Aradan 1 ay gecmisti ve ben iyi anlasmistim digeriyle.Denizle baya samimi olmustuk samimi derken arkadaslik anlaminda...Burda baya anılar biriktirmiştim....
Kargalar daha kahvaltısını yapmadan ben uyanmıştım. Bikinimi giyip yavaş yavaş aşağı indim niyetim kimseyi uyandırmak değildi sonuçta.Sahile gidip biraz uzandım,hava güzeldi hafiften meltem rüzgarları esiyordu.
Az sonra yaklaşıp 10-15 şezlong öte de Deniz'in uyuduğunu farkettim üstü açıktı ve rüzgardan usuyecegini düşünüp havlumu üzerine örttüm.
Yarım saat ya olmuştu ya olmamıştı ve Deniz kalkmıştı.
"Ooo günaydınlar efendim ,kahvaltınızi odanıza mi getireyim yoksa aşağıya gelicek misiniz" dedim dalga geçerek.
"Dün gece bunalıp buraya gelmiştim ve sızmışım galiba" dedi başını kaşıyarak.
"Aç mısın " dedim.
"Hemde kurt gibi " dedi
Arkadan sabah hazırladığım sandviçleri ve içecekleri çıkardım.
"Vaay güzel taktik" dedi.
Dalgaya alarak "Taktik maktik yok bam bam bam " dedim.
"Şaka yapıyorum , bu arada ne taktiği ?" dedim.
"Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer öğretmediler mi sana ?" dedi.
"Kankam olmasaydın evet bu geçerliydi ama kankam olduğun için böyle bi problem olmuyor"dedim.
Melis dedi nazik bir ses tonuyla.
"Efendim" dedim.
"Sen aşka inanmıyor musun?" dedi.
"Bu da nerden çıktı şimdi" dedim.
Bilmiyordu ki acılarımı , 18 ay geçmesine rağmen içimde hala tutuşan ateşi.Bilseydi sorar miydi acaba? Buse hep şey derdi "Acıların seni büyütür , onlardan güç alırsın seni ayağa kaldıran geride bırakmaya mecbur kaldığın insanlardır." Çok doğruydu aslında şuan güçlü bi insandım , çünkü acılarımdan destek alıyordum belki de güçsüzdum ama güçlü tarafımı gösteriyordum bilmiyordum. "Hangisi daha ağırdır acılarımız mi anılarımız mi?" sorusu bence anılarımız olmalıydı çünkü yaşadığımız her anı acı çekmemizi vazgeçilmez kılıyordu.
"Bana hiç ilk aşkını anlatmadin merak ettim"dedi.
Tam o sırada Ceren yanımıza geliyordu , konuyu unutturmak için Ceren'e seslendim.
"Kuzum sabah niye haber vermedin?"dedi Ceren.
"Baya erken çıktım ben uyandırmak istemedim" dedim
"Eee ne yapıyorsunuz" dedi
"Oturuyoruz işte"dedim.
Ben biraz yüzücem sizde gelinn,dedim.
Ikiside kafalarını tamam anlamında sallayıp peşimden geldiler.
Uzun süre yüzdukten sonra baya yorulmustuk. Aslında iyi geliyordu bana yüzmek , acılarımı unutturuyordu.Aaa bugün benim Ateş'e sözüm vardı.Hemen toparlanıp gitmeliydim.
"Ben unutmuşum ya bugün benim Ateş'e sözüm vardı"dedim.
"Napcaksiniz ki "dedi yeni gelen Cem.
"Bilmiyorum ki bugün 2 gibi yanıma uğra işimiz var seninle demişti" dedim.
"Erken gelirsen bi şeyler yapar miyiz" dedi, Deniz.
"Ya söz vermiyim şimdi o deli yorar belki ben"dedim.
"Sen artık git bir an önce biliyosun Ateş bekletilmeyi sevmez" dedi Ceren.
Bilmez miyimm,dedim
"Neyse öpüyorum hepinizi akşam görüşürüz diye de ekledim.
Yalnız bi sorun vardı,ben ne giyicektim? Nereye gidicegimizi bilmiyordum oraya uygun giyinmeliydim. Hemen Ateş'e mesaj çektim.Gönderilen: Ateş
Mesaj: Yalnız nereye gidicegimizi söylemedin ben nasıl bi şeyler giyineyim,gidicegimiz yere uygun olmalı çünkü...Deli bu çocuk yaa her zaman böyle değişik huyları vardır. Ama yine de çok seviyorum onu öyle mükemmel bi insan ki Ateş normal de Amerika da okuyor fakat Arda'nin ölümden sonra İzmir'e geldi benim okulumun üniversite kısmına kaydettirdi kendini bana destek olabilmek için fakat 7 aydır görüşmüyorduk çünkü annesi hastaydı ve Bodrum'a gelmişti.
Telefonundan mesaj bildirim sesi gelmişti. Çekmecenin üstündeki telefonuma yöneldim.Gönderen: Ateş
Mesaj: Rahat bir şeyler giy canım şık olmana gerek yok sen her halinle çok güzelsin zaten :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkularım
AcakYüzleşmek istemediğim korkularımdan biri de Aşk'tı.Ilk aşkımı kaybettiğim o lanet olası kaza gününden beri böyleyim. Kimseyi sevemiyorum, o kadar neşeli bi insandım ki çevremdeki her insana pozitif enerji yayardım şimdiyse içine kapanık siyaha bürü...