Biraz ritmine uyacağını düşündüğüm bir müzik ekledim.Beğenmezseniz dinlemeyebilirsiniz
---
AHSEN'DEN;
"Arda,sence bunu AZRA beğenir mi? "
AZRA'NIN korkulu rüyası olan elimdeki köpeği ona uzatarak söylediğim cümleye meşhur sırıtışlarından birini yolladı.Bilmiş bir edayla "Çok beğenir,hatta sevinçten ayaklarını kıçına vura vura mahalleyi turlar. "dedi.Elimdeki sevimli köpeğe baktım.Kim bu kadar tatlı bir şeyi sevmezdi ki?AZRA anormalinden başka bir şey bekleyemiyordum zaten. "Mahalle ne ki?Bütün semti turlayacağına bahse bile girerim."dediğimde samimiyetten uzak bir kahkaha attı bu espri olmayan cümleme.Bense saf gibi sırıtmak zorunda kaldım.
"Biraz daha burada oyalanırsak annem de bize İzmit'i turlatacak. " Telaşlanarak telefonu çıkarıp saate baktım.Kafamı ARDA'YA çevirerek gözlerimden 'şimdi bittik' dercesine bir sinyal yolladım.Arda da 'Sıçtık' dermiş gibi bir sinyal yollayınca ağzını açtı ve konuşmaya başladı."Göz kontağı ilişkimiz bittiyse,koşmaya başlamalıyız.Yoksa NERMİN teyze şu kapıdan terlikle bizi otobüs terminaline kadar kovalar yemin ediyorum. "
Gözleriyle sevimli şeyi işaret ederek "Şu köpeği alıp çıkmazsak... "
İkimizde birbirimize tekrar bakıp kasaya koştuk.Köpeğin fiyatını Arda'ya kakaladıktan sonra köpeği taşımak kadar büyük ve kutsal olan görevi ona armağan etmiştim.Şimdi ise Arda'yla caddede bedava dondurma dağıtıldığını duyan küçük çocuklar gibi terminale yardırıyorduk.Bir anda büyük bir bedene çarparak mağazanın olduğunu düşündüğüm camekana savruldum.Ben... aşık olmuştum.Ardatellamı(Arda ve Nutella'nın birleşimi)dürterek aşık olduğum,vitrindeki duruşuyla diğer ayakkabıların üstündeki parıltıları kendi üstüne toplayıp bütün ihtişamıyla bana bakan,NİKE işaretine kurban olduğum ayakkabıyı gösterdim.
"Arda,ben bu ayakkabıyı almadan buradan gidersem,kendimi bir daha toparlayamam. "bayılacakmış gibi yaptığımda kırıttı.Erircesine yere çöktüm ve ellerimi şakaklarıma bastırdım.Yoldan geçen insanlar 'bu delileri buraya kim bıraktı' der gibi baksalar da bunu önemsemedim.
"Ah...Senn-i troloji." bu bizim dilimizde 'koş ve al onu demekti'.Öyle de yaptık.Ancak şeffaf bir engel vardı.Ve biz o şeffaf cam vitrine yapışmıştık.İçerideki satış danışmanı önce cama yapışmış kuşlar gibi bize baktı.Gerçi şu durumda cama yapışan kuşlar biz oluyorduk.Ama bu küçük ayrıntıyı es geçebilirdik bence.
---
Yaklaşık on dakikadır pazarlık yapmaya çalışan bedenlerimiz az sonra yıkılacakmış gibi hafifçe sallanıyordu.Kurban pazarlığı yapar gibi tokalaştığım satış danışmanı;
"Bunun bize gelişi 250tl.Zaten indirimli bir ürün olduğundan daha fazla indirmek bizim zararımıza olur hanımefendi."tokalaştığımız ellerimizi daha da hızlandırdım."250 yap şu güzelim kıza be.Benim yanımda olmadığı için de başka çarem yok."Arda'yı işaret ederek "Şu elinde yavrusunu taşıyan köpek de vermiyor.10tl altı üstü.Ne cimrisiniz ya "derken ağlamaya başlayacaktım.Arda'ya en şirin yavru köpek bakışlarımdan birini attım. 'Hayır' dermişçesine kafasını sağa sola sallayarak "Hiç kusura bakma Keskin'ciğim',köpeği de bana kekledin."Kadın bize daha fazla dayanamayacağını anlamış olacak ki "Daha fazla uğraşmayacağım.Size özel 250tl yapıyorum hanımefendi.Maksat ayağınız alışsın. "Danışmadan elimi ayırdıktan sonra Arda ve ben zafer kazanmış bir şekilde ellerimizi birbirine çaktık.
---
Ayakkabıyı istediğim fiyata almanın coşkusuyla sokakta podyum edasıyla yürürken beni gerçek hayata döndüren elimdeki yanma hissi ve omzumdaki darbe oldu.Aniden gelen şok dalgasıyla gözlerimi değerli ayakkabılarıma çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAĞIM SOLUM SOBE
ComédieDisipliniyle ve yetiştirdiği terbiyeli öğrencileriyle herkesin imrenerek baktığı özel Seyman Koleji 'ne 5 bomba düşerse ne olur? "Okulu tüm yapısı değişir ve bir AZMAN İMPARATORLUĞU kurulur. " Disipliniyle kafayı bozmuş bir kolejde ne kadar ciddi...