Günlük hayatta fark etmediğimiz nesnelerin rüyadaki sanal dünyamıza girmesi yeni fikirlerin doğuşuna olanak sağlayabilir. Tarih boyunca birçok zaman bilimsel ve sanatsal ilhamlar rüya yoluyla gelmiştir.
Aristo ve Plato uyuyan kişinin beyninin bazı kısımlarından kapanmasından ziyade farklı olduğuna inanmışlardır. Beyin nörokimyasını ve dinamiğini değiştirerek farklı bir beceriye sahip oluyor. Rüya görmek aslında tamamen sınırsız ve duygusallıkla, yaratıcılıkla örüntülü bir düşünce şekli olarak da görülebilir. Özellikle rüya bilinci bizi gerçeklikle sınırlandırılmış dünyadan alıp bizim yarattığımız imge ve öykülerin olduğu başka bir dünyaya götürüyor. Rüyalar bize içinde barındırdıkları orijinal perspektifleri ve yaratıcılığı gerçek dünyaya taşıma imkânı veriyor.