Biz Fakirtepe Çocuklarıyız. Her ne kadar fakirde olsak harama el uzatmayız. Bizim cüzdanımız kabarık değil ama yüreğimiz kabarık. Cüzdanı kabarık olan insanlarıda pek sevmeyiz. Bizim bir İzzet abimiz var. Geçen yine kahveye onun yanına gittim:
- Oo İzzet abi İzzet abi dedim.
-Oo Onur hoşgeldin nasılsın?
- İyiyim abi sen nasılsın?
- Ne olsun yuvarlanıp gidiyoz .
- Abi be benim birader bana arabayı verdi gel 2 tur atalım.
- Ben bizim emaneti hemen alıp geleyim.
- Tamam abi bekliyorum.
Bu arada Fakirtepeliler'in hiç sevmediği Tinerci Ali geldi. Tinerci Ali Geçenlerde bizim İzzet abi ile ufak bir olay yaşamıştı. Fazla büyümeden olay kapanmıştı. Bu arada İzzet abi gelmişti. Kahvenin önünde oturan delikanlılara selam verdik ve arabaya bindik. Bakkal Nazım dededen 2'şer bira aldık yine hesaba yazdırdık. Hesap biraz kabarık olmuş. Nazım dede biraz bozulmustu. Biz yine haftaya veririz diye geçiştirdik. Atladık arabaya başladık turlamaya. Açtık biralarımızı oturduk kayalığa. Başlattım anlatmaya.
-İzzet abi be hani benim çok sevdiğim Selcan vardıya . Dün 22 gün olmuştu çıktığımız ama ayrıldık.
-Neden?
- Ona çok ağır gelmişim abi beni taşıyamazmış.
-Sen ne dedin?
- Biz severken yaşadık. Sevgiyi belden aşağıya vurmadık. Biz sevgiyi namusumuzda ve kalbimizde benimsedik.
- İyi demişsin kardeşim. Bu gün sen iç iç. İçmeden kendini toparlayamazsın.
Bu sırada Hakan beni arıyodu.
-Buyur kardeşim.
- Sarı nerdesin? Buluşalım içelim bu gün.
-Kardeşim biz kayalıklardayız içiyoruz zaten. Yanımda İzzet abi var. Buyur gel.
- Tamam kardeşim geliyorum.
Aradan 10 dakika geçti ve Hakan geldi. Gelirken kendinede 2 tane bira almış ve yanımıza oturup bize eşlik etmeye başladı.