Bunca zaman boyunca zombilere karşı savaşan her şeyi gördük. Hatta Adolf Hitlerin mezarından kalkıp zombi olarak döndüğünü bile gördük, fakat bunları hep kitaplar da filmler de gördük.
Bu sefer ne kitap ne de film, bu sefer içimizden. Ben bir özel harekat polisiyim şimdi diyeceksiniz ki buradan zombiye nasıl bağlayacaksın, vallahi orasını bende anlamadım en başta fakat şuanda durumun tam içerisin de olduğum ve olduğumuz için pekte bir önemi yok. En iyisi ben size biz bu durumla nasıl karşı karşıya kaldık onu anlatayım.
Tarih 16 Haziran 2017 Cumartesi günü, Amasya'nın Suluova ilçesinde ki Hikmet Akıncı kışlasında tim liderim ve arkadaşlarımla oturuyorduk, tam olarak özel harekat polisi olalı 5 yıl oluyor. O günden bu güne sayısız görevlere gittik ama böyle bir görevle hepimiz ilk defa karşılaşıyoruz, üstlerimiz'den gelen ani emirle hemen hazırlandık, helikoptere geçip yola koyulduk. Görevimiz Gümüşhacıköy Kaymakamlığının önünde verilen can kaybı üzerine ortamı sakinleştirmekti, kışlamıza en fazla 20 dakika uzaklıkta idi, zaten 20 dakika kadar yol gittikten sonra vardık, helikopterden iner inmez pozisyonumuzu almıştık. 6 Kişilik bir timdik hemen pozisyonumuzu alıp elimiz tetikte bekledik, tim liderimiz Zaferin emriyle ilerlemeye başladık, köşeyi dönmemizle hepimiz bir anda şok olmuştuk. Ortalık kan gölüne dönmüştü kelimenin tan anlamıyla herkes ölmüştü, birbirimize bakıyorduk, hayatım da ilk defa tim liderimiz Zafer abiyi bu kadar korkmuş bir halde görmüştüm çünkü gördüğümüz durum insanlıktan çıkmıştı, bağırsaklar olsun, kollar bacaklar olsun, parçalanmış vücutlar, küçük küçük kan gölleri, kanımız donmuştu ne yapacağımızı bilmiyorduk tim liderimiz Zafer abinin emriyle rahata geçtik.
Endişeliydik, merkezden haber gelmiyordu biz ise sadece zaman geçirmek için etrafı inceliyorduk, etrafta gezinirken yoldan geçen arabalar sanki hiç yasak yokmuş gibi yüksek hızlarda ilerliyorlardı, anlamaya çalışıyorduk fakat hiç bir şekilde anlam veremiyorduk, savaş çıkmış olamaz, iç isyan çıksa ilk bizim haberimiz olurdu, insanlar batı tarafında ki bir şeyden veya şeylerden kaçıyordu adeta, yarım saat süre sonra merkezden emir geldi, ne olursa olsun geri geliyoruz, bizim için bir helikopter göndereceklerini sadece gün batımını beklememiz gerekiyordu, gün batımı içinse sadece bir kaç saat beklememiz gerekiyordu, kaymakamlık binasına giriş yapacaktık beklemek için fakat kapı kilitli idi bir şekilde de olsa oraya girmemiz gerekiyordu fakat nasıl girecektik? elbette bu konu hakkında tim liderimizin bir fikri olacaktı.
Onu bekliyorduk.
(Zafer abi görevlere gitmeden önce gideceğimiz yer hakkında ya telefonundan ya da her hangi bir yerden bilgi edinirdi)
Kapıyı zorlamamızı istedi, 5-10 dakika zorladıktan sonra geri çekilmemizi istedi ve içeriye girmenin başka yolu olduğunu da söyledi, sadece 50 metre ileride kanalizasyon yolu üzerinden kaymakamlık binasına geçiş olduğunu söyledi, hiç beklemeden harekete geçtik, yaklaşık 45 metre yürüdükten sonra sokağın arasında aşağıya inan merdiveni gördük, Tolgayı kapıda gözcülük yapması için bıraktık kaymakamlık binasına geçiş yaptıktan sonra telsiz yoluyla onu binaya çağıracaktık.
Merdivenlerden indiğimiz de yıkık dökük bir ortamla karşılaştık, fakat dendiği gibi kaymakamlık binasına giden yol vardı, ne kadar ıssız bir yer olsa da dikkatli gitmek zorundaydık, dikkatli dikkatli ilerlerken silahların flaşından da yararlanarak önümüzü görüyorduk en önümüzde tim liderimiz, en arkada ise Berhan geliyordu, tim liderimizin aniden durmasıyla hepimiz bir anda durduk, bir şey görmüştü, gece görüş dürbününün kapağını açarak karanlığa doğru baktı ve bize de dürbünümüzü açmamızı söyledi, birisi vardı orada fakat alışılmadık hareketlerde bulunuyordu. Bir insana bize saldırmadığı sürece geri cevap veremezdik, henüz bizi farketmemiş gibiydi, Aykut adım atarken ayağı takılıp ses çıkarmıştı, o anda ise orada ki adam direkt bize döndü, Zafer abi geri çekilmemizi istedi uzun namlulu silahını indirip bıçağını çekti ve bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadinin Ayazı
Science FictionPolis Özel Harekat timlerinden birisi zombilerle karşı karşıya kalsaydı ne olurdu? Hayattamı kalırlardı? Yoksa hiç direnemeden ölürleymiydi?