremi karnının üstünde ve etrafındaki yaralara sürmeye çalışıyordu ve çok canının yandığı belliydi. Bu manzarayı görünce içim acıdı. Birden
-Marinette sana neler olmuş böyle? demekten alı koyamadım kendimi. Bu kadar derin yaralandığını fark etmemiştim. Edememiştim. Bu kadar çabuk taburcu olduysa çok yarası yoktur diye düşünmüştüm. Yanlış düşünmüşüm. Marinette birden bana baktı ve beni görür görmez yaralarını kapatmaya çalıştı. Ancak yanına gidip ona engel oldum. Yavaşça t-shirt'ünü sıyırdım ve yaralarına baktım. Daha fazla dayanamayacağımı bilerek başımı başka bir tarafa çevirdim ancak çoktan gözlerim dolmuş hatta ilk yaş düşmüştü bile. Marinette ağladığımı görünce iki elini yüzüme yerleştirdi ve beni zorla onun gözlerine baktırdı.-Şşşş, Chat ağlama. Ben iyiyim, iyiyim. dedi yatıştırıcı bir sesle. Ama kendime engel olamadım.
-Benim yüzümden. dedim.
-Eğer ben seni koruyabilseydim böyle olmazdı.
-Öyle deme kedicik. Bak ben gayet iyiyim. Hem sen ne sulu gözmüşsün. dedi bana takılarak. İstemsiz olarak güldüm dediğine.
-Bak iyiyim işte. Hadi yardım et de süreyim şu kremi. dediğinde onu başımla onayladım. Marinette t-shirt'ünü sıyırdı ve bende kremi sürmeye başladım. Tabi ne yaptığımı fark etmem birkaç dakikamı aldı. Zaten o zaman da işim bitmişti. Marinette bana teşekkür etti ve ikimizde onun banyosunda elimizi yıkadık. Daha sonra biraz sohbet ettik ancak ikimizde çok yorgunduk ve yarın okul vardı, bu yüzden erkenden vedalaştık ve ben hemen eve gittim. Ancak belli bir süre uyuyamadım. Yaptığım şeyde abartılacak bir şey yoktu ancak düşündükçe yanaklarım kızarıyordu. Ben cidden Marinette'ten hoşlanıyordum.
-Marinette'ten-
Chat gittikten sonra hemen uyudum. Sabah alarmımın sesiyle zorla uyandım. Sonuçta iki gündür erken uyanmıyordum. Kalkmam zor olsa da kalktıktan sonra hızla açıldım. Hemen hazırlandım ve aşağı indim. Annemlerle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra Tikki'ye birkaç kurabiye aldım. Okula biraz vardı bu yüzden etrafta dolaşa dolaşa yavaşça gittim. Giderken etrafı inceleme fırsatım olduğu için çok mutlu olmuştum. Artık yaşadığım bu çevreyi biraz daha iyi tanımalıyım. Belki ara sıra böyle küçük geziler yapabilirim. Bunları düşünürken çoktan okula varmıştım. Okula girdiğimde herkes geçmiş olsun dileklerini sunmaya başladı. Tabii Chloe hariç. Alya'nın yanına gittiğimde bana göz kırptı ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kediler ve Kötü Şansları
RandomMerhaba bu ilk hayran kurgu kitabım. Yaklaşık bir yıldır bir uğurböceği hayranıyım. Bir sürü hayran kurgu okudum ve neden bende yazmıyım dedim. Umarım hoşunuza gider.