1

7 1 0
                                    

Maviyi severim ama kehribar a aşığım...

"Sadece benim içiiin bak yeşil yeşiiil "

Çıkmıyor du kulaklarımdan işte çıkmıyordu rüyalarımdan. Neydi bu yetmemeişmiydi istemiyorum demişti ne uzatıyorum ki sanki. Neden uzatıyorum neden diyerek yataktan hafif doğrulup yastığımı yere attım. Yastığım bile o kokuyordu halbuki odama bile girmedi hatta yaklaşık bir aydır yanıma bile gelmemişti. Nasılda özledim şimdi özledim derken bile özlemim arttı.
Çok seviyorum be çoook.

Sağ yanağımın ıslanmasıyla ağladığımı yeni fark ediyorumdum. Şimdi mi ağlamıştım rüyamda mı?
Ne önemi vardıkı  bunun ben onun için ömür boyu ağlarım yeterki benim olsun. Bana baksın" seninim " desin." İyiki benimsin " desin.
Der dimi? Demeli! Desin! Yalvarırım desin!
Yoksa kaç ömürlük nefesim kaldı bilmiyorum. O yoksa ben yaşayan ölüyüm.
Benim ciğerlerim bile onun için nefes alırken benim yaşıyorum demem mantıksız olur.
Ciğerlerime onun için derin bir nefes daha alarak yatağımdan kalktım. Onu sevmek  ve kendimi sevdirebilmek için güzel bir gün.
Banyo ya gidip elimi yüzümü yıkadım. Saçımı tarayıp banyodan çıktım. Odama geçtiğimde bugün ne giysem diye düşünmeden  siyah bir pantolon giyip üzerime de açık mavi bir gömlek geçirip mutfağa geçtim.
Kahvaltı hazırlamak için buzdolabı nın kapağını açtığımda boş olduğunu gördüm. Gözlerimin kocaman açılmasıyla aklıma gelen ilk ismi öldürme isteğim arttı. Ben daha dün alışveriş yapmıştım ama bugün buzdolabı tam takır boştu. Buda neydi şimdi evi Moğollar mı basmıştı. O salak çoçuk bir hafta aç olsa bile dün aldığım erzağı bitiremezdi. Dolabın kapağını kapatıp küçük beynimizin odasına gittim. Kapıyı çalmadan odaya daldım. Maviler içindeki odası çok güzeldi ama bir o kadarda havasız. Gidip araba desenli perdeleri soyırıpn pencere yi açtım diğer tarafıma dönük olduğu için güneş gözüne çarpmamıştı. Odaya göz attığımda oyuncaklarını gördüm. kaç yaşına gelmişti hala oyuncaklarından  vazgeçemiyordu. Gardolabının Hemen yanında araba koleksiyonu vardı. Onlardan birini kırarak uyandırsam kaç saniyelik ömrüm olurdu acaba. Yüzümde hafif gülümseme olurken Uyuyan canavara yaklaşarak yüzüne  baktım bir erkek nasıl bu kadar masum uyuya bilir diki. Bak yine çok sinirlendim. Bir an önce sinirimi çıkarmalıyım. Masasının üzerindeki  parfümlerin birimi elime aldım sonra yanındaki kolanyağı fark ettim. Bu kolanyağının burada ne işi vardı tütün kolanyağını sevmezdiki. Parfümü bırakıp kolanyağını elime aldım kapağını hepten  açıp yüzüne bocaettim. Gözlerini kocaman açmasıyla  kapaması bir oldu gözleri yanmıştı. Bağırmak için ağzını açtığında ise ağzına kaçan kolanyağını yüzme doğru tükürmüştü.
"salak ne istedin güzel yüzümden!? " diyerek koluna sertçe vurdum.

" asıl sen ne istedin benim gözümden ağzımdan en önemlisi uykumdan "
Diyerek ani bir hareketle yataktan doğrulup ayağıma çelme  taktı. Benim yere düşmemle ağzımdan bir inleme koptu. Oda direk banyoya koştu. Yerden kalkıp peşinden gittim kapıya sertçe vurup" çoçuk onu bunu boşver sen  buzdolabına ne yaptın çabuk cevap ver yoksa dalarım " deyip kapının kolunu tuttum.

" ne dolabı neyden bahsediyorsun sen kızım. Sabah sabah rüyamda mı gördün ? "

" Evet hemde bana evlenme teklifi etmek üzereydi"

Ne sesli mi söylemiştim ben bunu. Alt dudağım bir ısırıp bir şeyler gevelemeye başladım.
"yani şey Iıı uyurken... Karnım guruldadı bende.. "

" sende ne" diyerek kapıyı açtığı gibi zebellak gibi başıma dikildi.
Ben afallamışken kolumdan tutup duvara sertçe itti. Sırtımın  acımasıyla ağzımdan bir inleme koparken
" o çocuğu en sonunda öldüreceksin bana. Yeter artık sana çektirdikleri hatırla. unut onu unut! "
Diye bağırıp diğer kolumdan da tutup sarstı beni. Korku ve aklıma gelenlerle gözümden yaşlar akarken  derin  bir nefes alıp beni  kendine doğru çekip göğsüne yasladı.
" unut dedin diye unutamıyorum işte sen öl de öleyim ama onu unut deme. "

SEVDANIN RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin