Kaybettim, Şansımı Da Kaybettim Onu Da...

47 4 5
                                    

Uff yine alarmın sesi... niye hep çalıyorsun ki bir günde çalmasan ne olurdu sanki ha?!! Başımı yastıktan zorla da olsa kaldırıp saate baktım.

07.22


Alarmı kapatıp başımı yastığa tekrar gömdüm. Odamın kapısının açılıp kapanma sesiyle sırtım da bir ağırlık hissettim.
"Sırtımda tepinen kimse benim tekmemi yemek istemiyorsa bir an önce üstümden kalksın!!"diye cırladım.

Sonra annemin"Duruu ablanı sakince uyandır dediğimi hatırlıyorum. Cırlatarak değil" diye bağırdığını duydum. 'Sakince' kelimesine vurgu yapmıştı. Canım annem benim ya.


Sırtımda azıcıkta olsa bir hafiflik hissedince fırsattan istifade hızlıca arkamı döndüm. Tabii benim bu hareketimi beklemeyen Duru yere çakıldı ve Duru'nun haline gülmeye başladım. Duru eline terlik aldı.

Tam bana fırkatacaktı ki ben de başımın altından yastığı çıkartarak sertçe Duru'nun olduğu tarafa fırlattım. Fakat saçlarım gözlerimin önüne gelince ne yazık ki isabet ettirememiştim.

Duru benden korkmuş olacak ki tekrar üstüme çıkmadı. Yoksa bu yaptığımı yanına bırakmazdı benim canım(!)kardeşim.

"Ne diye arkanı dönüyorsun be? Tabii biliyorsun arkanda ben varım. Totom acıdı ya!"diyince kaşlarını iyice çatmışıtı. Onu böyle görünce korkmadım değil yani.

Ama o an aklıma geldiğinde gülmeye başladım. "Sen gül gül son gülen iyi güler. Görürsün sen."

"Rüya! Hadi kalk artık. Geliyorum bak." Diye annem seslenince yataktan fırladım.

Mazallah annem gelir elinde terlikle hiç çekemem sabah sabah. Hem Duru sayesinsin de uykumda açılmıştı zaten.

Saate baktım. 07.38. "Off Duru senin yüzünden vakit kaybettim ya. Nasıl hazırlanacam ben şimdi?"dite söylene söylene banyoya geçtim.

Musluğu açtım. Elimle yüzümü yıkayıp dişerimi de fırçaladıktan sonramusluğu kapatıp odama geri döndüm. 'Oh Duru gitmiş.'diye geçirdim içimden. Çünkü gitmemiş olsaydı kesin sataşırdı. Neyse.

Dolabımı açıp okul formalarımı çıkarıp giydim. Saçıma krem koyup biraz taradıktan sonra at kuyruğu yapıp aynada kendime baktım. Sonra odadan çıkıp merdivenlerden aşağı indim.

Zaten merdivenin tam karşısında mutfak olduğu için direk annemi gördüm. Yanına gidip yanağından öptükten sonra " Günaydın canım annecim" dedim. O da kıkırdayıp "Günaydın meleğim" dedi. Gülümseyip masaya doğru yürüdüm.

Masadaki kahvaltılıkları incelediğimde yumurta hariç her şey vardı. Yaşasın!! Sonunda ya! Sonunda bir kahvaltıyıyı yumurtasız yapacaktık. Ohh moralimde düzeldi. Şimdi keyifle başlayabirim.

Meyve suyumdan bir yudum alıp börekten bir parça koparıp çiğnemeye başladım. Sonra annem de elinde bir tabak ile masaya doğru geldiğini gördüm.

Annem masa da karşıma oturup tabağı tam önüme koydu. İçindeki yumurtaları görünce yediğim börek boğazımda kaldı resmen. O ne öyle ya. Bu kadar da şansızlık olamaz ya. Ben öksürürken annem sırtıma hafifçe vuruyordu.

Boğazımdaki parçanın geçmesi için meyve suyumdan bir yudum aldım. Sonra anneme dönüp yavru kedi bakışlarımı attım.

"Anne ne olursun bir defa da yumurta yemiyeyim, lütfeennn" dediğimde. Annem ilk önce kaşları çatılsada düşünüyormuş gibi yapıp 'ımm'ladıktan sonra "Ama yarın yiyeceksin?" Dedikten sonra bana sorar gözlerle bakınca hızla başımı olumlu anlamda salladım.

İKİZLERİN KADERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin