Hoş geldiniiiz!
Yeni kurgumda, Cassian ve Flare'in yolculuğunda onların lanetini takip etmeye hazır mısınız?
GİRİŞ: ŞAFAKTAN DOĞAN
Bastırdığım tüm o öfkenin damarlarımda gezinmeye başladığını hissediyordum. Göz bebeklerim yanıyordu ve bu gerçekten oluyordu. Önce gözlerimden başlardı, o sarı gözlerim kırmızılarla dolar ve başta mum alevi gibi yanarken bir anda yangın başlardı. Sonra yüzüme yayılır, bedenimin her yanını sarardı. Dışarıdan böyle görüyorlardı.
Bu kırmızılığı seviyordum. Bu kırmızılığın acı verici çığlıklarını yutar ve dönüşümüm boyunca yok olmanın hayalini kurardım. Bu an yüz yıldır süre gelen her yok oluşumun acısını yaşardım. Her an yeniden, toz olana ve gökyüzüne karışana dek sürerdi. Buna saniyeler vardı, gözlerim Cassian'ı aradı. Bana doğru koşuyordu ancak ulaşamayacaktı. Hiç ulaşamamıştı. Biz yüz yıllık bir lanettik ve o ölümsüz bir gardiyandı. Görevi her öldüğümde ve yeniden doğduğumda beni beklemekti. Benimle lanetliydi.
"Hayır, hayır hayır! Flare gerçek formuna geçemez!"
Kahkahalara boğuldum, ona öfkem parçalara ayrılmamı kolaylaştırmıştı. Alevler saçıldı, havaya karıştım. Onlara görsel ve sıcak bir şölen bırakarak.
Kalan sadece boşluktu. Yeniden doğana dek geçen o bütün süreler boşluktu.
Anka'nın doğuşu, küllerinden yeniden.
Hep ve daima.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEVLERİN LANETİ
General FictionBen Flare, Rare, Sia ve bilinen adımla Nia. Flare Odysrek. Ejderha ve Anka'nın kızıyım, Şekildeğiştiren bir kıvılcımım. Hem doğumum aynı zamanda ölümüm. Ve tam bir baş belasıyım.
