Bölüm 40: Sessiz ve Ciddi

1.7K 232 49
                                    

Bölüm 40

Adam öyle bir hızlı koşuyordu ki Elena zamanın gerisinde kalmış gibi hisediyordu. Vücudunu taşıyamayınca ellerini pervaza dayayarak pervazdan destek aldı Elena. Ne yapacağını bilmiyordu? Lorvenia'nın ihanetine uğramıştı ve neredeyse tüm enerjisi emilmişti. Kalan son enerjisini de kullanırsa baygın düşmekten korkuyordu. Bu yüzden aklına gelen diğer şeyleri plana sokacaktı. Kapısının arkasına bir barikat kurup kendisine gelene kadar bekleyecekti. Biraz uyumak onu daha dinç bir hale getirirdi. Tılsımı olsaydı...Tılsımı olsaydı endişelenmesine gerek bile kalmazdı. Ama tılsımın nerede olduğunu bilmiyordu. Lorvenia'ya enerji vermeyi kabul etmeseydi şu an gayet rahat olurdu. Yoksa Lorvenia bilerek mi yapmıştı? Adamın saraya geleceğini bile bile Elena'yı bitkin düşürmek mi istemişti? Eğer öyleyse...

Elena daha fazla vakit kaybetmeden barikatı kurmaya karar verdi. Makyaj masasını kapıya doğru ittirirken aklına bir şey geldi: Solaris! Solaris'e ne olacaktı? O adam Solaris'e de bir şey yapabilirdi. Elena adamın amacının ne olduğunu bilmiyordu ama iyi bir şeyler olmadığını tahmin edebiliyordu.

Solaris'i de kurtarmalıydı. Bunun için daha fazla vakit kaybetmemesi gerekiyordu. Adam saraya ulaşmak üzereydi. Saraya girdiğinde işler daha çok değişirdi. Aklına sarayın girişine barikat kurmak geldi ama süresi ona yetmeyebilirdi.

Elena koşabildiği tüm hızla odasında çıktı ve merdivenden inmeye başladı. Her adımda endişesi daha çok artıyordu. Ya o aşağıya ulaşamadan adam saraya ulaşırsa? Elena yaşadıklarının ciddiyetini anlamıştı ama sanki zaman çok hızlı geçiyordu. Drex'i beklerken geçmeyen dakikalar hız konusunda adama bile meydan okuyordu. Adam hızlıydı, dakikalar hızlıydı ama Elena...çok yavaştı.

Giriş kata ulaştığında mutfak kapısının yanındaki duvara kuyruğunu sürten Solaris'i gördü ve derin bir nefes aldı. Solaris'in yanına gidip "Acele etmeliyiz." dedi hiç vakit kaybetmeden.

Solaris Elena'nın endişesini anlamış olacak ki kuyruğunu sürtmeyi bıraktı. Ve Elena'nın bacaklarına yapıştı. Solaris ona destek vermek istiyordu. Elena mutfağa geçmeyi düşündü. En yakın yer orasıydı. Ama mutfakta kapının arkasına koyabileceği şeyler çok azdı.

Solaris Elena'yı diğer tarafa ittirip boynuzuyla merdiveninden altındaki kapıyı işaret etti. Tabii ya dedi Elena. Drex'in ağabeyine giderken geçtikleri oda saklanmak için gayet uygundu. Hatta mükemmel bir seçenekti. Karanlık olan koridorda da saklanabilirdi hem. Bir cesaret aşılamasıyla Elena Solaris'le birlikte merdiven altındaki kapıya doğru yürüdü. Ve sarayın kapısı vurulmaya başlandı. Tekme, yumruk...Art arda inen darbelerle sarayın kapısı sarsılıyordu. Elena çığlık atmak istedi ama kendisini tuttu. Soğukkanlı olmalıydı.

Merdiven altındaki kapıyı açtıktan sonra Solaris'i geçirdi ilk başta ve kendisi de geçtikten sonra kapıyı kapattı Elena. Solaris yere oturup Elena'ya baktı. Gözleriyle ona korkmaması gerektiğini söylüyordu. Ama Elena korkuyordu.

Kalbi, atışlarıyla göğüs kafesini parçalamaya çalışıyordu. Elena omzunu kapıya verip dışarıyı dinledi. Sarayın kapısına vurmaya devam ediyordu o adam, hâlâ. Amacı neydi ki? Elena'yı mı istiyordu?

Elena daha önce defalarca istenilen olmuştu. Fırıncıda çalışırken bazı erkeklerin ilgi odağı olmuş, dükkan hakkında görüş kutusundakileri okurken kendi hakkında yazılan şeyleri de okuyunca utançtan ne yapacağını bilememişti. Ama utanması gereken o şahsiyetlerdi. Servis yaptığında onunla konuşmak için can atan, kirlileri toplarken göz göze geldiğinde ona göz kırpan yaşlı, genç, çocuk o kadar erkekle karşılaşmıştı ki artık alışmıştı öyle şeylere. Evet, iğrenç olsa da alışmıştı.

İŞARETSİZ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin