İLK DİYALOG

28 0 0
                                    

Hayatımda küçük küçük değişiklikler olmaya başladı. Bir kısmı iyi, bir kısmı kötü. Murat Abi gibi birini tanımak güzel, şu son yaşadığım ürkütücü şeyler kötü.
Saat 02.15 ve ben hâlâ uyumuyorum. Düşünüyorum, bu kadar mutsuzluğun sonunda mutluluk olacak mı? Biri kolumdan tutup beni bu yalnızlıktan alacak mı? İstedim şeyler çok mu imkansız? Bu sorular kafamda gidip gidip geliyor.
Sabah uyandım saat 05.15 yataktan kalkıp oturdum öyle boş boş düşünüyordum yine sonra babam geldi
- Evet şimdi ayağa kalk, sonra elimi tut ve benimle gel
- Ne diyorsun baba ya?
- Sarhoş gibisin lavobaya gidecek halde değilsin, ben seni götüreyim de bir yüzünü yıka. Bu aralar çok durgunsun
- Baba, ben hep böyleydim
- Biliyorum ama şu son zamanlarda daha çok göze çarpıyor bu hallerin, bu gidişin nereye? Murat annene söylemiş senin tuhaf biri olduğunu ve sadece bunu söylemekle yetinmemiş daha çok şey söylemiş senin hakkında kötü kötü konuşmuş. Oğlum, babanı dinle ve Murat ile samimi olma o hep öyledir insanların yüzüne güler arkasından atıp tutar, kendini küçük duruma düşürme, selam ver geç diyaloğa girme onunla.
Babamın söylediklerine şok oldum bir an inanamadım. Yahu bu sözleri Murat Abi mi söyledi gerçekten? Gidip soramam da kendisine. Çok kırıldım, sevinmiştim bir dost buldum diye ama olmadı, beni neden sevmedi bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum.
Sabah yaşadığım şoktan sonra dersi dinlemedim. Zaten pek de önemli konular değildi. Öğle arasında herkes sınıftan çıktı tek kaldım. Kafamı masanın üzerine koyup yatmaya başladım. Sonra sınıfa biri geldi yüzü net görünmüyordu sesi geliyordu
- Üzülme Can ben hep seninleyim
- Sen de kimsin?
- Senin arayıp da bulamadığın dostunum
Korktum, hemen sınıftan kaçıp gittim.
Sonra uyandım, rüyaymış daha doğrusu kâbus. Kafamı kaldırdığımda ingilizce hocası Emir Sertcan yüzüme bakıyordu
-  Seni saygısız ders başlayalı 20 dakika oldu ve sen daha yeni uyandın, günaydın! Bu nasıl bir terbiyesizlik! Git elini yüzünü yıka bari
- Özür dilerim hocam uykuya dalmışım, bir daha olmaz.
- Bir daha olmazsa iyi olur.
Okul çıkışında sırtımda çanta, gözlerimde yaşlar yürüdüm yürüdüm yürüdüm. Yorulduktan sonra otobüse binip eve geldim. Odama kapandım. Bugün hocanın bana bağırması, sınıftakilerin buna gülmesi, gördüğüm kâbus sinirlerimi bozdu.
Annem bir sinirle odasına girdi. Ben de yanına gittim
- Ne oluyor anne? Bu ne sinir?
- Çizimlerim heba oldu, iş yerinde arkadaşım üstüne kahve döktü
- Yenilerini çizersin
- Çizersin demek kolay ben o resimleri çizerken neler çektim bilmiyorsun oğlum
- Üzülme anne ben sana yardım ederim...
Ne kadar düşünceli bir evladım, gidip annemi teselli ettim sağolsun annem de sonunda beni odadan kovdu. Neymiş ben resim çizmek de ne anlarmışım. Haklı aslında ama bütün sinirini benden çıkarmamalıydı yine de.
Hatalı olmadığım halde kendimi affettirmek istedim ne de olsa annem o benim her zaman o haklı. Mutfağa girdim akşam için yemek hazırlamaya başladım. Bildiğim çok yemek seçeneği yok. Pilav ve salata yapayım dedim. Çok da güzel oldu. Saat 20.05'te herkes sofraya oturdu, annemle de barıştık aslında küs değildik ama kırgınlık vardı yine de.
Akşam yatağa girdim ama aynı kâbusu görmekten korktum biraz. Ne de olsa rüya zaten deyip gözlerimi kapattım. Rüyamda birisi geldi bana
- Merhaba Can seninle arkadaş olmak istiyorum
- Ben seni daha önce hiç görmedim, kimsin?
- Ruh ikizinim
- Güldürme beni, ruh ikizimsin ha öyle mi? Bu zamana kadar neredeydin?
- Ben hep yanındaydım sadece senin hazır olmanı bekliyordum
- Ne için hazır olmamı bekliyordun?
- Arkadaşın olmak seninle tanışmak için aslında ben seni tanıyorum senin beni tanıman için.
- Ne diyorsun sen ya
- Can, sen şu an rüyadasın. Sen ve ben sadece rüyalarda görüşebiliriz. Artık rüyaların eskisi gibi olmayacak rüyalarını unutmayacaksın, burda zaman kavramı yok istediğimiz kadar konuşabiliriz. Sen de buna hazırlan derdin olduğu zaman ya da konuşmak istediğin zaman gözlerini kapa ve beni çağır "Ruhum" diye.
Birden uyandım gördüğüm rüya çok etkileyiciydi, ürktüm böyle bir şey olabilir mi? Resmen rüyamda bir kişi bana arkadaşlık teklif ediyor hem komik hem korkunç. Belki bu bana Allah'ın bir hediyesidir, benim dertlelebileceğim birini bana gönderdi. Ama neden bir insan olarak değil de bir ruh olarak?Anlayamıyorum.
Buna çok ihtiyacım vardı, dertleşecek birilerini aradım hep. Rüyalarımda veya gerçek hayatımda ne farkeder ki? Kendimi avutmak mı bu? Yine kafam çok karışık, zamanla her şeyi anlayacağım.
Sabah oldu okula gitmek için hazırlandım, ayakabbılarımı giyerken Murat Abi'yi gördüm selam verip geçtim. Arkamdan "Niye hiç yanıma gelmiyorsun?" diye bağırdı ama duymamazlıktan geldim. Şuna bak hem benim hakkımda kötü konuşuyor arkamdan hem de benimle sohbet etmek istiyor, iki yüzlü! Babam niye onun buraya tanınmasını istememiş anladım şimdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEN VE RUHUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin