Eray gideli yaklaşık yarım saat oldu. O gitmeden önce anneannemin nerde olduğunu sorduğumda beni öyle görünce evden çıktığını söylemişti. Şimdi ise eşşek gibi kırıp döktüğüm tabak bardak parçalarını topluyorum.
Son olarakta süpürüp sildim ve içeri geçtim. Saate baktım ve 10 olduğunu gördüm işte şimdi kafayı yemeye başladım, telaşla ayağa kalkıp sorunlu gibi olduğum yerde dönüp dolaşmaya başladım hayır anlamıyorum nereye giderki bu kadın, çevremizdeki insanlarlada son zamanlarda arası açılmıştı sürekli onlarlada didişip duran bir kadın, kimseyede gitmez acaba başına birşeymi geldi?
Araba çarpmış olabilir mi? Yada kaçırılmış da olabilir gerçi kaçırılsa bile huysuz olduğu için bırakırlar ama yinede biri ona birşey yapmış olabilir.
Ayyy bir katil falan da öldürmüş olabilir.
Beni düşüncelerimden ayıran anahtar sesini duyunca rahatça nefes verdim, kim bilir ne zamandan beri nefesimi tutuyordumda nefesimi bırakınca yaşadığımı hissettim, anneannem kızarık mavi gözleriyle usulca içeri girdi.
Eğer ona ilk ben yaklaşırsam yine bencilleşecekti, onu bu saçma kararlarından vazgeçirmem lâzım, ben ona göz ucuyla baktığımda onunda bana göz ucuyla baktığını gördüm o benimle konuşmadan ben onunla asla konuşmıcam. Evet karar verilmiştir ilk adımı o atacak, ona tekrar baktığımda yere baktığını gördüm.
"Mercan ne zaman konuşucaksın"
"Sen bana son zamanlarda neden böyle davrandığını anlat bende seninle konuşayım"
"Sen anneanne'ne şartmı sunuyorsun"
"Vallaha bilmem ister söyle ister söyleme"
"Peki bende sana bir şart sunayım bu senenin sonunda karneni al bende sana herşeyi anlatayım zaten sana gerçekleri anlattığımda kendine daha fazla dikkat edersin"
"Şarta şartla mı cevap veriyorsun"
"Bilmem ben"
"Bende bilmem, ya dediğimi yaparsın yada dediğim gibi bir daha seninle asla konuşmam"
"Okey bebeğim sen bilirsin"
Diyip kapıya doğru yürümeye başladı.
"Anneanneeee "
Diye seslendim ama yinede arkasına bile bakmadan gitti.
Ama bende mercan doğan isem bu moruğun hakkından gelirdim, hem ben niye dikkat edeceksem, yani kaçtığımız birisi mi var ve yada hastamıyımda ben bilmiyorum anlamıyorum ki ya.
Neyse saatte geç oldu en iyisi uyumak.
Anneannemin kurduğuna yüzde yüz emin olduğum alarmın iğrenç sesiyle uyanmak bu günki sinirimi 10 adım ileride başlamama neden oldu.
Gözlerimi yavaşça açıp dağınık odama baktım, geçen üstüne sos döktüğüm ince hırkam bile yerde yerini almış bir şekilde duruyor, pis bir kız olduğumu biliyorum ve anneannemin defalarca odamı toplamamı söylemesi beni daha da inada bindiriyor ve toplama isteği yüzde birken eksi yüze hatta bine düşüyor.Aşağı indiğimde anneannemin yine o iğrenç omletten yaptığını gördüm, dediğim gibi ilk o adım atıp gizlediği gerçeği söyleyene kadar onunla konuşmak yok, gidip sandalyeye oturdum ve doğradığı dometesin tekini ağzımda döndürmeye başladım.
"Konuşmayacak mısın?"
Cevap vermediğim gibi omleti ortaya koyup oda karşımdaki yerini aldı.
" Mercan okulun kapanmasına sadece bir ay kaldı sabret"
"Ne güzel işte sende bir ay kaldı diyorsun, ha bir ay sonra söylemişsin ha şimdi ne farkı var ki"
"Mercan benim dikime gittiğinde senin sabrını sınadığımı biliyorsun"
"Sende benim sabrım olmadığını biliyorsun"
"Ama sonunda ben kazanıyorum"
Onun bu küstahça konuşması ve karşımda ben ne dersem o olur duruşu ve de üstüne üstlük o küçümseyici bakışları beni çileden çıkartıyor.
"Ben okula gidiyorum"diyip ayağa kalktım.
" Mercan"
Anneannemin son anda bana seslenmesi ile kapıdan çıkmadan kafamı ona çevirdim.
"Bu gün okula gelicem seni tekrar servise yazdırıcam"
"Avcunu yalarsın"
" Mercannn! "
Son andaki lafımı hak etmişti.
*****************
Şu yanımda ki çatlak yüzünde bir gün kalp krizi geçiricem, durup durup sürekli yaptığı ani hareket değişikliği ile beni sürekli yerimden sıçratıyor,kafamı hafifçe ona çevirdiğimde salak gibi beni izlediğini gördüm.
İşte şimdi korkma zamanı, ona çaktırmadan, bakmadan yavaşça yan tarafa kaymaya başladım.
Zil çaldığı gibi yerimden sıçradım işte bu benim delirdiğimin delilidir.
" Mercan şu moruk seni çağırıyor"
Sınıfın ruhsuz kızı Elena'nın işaret ettiği yere baktım, anneannemi görmemle-
"Sensin moruk" dedim, bana göz devirip mazi olduktan sonra ayağa kalkıp kapıya doğru yol aldım.
"Kendini boşa yormuşsun"
"Sen öyle san artık servisle gelip gideceksin"
"Son bir ay kalmış ve ben bebek gibi servisle gelip gidicem öyle mi?"
"Yes bebeğim" Diyip makas aldı ve gitti, bu kadın beni ciddi anlamda sinir ediyor.
Omuzlarımda hissettiğim eller ile arkamı döndüm, sanırım bana en iyi gelecek kişi o.
"Eray beni nasıl deli ettiğini görüyor musun?"
"Moruk ve gıcık bir kadın"
"Çekilin şurdan" diyen fil suratlı ahmete baktım da bu çocuk hiç değişmeyecek, aynı mallığa devam yani.
Bazen, hatta ne bazen ben şu sınıfı her düşündüğümde allah canımı alsın tek ben mi akıllıyım diye düşünmüyorsam neyim ya.
Hatta erayla seneye sınıf değiştirmeye karar verdik aslında sadece eray karar verdi desem daha doğru olur, sürekli 'bizim sınıf yüzünden kimse bizim güzelliğimizi görmüyor' veya da 'şu inekler yüzünden hiç bir kız bana bakmıyor ' diyor.
Bu durum onun psikolojisini bozmaya başladı artık.
" Yine ilk aşk hayallerimi kuruyorsun?"
"Yok ya dalmışım hem anneannem yüzünden uzun zamandır hayal kuramıyorum"
"Hayaller prensesi mercan, hayal senin için artık bir oksijen gibi olmuş, hayal kurmadan yok gibisin böyle mal gibi oluyorsun "
" Geleceğin planını kurmak benim hayatımdaki vazgeçilmez bir huyum bunu çok iyi biliyorsun"
"Bilmezmiyim prensesim"
Erayın bana kullandığı kelimelerin arasından prensesim kelimesini cımbızla çekip kalbimin en değerli rafına kaldırıyorum.
Sanırım hayatımda ilk defa bir erkeği bu kadar çok seviyorum hemen yanlış anlaşılmasın onu kankam, olmayan bir kardeşim kadar çok seviyorum çünkü bu güne kadar bana sadece o iltifat ediyor tek o beni seviyor.
Hani bazen kızlar içinden der ya acaba beni sevipte söylemeyen birisi varmı yani gizliden, işte ben onu bile diyemiyorum çünkü erkekler bana sadece sıradan bir kişiymiş gibi davranıyor, sanırım annemle babamın aşkı gibi bir aşk yaşayamıyacağım.
Siyah kelebek kolyemi tutup derin bir nefes verdim.
Şuan nedense çok tuhaf hissettim, yani içimi anlam veremediğim bir heyecen kapladı, belkide uzun zamandır düşünmediğim konuları tozlu raftan alıp tekrar düşündüğüm gibi olmuştur, yoksa durup dururken neden heyecanlanayım ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SEVGİLİM
Storie d'amoreKüçücük bir kolye doğduğundan beri annesine özendirip,annesi gibi kolyenin ona hayatının en büyük aşkını yaşatacağına inanan küçük hanımın büyük aşkı... ************** İnanmak ve inanarak hayal kurmak insan için en büyük nimettir. Hayal olabilecek ş...