Üniversitede ilk gün. Vay canına. Ne heyecan ama!Liam bir sürü şey hissediyordu ama heyecan kesinlikle bunlardan biri değildi. Gergindi, yalnızlık iliklerine kadar işlemişti ve ah, hiç gergin ve yalnız olduğundan bahsetmiş miydi?
Kimseye çarpmamaya çalışarak kampüsün bahçesini biraz turladıktan sonra gördüğü kadarıyla okulun güzel olduğuna kanaat getirmişti, ki öyle olduğunu buraya başvuru yapmadan önce internetten fotoğraflarına bakarken çoktan anlamıştı. Hem bunun gibi bir özel üniversite nasıl güzel olmazdı ki?.. Buradan burs almak olmak hayatı boyunca elde ettiği en büyük başarıydı kuşkusuz. Artı olarak kendine bir araba almış ve eve çıkmak için güvence elde etmişti. Yurtta kalma düşüncesi tüylerini diken diken ediyordu. Bunda lisede yaşadıklarının etkisi büyüktü tabii, liseyi anmaktan bile nefret ediyordu.
Sonunda kafeteryaya geldiğinde içeri girmeden önce derin bir nefes aldı ve tişörtünü düzeltti. Danielle yanında olsaydı artık sosyalleşmesinin vaktinin geldiğini söyler, onu çekiştirip durur, karşılarına çıkan her insanla onu zoraki bir muhabbete ve belki de daha kötüsü, yapay bir samimiyete sürüklerdi. Liam bu hissiyatını dile getirmek istemiyordu ama Danielle ile farklı ülkelerde üniversitelere gidiyor olmaktan... neredeyse memnun bile sayılabilirdi.
Oturmak için boş bir masa bakınırken etrafındaki insanların çoklu gruplar halinde oturuyor olduğunu fark etmesi kaşlarını çatmasına neden oldu. Bu kadar hızlı ve çok sosyallik... Ona sahte geliyordu. Danielle ile bu yüzden sürekli tartışıyorlardı, kızın çoğu haraketi ne yazık ki Liam'a yapay geliyordu. Yine de... İki yıldır birliktelerdi ve Liam idare ediyordu, ayrıca aralarındaki bitirme düşüncesi de ona iyi gelmiyordu. Hem, belki böyle daha iyi olurdu. Sürekli iç içe olmak Liam'a gına getirmişti ama şimdi araya mesafe girmişti. Belki de sorunlar böylelikle kendiliğinden düzelirdi. En azından o böyle olmasını umuyordu.
Sonunda boşalan bir masa gördüğünde hızlıca ona ilerledi, tam sandalyelerden birini çekmişti ki masanın diğer ucundan başka birinin sandalye çekmesi bir oldu, kafasını kaldırıp baktığında şaşırdı. Çünkü benzeri şaşkın bir bakışla ona bakan çocuğu daha önce de görmüştü. Kampüse gelmeden önce stresin de etkisiyle çok acıktığı için McDonalds'a gitmişti ve... Bu o çocuktu. Cüzdanını yere düşürdüğünde ve tüm parası etrafa dağıldığında bu güzel gözlere sahip yabancı da hemen yanına gelip sessizce ona yardım etmişti. Sonra Liam utanç içinde ona bir teşekkür mırıldanmıştı, o da sessizliğini bozmadan gülümsemişti, o kadar. Ve şimdi de üniversitenin kampüsünde denk gelmişlerdi. Hoş sayılabilecek türden bir tesadüftü.
Liam şaşkın şaşkın durmayı bırakıp ona gülümserken çocuk da onu hatırlamış olsa gerekti ki çekingen bir tavırla ona gülümsedi. Onun gibi sessizdi, belki de gerçekten arkadaş olabilirlerdi.Liam, kendisinden kendinin bile beklemediği bir şekilde atılgan davrandı, "Ne şans ama." dedi dostane bir tavırla elini ona uzatırken. "Liam." Esmer çocuk bu sefer dişlerini göstererek gülümsedi. Liam'ın gardını indirmesiyle onun da sert çehresi yumuşamıştı. "Zayn." Ve sözsüz bir anlaşma yaparak çektikleri sandalyelere oturdular.
Bölümleri, ilk karşılaşmaları hakkında sohbet ettiler, Liam sakarlığından yakındıkça Zayn elini ağzına kamufle ederek kıkırdadı. Konuştukça konuştular, laf lafı açtı. Aralarındaki muhabbet Liam'a ne sahte gelmişti, ne de yapay. Üstelik Zayn, Liam'ın dans edebilmesinden fazlasıyla etkilenmiş gibi gözüküyordu.
"Bir ara öyle bir şeylere kalkışmıştım..."demişti utanarak eliyle alnını kaşırken. Ama ne kalkışmaktı, yetenek yarışmasına katılmak da deli işiydi. "Rezaletti. Sana özenmediğimi söylersem büyük bir yalan olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i kissed a boy » ziam & larry
Fanficbir grup öğrenci, bir grup ev arkadaşı. devasa bir parti. en fazla ne olabilir ki? +ziam & larry collage au