Genç kumral adam gözlerini açtığında hastanede olduğunu hatırladı kolundaki serumu söküp attıktan sonra ayağa kalkınca önce biraz sendelesede sonra dengesini sağlayıp odadan çıkarak danışmanlıga doğru hereket ederken sol tarafındaki acının sızısı hiç dinmeyecek şekilde acırken yaşadıklarını eşinin ailesine nasıl anlatacağını düşünürken danışmanın yanında buldu kendini başındaki kadına
" Bir arama yapabilirmiyim ?"
kadın önce elindeki klavyeyi bırakıp sonrada bana bakınca yüzünde ki acıma duygusuyla
" Elbette buyrun Beyfendi"
deyip telefonu önüne uzattı Uzay abisinin numarasını tuşlayıp kulağına götürdügün de yüreği çırpınıp duruyordu hâlâ nasıl söyleyecegini bilemeyen genç adam kendi bile eşinin öldüğüne inanmak istemezken abisine bu ikinci ölüm acısını yaşatmak nasıl gönlü razı gelir bilmiyordu .Karşı taraf telefonu açıp" Alo buyrun kimsiniz ?" diyen Uzayın sesini duyan Ege Karamanın zorla tuttuğu yaşlar yavaş yavaş akmaya başladı burnunu çekip titreyen sesiyle
" Abi ben Ege ... Bi_b_iz kaza yaptık ..." deyip daha fazlasını söyleyememişti .Uzay , Egenin ağlamaklı sesiyle anlayabildigi cümlelerin yanlış anlamış olmayı diledi
" Ege oğlum ne diyorsun ?"
dediğinde ege bir eliyle yüzünde ki yaşları silerek zorla yutkunup" Abi canım çok yanıyor Eylül !
Eylülümü ...." deyip devamını yine getiremedi o kelime boğazına bir yumru gibi oturup ağzından çıkmıyordu masaya dayanan genç adam şiddetle ağlarken konuşamaz hale geldi .Karşı hatta olan uzay egenin aglamasını duyunca dahada korkar oldu kız kardeşinin başına bir iş gelmiş olmasından endişelenen adam gür çıkan sesiyle" Ege konuşsana lan kardeşime noldu konuş lan konuş !" diyen adama karşılık Ege elini ağzından çekip
" Abi Eylülüm..... Eylülümü K_ka_kaybettik " deyince karşı hattaki Uzay şoka girmişti babasının hemen ardından kız kardeşini mi kaybetmişti bu nasıl bir acı daha babasının ölümünü kabullenememiş adam kardeşini kaybettigine nasıl inansın
" Nasıl oldu ? Ya Nefes ?"
dediğinde çoktan aglamaya başlamıştı .Egenin eli ayağı titrerken" Abi kızım kör oldu !" deyip telefonu masanın üstüne bırakıp duvarın kenarına çöktü telefona danışmandaki görevli bakıp herşeyi anlattı .
Genç adam bütün olaylardan kendini suçlarken eşini son kez görmek istedigi için arkaşı jack den rica edip morga girdiler Eşini o şekilde görünce kafasını göğsüne koyup" Eylülüm lütfen uyan aşkım canım çok yanıyor sen gidince güneşim soldu aşkım biz seninle ne zorlukları atlattık yinede pes edip birbirimizi bırakmadık şimdi beni neden bırakıp gittin .Eylül nefesim kesiliyor kalbim sıkışıyor bırakma beni Eylül ! Eylülüm uyan hadi Eylül ölmedim de bırakıp gitmem seni de hadi Eylül hadi , Ölmedin güzelim ölmedin bana geri geleceksin!!!" diyen genç adam kafasını kaldırıp eşinin dudaklarına egilip aldığı nefesi ona verdi sonra kalbini tekrar çalışması umuduyla kalp masjı yaparken gözünden ardı ardına dökülen yaşlar eşinin üstüne düşerken bağırarak
" Hadi Eylül hadi hani biz hiç ayrılmayacaktık , bırakma beni aşkım bırakma "
deyip tekrar dudaklarına yapışarak bir kez daha aldığı oksijeni eşine verdi adamı eşinden görevliler zar zor ayırmaya çalışırken gözü dönen adam arkasını dönüp kolunu tutan sağında ki adama kafa atmasıyla görevli yeri boyladı sol kolundaki adamada yüzünün ortasına yumruk attıp morktan dışarı attı kafa attıgı adamı da yerde sürüyerek kapının dışına atıp cebindeki anahtarları alıp içerden kapıyı üstüne kilitleyip anahtarı kapının üstüne bıraktı . Şimdi eşiyle tek başına kalmıştı elinin tersiyle yüzündeki yaşları silip eşinin başına gelip ipek saçlarını titreyen eliyle okşarken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ENGEL TANIMAZ
Teen FictionDüzenlendi »\/ 10 Yıl önce : Benim hayatımdaki en büyük düşman zamandır. Herzaman ki gibi mutlu başlayan gündüzün ardından gecenin karanlığında 23 yaşındaki genç adama gelen telefon sesiyle genç kadın uykusundan kalkıp eşinin çalan telefonuna bakar...