1.BÖLÜM

3 0 0
                                    

Sabahın ilk ışıklarında kalkıp sahilde yürüyüş yapmak her ne kadar entel dantel biri gibi görünmeme sebep olsa da yaz yaklaşmak üzere ve bu kızın zayıflaması lazım sonuçta. Çok terlemiştim ve tek derdim hasta olmadan eve gidebilmekti. Elbette öğrenci olduğum için arabamda yok bu sebeple taksi beklemeye başladım. Bekle bekle bitmiyor hayır yani sanki herkez anlaşmış ve bana taksi bırakmamışlar.Hıh çok güzel olduuu. Yağmur yağmaya başladı ve ne kadar da güzel oldu. Artık şimdi ki yeni sorunum eve ıslanmadan dönmek olu verdi birden. Ya yok taksi maksi gelmiyor hemen bir otobüs bulmam lazım.Eve giden ilk otobüse binmek zorunda kaldım. En sevmediğim şeylerden bir de otobüs kapısında olan izdiham. Neyse sonunda binebildim otobüse. İçerisi tıklım tıklım olduğu için kolay ısındı içerisi.

Telefona gelen mesajla baya irkildim. Hani olur ya ıslaksındır, içerisi sıcaktır, ve hareket eden bir otobüstesindir. Çünkü ben otobüste iken veya bir aractayken mesafe nere olursa olsun uykum gelir. Küçüklükten beri böyledir bu.Mesaj Ali'den. Büyük harflerle yazılan GÜNAYDIN tebessüm etmeme sebep oldu. Yağmur durmuştu. Bende eve gelmiştim. Eve girip üstümü çıkarttım ve hemen duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra önce telefonu kontrol ettim önemli bir şey bulamayınca ekranı kitleyip üstünü giymeye yöneldim. Rimelimi sürüp kapıya çıktım ahmet amcanın gelmesini bekledim.Servise binip okula girdim. Sınıf nerdeyse tamamdı. Gözüm Dilek diye aranırken Ali ilişti gözüme ,gel gel yapmasaydı dışarı çıkacaktım ama kankam olunca kıramıyorum işte. Kendisi erkek olmasına rağmen benden direkten daha iyi atar yapar.
"günaydın asık suratlı prenses yine ne gibi entrikalar dönüyor. " Asık surat mı? Öyle mi duruyorum gerçekten.
"saçmalama Ali yok öyle bir şey. "
"tamam ya sakin şaka yaptım. Moralini bozma hemen. Kimi arıyorsun? " bu soruya cevap vermeye çalışırken bile etrafta Dilek'i arıyordum. "Dilek. Görsün mü? " "Yok hayır ama dışarı bir bak istersen dolaşıyor olandı lazım. " " Tama. Saol."

Neden böyle panik yaptım ben de bilmiyorum ama Dilek'e sarılma ihtiyacı duyuyordum.

"Sonunda buldum seni ,neredeydin ya sen? " Suratına tuhaf bir ifade yerleştirdikten sonra "burda kahvaltı yapıyorum .Neden ki? " hızlı ve koşar adımlarla boynuna atladım. O da anlamıştı ki yine aklıma Fatih gelmişti. Evet sanırım sebebi buydu. Fatih eski erkek arkadaşım oluyor. Beni aksatmadan önceydi tabi. Hafif bir kıkırdama çıkardıktan sonra "Dilek Fatih beni aldattığı kızdan
sonra başka bir daha bulmuş." derin bir oflamadan sonra gözlerini devirdi ve masaya oturup kahvaltısına devam etti. Anlaşılan konuşmak istemiyordu çünkü bıkmıştı. Haklıydı da değmezdi ki ben bile bıkmıştım ama neden bu sabah böyle oldum bilmiyorum. Zil çaldı ve sınıfa çıktık. Ders almanca Ali kolumu dürterek" uyuyor musun?" gibi bir soru yöneltti. Ardından "uyuyorsan uyuyorum de Yağmur " kafamı kaldırdım ve gözlerimi ovuşturdum." he Ali uyuyorum ne oldu." kafasını salladı. Ve sevimsiz diye nitelendirdiğim sevimli yüzü takınarak " bak kızım bura benim çöplüğüm uzak dur benden ne bu afra tafralay ya? BiR DaHa gÖrMiCeM TAMAM MIII? " şaşkın şaşkın sırıtarak "tamammmmm " yaptım ve kolunu omzuma atarak bana katıldı. Tabi bu ders esnasında konuşmalar hocanın dikkatini çekti ve bizi müdür yardımcısına yolladı. Ayten hoca bizi severdi. Bize hep siz en iylerisiniz bu 9-10 lar çok çocuksu dersi onların dedikodusunu yapıp gençliği eleştirirdik. "yine ne oldu Yağmur" "tabii canım bu hocalar sizi özlediğimi anlıyor o yüzden sizi bana gönderiyor" " tamam hoca ya konuştuk o yüzden " " ders hakkında mı? " diye imali imali sırıttı. "hocam şakanın sırası değil bence " "Yağmur benim odamdasın bence susmanın sırası " konuşma bittikten sonra sınıfa yolladı bir daha olmasın falan dedi. Son zili. Çalması ile eve gittik bir uyumuşum çook güzel vallah.

Sabah annem tehditleri ile uyandım. "Yağmur hemen kalkıyor musun? Yoksa babanı mı yollayım ?" "Tamam anne kalkıyorum." ama bu uyku bırakılır mı ya. Tam olarak uyumuyordum fakat yataktan kalktığım da söylenemez. Annemin simdi işin bitti ses tonu ile babama seslenmesi kalkmam için bir işaretti. Fakat biraz geç kalmışım babamın elindeki su damlaları yüzüme o kadar siniz bozucu bir his yerleştirdi ki. Yüzüme sürahi ile su dökse daha iyi. Çünkü böyle olunca hem sinir bozuyor hem de uyanmak ile uykulu bir hal bırakıyor. Ve neden bilmem ama yüzüm acır.

Mecbur kalıcam ne yapalım. Okul var zaten. Formamı giyip mutfağa yöneldim. Annem kahvaltısını yapmış çıkmış bile. Ben üstünü gidene kadar babamda yeni hazırlanmış. İkimiz masaya oturup kahvaltı yaptık. Babam benden sonra çıkıyor olmasına rağmen benden önce kalkar neden bilinmez ama erken kalkmayı seviyor adam. Çantama kitapları yerleştirip çıkıyordum ki kalemligi unuttuğum aklıma geldi. Bir ressamın en değerli hazinesidir kalemleri. Hayır yani bu resim yapmayı çok sevdiğimden değil Allah vergisi ne yapalım, bu kadar güzel çizim yapabiliyor olmak benim suçum değil. Okulun yolunu tuttum. Müdür yine kapıda sivil gelenleri kontrol edip gördüklerini eve geri gönderiyor. Bu görevi müdürlük görevlerinden daha çok kabullenmiş. Ama bazı şeyleri es geçiyordu. Biz bir öğrenciydik hem de lise öğrencisi ,imkansız bizim için ne ki. Çantada bulunan tişörtleri bilmiyor okulda giyeriz. Bu kadar basit.

Öğle arasından sonraki 3 ders o kadar güzel ki bugün önce müzik sonra 2 saat beden. Biraz voleybol oynadıktan sonra bir banka geçip soner ederiz çıkış ziline kadar. Oyundan çıkarız çünkü kalabalıklaşır ve erkekler cıvıtır. Dilek ve Ayçelen ile çok fazla salaklıklarımız vardır ama biz bunları sadece eğlenmek için yaparız. O kadar eğleniriz ki bir arada iken zamn çok çabuk geçer ve yine de öyle oldu. Zil çalmıştı eve gitme vaktiydi.

Yine bir Yağmur dramları daha otobüs bekliyorum. Hava yine parçalı bulutlu ve yağmur yağma ihtimali var. Ama bu sefer yağmur ben otobüse bindikten sonra yağdı. İnşallah ben inmeden önce de durur. Cam kenarına oturmuş kullaklığımla müzik dinliyordum ki durakta bir çocuk gördüm. Sanirim bu otobüse binecek. İlk başta tuhaf karşıladım çünkü otobüslere binecek bir tip yoktu bu çocukta. Belli ki spor yapıyor vücut muazzam. Allah sahibine bağışlasın vardır bunun sevgilisi boş bırakmazlar diyip fazla takılmak istemedim ama çocuk voahvoah yani. Gözüm süreli onu takip etti. Kalabalık içinde oturacak bir yer bulamadı belli zaten sinirli ıslak kedi yavrusu durumuna düşmüş bu durumdan da memnun değil. Telefonu eline aldı ve birini aradı önce açmadı kapatıp bir daha aradı. "ben sana ne dedim? " sesi ilk başta çok öfkeli ve yüksek çıktı. Bunu fark edince de hemen düzenledi sesini ve konuşmaya devam etti. "arabayı tamire götürmen gerekiyordu tamire ama sen ne yaptın beni dinlemedin." Karşı taraf cevap verdi galiba çünkü baya bir sessiz kaldı. "Tamam Sinan uzatma olmuş olan arabayı tamire götür ve bir daha böyle bir şey olmasın!" Anlaşıldı, ben demişti böyle bir çocuk neden otobüs kullansın ki. Zengin olduğu 2km öteden belli oluyor sonuçta. Ya bu zaten böyle siyah giyen tiplerden o da açık bir şekilde belli oluyor. Beyaz tişört, kırmızı hırka, siyah deri ceket ve altına siyah kot pantolon.

Otobüs sakinleşiyordu. Herkes birer birer inmeye başladı, yanımdaki amca da kalkınca gelip yanıma oturmasın mı? Aha dedim ben bu çocuğa bir salaklık yapıp başka bir yere oturttururum. Ama pek öyle olmayacak gibi görünüyor çünkü o da kulaklığını takip müzik dinlemeye başlamıştı. İnmem gereken durağa geldiğimde ise kullaklığı çıkartıp inmek istediği belirtir gibi hareketlendim. Ama anlamadı sonra beyefendi çekilir misiniz ineceğim dedim duymadı. Bende sağlam bir dürtükleme ile uyardım kullaklığı çıkartıp, canının acıdığını belli etmek için hafif bağırdı. "pardon inmem gerekiyor da çekilir misiniz?" "seslenmeniz yeterliydi " "seslenmiştim halbuki" " tamam " diyip kalktı. Gözleri hala üzerimdeydi hissedebiliyordum. Düğmeye basmam ile durakta durdu otobüs. İndikten bir kaç adım sonra omzumda bir el hissettim. Arkana dönüp baktığımda yine aynı çocuk olduğunu anladığımda kalbime inecekti bir ayrılmadık ya. Ağzında duran sigaraya bakarken çakmağın var mı diye sordu. O sigaranın duruşundan nasıl etkilendiysem hayır dercesine kafamı sallamakla yetindim. "seni bir yerden tanıyorum ama nerden?" diye düşünmeye başlayınca anladım. Tamam dedim bu bana yürüyecek. Anlaşıldı yakışıklı çocuksun ama bu kadarına izin veremezdim."hiç sanmıyorum diyip "gittim. Peşimden falan da gelmeyince biraz pişman oldun acaba gerçekten birine mi benzetti diye.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAĞMUR DİNİNCE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin