bölüm 11 «azgın minik kurt»

4.6K 373 257
                                    

"Sehun! Kyungsoo yaralandı!" Leeteuk üstü başı kan içinde bahçenin ortasında söyledikleriyle herkesin dikkatini çekmişti. Bahçede Sehun'u bulmaya çalıştığında annesinin yanından Leeteuk'un yanına koşmuş ve beraber ortadan kaybolmuşlardı.

"Hyung sanırım Eun'u şimdi görmeye gidebilirim."

‹› ‹› ‹›

1 hafta sonra~

Hazırladığım karışımın içine robotta püre haline gelmiş zeytinleride eklediğimde makineyi çalıştırıp hamurun kurabiye hamuru kıvamına gelmesini beklemeye başladım. Hamur kıvam alırken oluşan dağınıklığıda Baek hyung fark etmeden toparlayıp hamuru kontrol ettim. Her an bir yerden çıkıp mutfağımı ne hale getirdin diye bana kızabilirdi. İstediğim kıvama geldiğini fark ettiğimde makineyi kapatıp hamuru masaya boşaltıp elimle birkaç kez yoğurdum. Şekil vermeye hazırdı. O halde yardımcımı çağırmaya gidebilirdim. Üzerimdeki tavşanlı mutfak önlüğünü çıkarıp adımlarımı merdivenlere yönlendirdim. Eun muhtemelen odasında benim onu bir an önce çağırmamı bekliyordu. Odasının önüne geldiğimde kapıyı açtım.

"Eun-ah hadi gel bakalım!" Tam tahmin ettiğim gibi yatağında oturmuş benim onu çağırmamı bekliyordu. Hamuru hazırlayana kadar odasında beklemesini söylediğimde hemen kabul etmişti.

Dün beraber aldığımız tavşanlı peluşunu göğsüne bastırıp hoplaya zıplaya yanıma gelmişti. Elini tutup beraber mutfağa ilerlediğimizde sürekli kıkırdaması dikkatimden kaçmamıştı. 1 hafta önceki haline nazaran bu halini tercih ederdim. Arkadaşlarının onu dışlamasına ve iki babası oluşuyla dalga geçmelerine çok içerlemişti meleğim. Neyse ki kreşe gidip hepsinin kulaklarını çekmiştim ve hepsi artık Eun'la iyi geçineceklerine dair söz vermişlerdi.

"Lulu kalıplar nerede?" Çekmecedeki kalıpları çıkarıp görmesi için salladığımda ellerini çırpmıştı. Az önce üzerimden çıkardığım önlüğümü giyip çekmeceden benimkinin aynısı lakin daha küçük olan Eun'un önlüğünüde çıkarıp giymesine yardımcı oldum.

Kalıpları masaya bırakıp hamuru küçük parçalara ayırıp Eun'un şekilleri çıkarmasına kolaylık sağladım. Kalıplar hayvan figürleri içeriyordu. Fakat Eun sadece tavşanlı kalıpla ilgileniyordu.

"Eun, diğer kalıpları neden kullanmıyorsun?" Kalıplara bir bakış atıp omuz silkmişti. Ellerini çenesinin altında birleştirip bana baktığında bu haline gülümsemeden edememiştim.

"Benden bir tane daha olsun ister miydin Lulu?" Ne demek istediğini anlamadığımda oflamıştı.

"Benim gibi tatlı ve yakışıklı bir yeğeninin daha olmasını ister miydin?" Benzetmesine sesli bir kahkaha attığımda bozulmuş ve hamurla şekil çıkarmaya devam etmişti.

"Senin gibi başka tatlı ve yakışıklı bir yeğenim olmasını tabii ki isterdim lakin seni kimseye tercih etmem. Sen benim gözümde birtanesin." Bozulmuş ifadesinin yerini sevinmiş hali almıştı. Anlaşılan beyefendi söylediklerimden memnundu.

"İşte bu tavşanlı kalıbı kullanmamın nedeni ise; benim için hayvanlar arasında tavşanın bir tane olması." Demek bu yüzden bana öyle bir soru sormuştu. Eun cidden çok değişik bir çocuktu. Aynı zamanda akıllıydı da. Ayrıca aşırı derecede taşvanlara sempatisi vardı ve onun sayesinde bende tavşan bağımlısı olmuştum. Zeytinin ölümünden sonra Eun'u ve kendimi eşyalarla avutuyordum. Eun'a tavşanlı bir peluş almamın nedeni de buydu.

tvingad fru :: hunhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin