2.BÖLÜM
Dorukla olan kavgamızdan bir kaç dakika geçmişti ve Mert konuşmaya Dorukla ben de birbirimize öldürücü bakışlar atmaya devam ettik. Mert artık neredeyse bütün hayat hikayemi anlatıp hastalığın sebeplerine kadar indi.
-Aslında anlatsa hafifler ama ne halamın niye bu hale geldiğini ne de kendine ne olduğunu açıklamıyor.
Mert her zaman olduğu gibi ona karşı bütün her şeyi açamamamdan hayıflanmaya başlayınca beni kurtarabilecek bir şey olmasını diledim ki sanki biri beni duymuş gibi zil çaldı.
-Cankuşlarım hadi kalkında geç kalmayalım zaten hayallerim bir enkaz haline gelmiş beni eziyor. Yeni sevdiğim kıza olan aşkımı pis,kenafir gözlü kuzeni engeler koyuyor.
-Berk ismini daha yeni öğrenmiştin. Ben bir şeyi engellemedim. Şimdi susta sınıfa çıkalım.
Telefonumun çalmasıyla Mertlere sonra geleceğimi söyleyip rahat bir şekilde konuşabileceğim bir yere geçtim.
-Efendim dayı?
-Nasıl gidiyor diye soracaktım ama uygun değilsen sonra konuşuruz.
-Hayır ama biraz hızlı konuşmamız gerek çünkü zil çaldı.
-Mert'in arkadaşlarıyla tanıştın mı? İyi anlaştınız mı?
-Evet iyi sadece...
-Doruk mu?
-Evet nerden anladın?
-Biraz soğuk biridir ama iyi biridir Doruk. Hayatında bir sürü şeyle karşı karşıya geldi ve sen o karşı karşıya geldiği problemlerden en önemlisine dış görünüş bakımından çok benziyorsun.
-Kim ki bu problam olan kişi?
-Onu yeri geldiğinde öğrenirsin benim anlatmam pek uygun olmaz. Neyse geç kaldın derse görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonu kapatıp sakince okulun içine doğru yürüdüm görünüş bakımından oldukça modern bir okuldu. Merdivenlerden çıkarken hala aklımda Doruk meselesi vardı. Bana hep kötü kötü bakmasının bir sebebi olması beni şaşırtmadı,insanların hayatlarına burnunu sokan meraklı biri de değilimdir ama yine de öğrenmek isterdim sanırım. Sınıfın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Yavaşça fısıldadım
-Her şeyin güzel olacak. Sadece kendini kontrol et.
Saçlarımı ellerimle hafifçe düzeltip kapıyı çaldım. İki de bir saçlarımı düzeltmek zorunda kalmakta uzun saçlıların ödemesi gereken bir bedel sanırım.
Sakin ve kendimden emin duruşumla sınıftan içeri girdim. Öğretmen beni fark edince elindeki kitabı masasının üstüne koyup bana döndü.
-Yeni kayıt mısın?
-Evet.
İngilizce öğretmeni olduğunu tahtaya bakınca anladım neyse ki ingilizcem iyi olduğu için bu soğuk ve sert tavırlı öğretmenle çok uğraşmayacağım.
-Neredeyse dönemin ortasına geldik. Okul değiştirmek yeni mi aklına geldi? Neyse tanıt kendini.
-Derin Soykan Amerikada yaşıyordum ufak bir değişiklik sonucu buraya geldim.
-Sen Mert'in kuzeni misin?
-Evet.
-O zaman sen şu ünlü modacı Murat Soykan ve ünlü manken Ahu Saraç'ın kızısın.