✴31✴

8.2K 393 51
                                    

Bölüm “belizerdl” için.

Multimedia’da Zeynep’in -Zeynep1Dx- yaptığı çalışmalar var. Ben ba-yıl-dım! Çok teşekkürler bebeğiiim.

Geçiş bölümüydü. Sıkıcı bulabilirsiniz ama lütfen oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin. Bölüm şarkısı var. Ayrıca ithaf istiyorsanız söylemeniz yeterlii. Çok çok öpüyorum, keyifli okumalar

✴ 

Trenden indikten sonra büyükannemin evine gitmem uzun sürmedi. Zili çalıp, kapının ardından gelen adım seslerini beklerken cebimde telefonumun titremesiyle elimdeki bavulu yere bırakıp telefonu cebimden çıkardım. Mesajın Harry’den gelmiş olması suratıma kocaman bir gülümsemenin yayılmasına neden oldu.

*Oraya vardığında bana haber ver.*

Tam cevap vermek üzere parmaklarım hareket etmişti ki, kapıya doğru yaklaşan ses ile birlikte bunu sonraya erteledim ve telefonu tekrar cebime attım.

Kapı açıldığında büyükannem sevinçle “Charlotte!” diye haykırırken bir yandan da kollarını bana sarıp beni sıcak bedenine bastırdı. Burnuma dolan tarçın kokusuyla birlikte ben de ona sıkıca sarıldım.  Kendi kokusuna karışmış tarçın kokusu bana her zaman küçüklüğümü hatırlatıyordu. Bu hissi özlemiştim.

Geriye çekildiğinde, beni kollarımdan tutarak gülmekten kısılan gözleriyle şöyle bir süzdü. Yanakları kırmızıydı ve suratında her zamanki huzurlu gülümsemesi hakimdi.

“Her geldiğinde gözüme daha bir güzel gözüküyorsun sen.”

Ona kıkırdayarak karşılık verip, yanağına bir öpücük kondurdum.

“İçerisi mis gibi kurabiye kokuyor.” dedim çantamı yere bırakıp, paltomu üstümden çıkarırken. “Çok acıktım.”

Koşturarak mutfağa giderken büyükannemin de arkamdan yere bıraktığım çantam hakkında homurdandığını duydum. İnanılmaz bir şekilde düzenli olan mutfağa girip, fırını bangonun üstünden aldığım işlemeli, kırmızı bez ile açıp kurabiye tepsisini çıkardım. Tepsiyi masaya koyup, elime bir tane kurabiye aldım ve ağzıma attım.

“Yerlere dökme ama.”

Büyükannem, suratında halinden memnun bir ifadenin olmasına rağmen sesindeki sitemi belli ederek mutfağa girdiğinde karşımdaki sandalyeye oturup, çenesini eline yasladı.

Ben de ikinci kurabiyemi ağzıma attıktan sonra karşısındaki sandalyeye oturup, masanın üstünde duran bardağa sürahiden su doldurup içtim. Cebimde tekrar titreyen telefonu çıkarıp, masanın üstüne koyduğumda kurabiye yerken kullanmadığım parmağımla tuş kilidini açıp, mesaja girdim.

*Hâlâ varmadın mı?*

“Ayrıntıları dinlemek için sabırsızlanıyorum.”

Büyükannem genç kızlar gibi kıkırdayıp, elini ağzına koyduğunda kafamı kaldırıp ona baktım. Onun bu hali suratıma bir gülümsemenin yayılmasına neden olurken, hiç bozuntuya vermeden “Anlamadım?” diye sordum ve gözümü tekrar ondan kaçırıp, mesajı kapattım.

“Anladığını ikimiz de biliyoruz çöreğim.”

Yanağıma ateşin hücum ettiğini hissederek kıkırdadım. “O zaman,” derken gözlerimi kısıp beklentiyle bana bakan büyükanneme gülümsedim. “İçeri gidip bir telefon konuşması yaptıktan sonra gelip sana her şeyi anlatacağım.”

Into The Green ✴ ║Harry Styles Fan Fiction║Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin