Ne zaman dayısı Almanya'dan telefon etse, hemen Kaan da Yasemin de telefonun başına koşarlardı. Annelerine kaş göz ederler,telefonun konuşma aygıtını elinden almak, anneleri daha sözünü bitirmemişken onlar dayılarıyla konuşmak isterlerdi. Zaten annesi, telefonun zili çaldığında;
"Aaaa sen misin Murat?"demeye görsün, hemen annelerinin yanında dikilirlerdi.
Artık bir Kaan konuşurdu, bir Yasemin...
"Dayı da dayı..."
"Çok özledik dayı."
"Ne zaman geleceksin dayı?"
Dayısı onlara dün akşam müjdeyi vermişti.Bir hafta sonra geliyordu.İyi de bu bir hafta nasıl geçecekti?
Kaan'ın dayısına bir sürprizi vardı.Okumayı öğrenmişti.Hem de sınıftaki bütün çocuklardan önce öğrenmişti.Dayısı gelir gelmez okuma kitabını eline alacak, dayısına bir bir okuyacaktı.
Yasemin de yaptığı resimleri gösterecekti.O da sınıfın en iyi resim yapanlarındandı.Yasemin üçüncü sınıftı ama beşinci sınıflardan daha güzel resim yapıyordu.Bir hafta geçti.Kaan bağırdı:
"Bir gün kaldı...Yarın dayım geliyor."
Ertesi gün kapının zili çaldı...Kaan balkona koştu.Dayısı park ettiği arabasının yanındaydı.Kaan;
"Dayıcığım!" diye bağırdı.Bavullarını taşımasına yardım etti.
Hemen sonra Yasemin'in sesi duyuldu.Kaan kapıyı açtı.Yasemin koştu dayısının boynuna dolandı.Dayısına çay yaptı.Dayısı çay içerken anneleri geldi.Dayısıyla anneleri hasret giderdiler.En sonunda babaları geldi.Yemek yediler.Kaan da Yasemin de dayısının onlara getirdiği hediyeleri merak ediyordu.
En sonunda dayısına sordular "Dayı dayı bize ne getirdin?"
Dayısı sürpriz dedi.Onlar odalarına çıktılar ve dayılarını beklediler dayıları büyük bir poşetle geldi.İçinde çadır vardı.Bu bir kızılderili çadırıydı.Kaan ve Yasemin çadıra girdiler oynamaya daldılar.Çadırdan çıktıklarında vakit çok geç olmuştu.Anneleri onlara battaniye getirdi ve çadırda uydular...