ACI

43 9 0
                                    

ELİSA MERCAN:
Gözlerimi açmaya çalıştığımda çok fazla canımın yandığını hissettim. Yine aynı his. Önceki gecelerim gibi kabusları gördüğümde hissettiğim o acı his. Sanki kalbimin tam ortasında oturmuş öylecene duruyor. Ben rahatsız oldukça hareket etmeye çalıştıkça benim canımı daha çok yakmak ister gibi. Hani zarifoğlunun bir sözü varya ; Yalnızlık ne tarafa dönsem kemik gibi batıyor. İşte aynı onun gibi. Gözlerimi her açmaya çalıştığımda daha çok kilitleniyordu sanki. Başımdaki aletlerin sesi beynimi zonklatıyordu. Ne zaman açabilecektim gözlerimi ,ne zaman aydınlanacaktı dünyam. Ne zaman o özlediğim maviliğe kavuşacaktım.

Bir karanlığa hapsolmuş gibiydim. Dizlerimi kendime çekmiş ellerimle de onları kenetlemiş gibiyim. Siyah ve mavinin tek ortak yanı nedir biliyor musunuz ? İkisi de kendisine hapsediyor. İçinde kaybolduğun iki renk sadece. Seni boğan yeri geldiğinde seni kurtaran , bazen içinde huzur bulduğun tek iki renk. Ve ben bu iki renki yaşadım ikiside hapsetti beni , mavi gözlerimi kapatmadan önceydi ..  Sanki kapatırsan gözlerini seni kurtaramam der gibiydi , ama aslında beni siyahlığın içine hapseden kendisiydi. Gözlerimi kapatınca da siyahda kayboldum hatta hapsoldum.

***

Yeterince dinlenmiştim etraftan ses seda işitemiyordum. Canımın acısından odaklanamıyordum. Hareket desen o da yok. Bir boşluğa adım attım. O anda düşmeye başladım. Ve gözlerimi hafifçe araladım. Çok fazla net değildi etrafım ama karanlıktan kurtulmuştum. İlk başta gözlerimi tam açamadım. Ne kadar uyumuştum sahi , aydınlığa hemen alışamadı gözlerim. Etrafım hayal mi gerçek mi tam anlamıyla ayırt edemiyordum. Daha netleştirmek istedim bakışlarımı bir yere sabitledim. Yavaş yavaş netleşmeye başladı bakışlarım. Sesler daha netti artık.

-Elisa hanım duyuyor musunuz bizi ?

Cevap vermek istedim ama dilim çok kuruydu. O anda boğazımda acı hissettim ve sesimin çıkmadığını tahmin ettiğim bir ses tonuyla " su " diyebildim. Etrafımda hareketliliğe göre sesim çıkmıştı. Bir beyefendi sanırım doktor bir bardak su doldurup yavaşça yatağın başlık kısmını kaldırdı. Ardından da benim boynumu tuttu. Ve bardaktan biraz su içirdi.

Uyandığımda gözlerim çok pusluydu ama odaklanıp netleştirdiğimde hemşirelerin olduğunu  farkettim. Bakışlarımı etrafa doğru çektiğimde ise Ersan abi , Aysun abla ,Eray bulunuyordu. Bizimkilerden kimse yoktu. Gözlerim hafif nemlendi ama o kadar kişinin gözü önünde ağlayamazdım. Acı içinde kıvranırken bunları düşünmem çok saçmaydı. Ağlamamı erteledim.

Doktor beye teşekkür ettim sessiz bir şekilde. Sanki yıllardır uyuyor gibiydim. Herşey değişmiş gibiydi. Sesim çıkmıyordu. Tek değişmeyen şey üzerimde ki bakışlardı. Onlara bakıp iyi olduğumu belli edercesine hafifce tebessüm ettim. Ama yüzündeki kasların oynadığından şüpheliydim.

Doktor ;

-Lütfen herkesi dışarıya alabilir miyim ? 

Ersan abi kafa sallayıp dışarı çıktıklarında  doktor bana tekrar dönüp

- Elisa hanım kendinizi nasıl hissediyorsunuz ? Bir kaç test yapacağım bunları hissedip hissetmediğinizi bana bildirmeniz gerekiyor..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAVİ VE GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin