What's Up Loser ?

122 6 2
                                    

Önümdeki çocuk da parkuru tamamladıktan sonra sıra bana gelmişti. Koç düdüğe tüm gücüyle üfledi ve zaman tutmaya başladı. Depara kalktım ve parkurun büyük bir bölümünü tamamladım. Koştum, attım, atladım, zıpladım ve şimdi önümde yan yana dizilmiş 5 sandalyenin üstünden atlamam gerekiyordu. Sınıf arkadaşlarımın hepsi gözlerini bana dikmişti ve ben de bu baskıyı fark edip durmuştum. Şimdiye kadar bana bakmalarını sağlayacak başarıyı göstermiştim zaten. Bunu da başarıyla geçersem dikkat çekecektim. Ve bu isteyeceğim bir şey değildi.

Aralarından birisi bana '' Rezilsin! Çık surdan! '' diyip gülmeye başladı. Bu laf üzerine içim rahatladı. Her şey normale dönmüştü. Diğerleri de '' Ezik! Defol burdan! '' demeye başladılar. Derin bir nefes alıp önümdeki sandalyelere yavaş bir depara kalktım ve sonra zıpladım. Tabiki çok yavaş ve erken bir zıplama yaptım. Sandalyelerin ortasına düştüm. Zil çaldı. 

'' Kalk '' dedi birisi, sandalyeleri üstümden alırken. 

'' Gittiler mi ?'' dedim cenin pozisyonu alıp. '' Evet gittiler '' dedi.

'' Koç hala burada, seninle konuşmak istiyor.''

''Tanrıya şükür'' diye fısıldayıp hızla kalktım ve koçun yanına koştum. 

''Baygın birine göre gayet dinçsin. Neden her zaman bu kadar beceriksizsin ? Kıyafetlerin paspal, salak gibisin. Daha doğrusu salak gibi görünmeye çalışıyorsun. Ve artık ben bunu fark ediyorum,'' diyip durdu. Derin bir nefes alıp biraz bekledi ve başını sallayarak nefesini verdi. ''Bak, sana son bir şans veriyorum. Bu gördüğün parkuru, rekorla tamamlamak zorundasın. Sınıfta kalmak üzeresin. Şimdi çalış. Haftaya sınav olacaksın. '' Kalkıp kapıya yöneldi. 

Koşarak önüne geçtim ve durdum. '' Koç,'' dedim. Başını kaldırıp yüzüme baktı. '' Şimdi yapabilirim. Sadece, şimdi. Hatta daha zor bir parkur yapabilirsiniz. Yeter ki etrafta kimse olmasın. '' Beni yerden kaldıran gay çocuğa döndüm ve onu işaret ettim. '' O da olmasın. '' 

O çocuk gittikten sonra koç, sandalye sayısını ve mesafeyi artırdı. Normal bir lise öğrencisinin bu parkurda rekora ulaşması için kıçını yırtana kadar büyük adımlarla koşması gerekirdi. Ya da tüm bu hareketleri yapabilecek eğitime sahip olmalıydı. 

Koç düdüğe güçlü bir şekilde üfledi. Parkuru, kendimi biraz zorlayarak; hızlanarak tamamladım. Daha doğrusu 8 sandalyeye kadar her şey mükemmeldi. Bana tereddüt etmemem öğretilmişti. Şimdi sekiz sandalyeden korkmam çok saçma olurdu. Adımlarımı hızlandırıp olabildiğince yakın mesafeden sıçradım. Ağır çekimde bu sıçramayı göz önüne alırsak;

Önce balıklama bir şekilde havaya tüm gücümle sıçradım. Vücudumun ağırlık merkezi olan gövdemi olabildiğince hareketsiz bırakıp yatar bir pozisyona geldim. Bu planladığım bir şey değildi. Bu yüzden ellerimi yere uzatıp takla atmaya karar verdim. Aslında bu iyi yapabildiğim bir şey değildi -- çünkü havuza bile balıklama atlarken zorlanıyordum ki şimdi yere doğru inişe geçmiştim -- çünkü kolumu sakatlama olasılığım çok yüksekti.

Beklediğim gibi yere inip taklayla çakılışımı yumuşatmaya çalıştım.Ayağa fırlayıp dengede kaldığımı belli eden hareketi yaptım, iki elimi de havaya kaldırdım. Koç düdüğünü üfledi. Sonra hızla yanıma geldi. Onun diyeceklerini beklemeden revire koştum. Gay çocuk kapıda bekliyordu. Peşimden koştu.

Revire girer girmez '' Bileğim çok feci incindi '' dedim '' hatta kırmış bile olabilirim. Cırlamamak için ekstra bir acı çekiyorum. Acele edin !'' 

'' Tanrım ! Bileğin kafam kadar olmuş ! '' dedi gay çocuk yanıma geldiğinde. Bileğime elini uzatmıştı fakat tutmamıştı. Yüzü ilk defa +18 bir şey görmüş altı yaşında bir çocuğa benziyordu. Dehşet ve şaşkınlığın birleşimi gibi bir hal almıştı. Bense onun aksine yanlızca acı çekiyordum.

'' Lanet olsun ! Benim canım acımaya başlıyor. '' dedi gay çocuk gözlerime o tapılası yeşil gözleriyle bakarak. 

'' Bu tür sakatlıkları daha önce de geçirdim. Ve, sen, erkeğe benziyorsun. '' dedim. Dedim, çünkü saçları uzundu ve kız gibiydi. Belki kızdı. Ona gay dememin sebebi yakından bakıldığında erkeğe benzemesiydi. Travesti de diyebilirdim. Ama gay daha kolay.

Hiç güzel bir kız değildi. Ama biraz antremanla --kas için yani -- aşırı seksi bir erkek olabilirdi. Bu güne kadar bu çocuğu hiç görmemiştim. Aslında kendi ezikliğimle uğraşmaktan başkalarına dikkat etmemiştim. Dikkat etseydim bile bu kızın erkek gibi göründüğüyle uğraşmazdım. O kadar zamanım yoktu. Hala yok. 

'' Sessiz ol' dedi gay çocuk. 

'' Tanrı aşkına senin adın ne ? '' 

'' Dan- Aah,Elly. Adım Elly. '' 

'' Memnun oldum. Rebecca. '' dedim ve sağlam elimi uzattım. Elimi tuttuğunda içime garip bir titreme geldi. Daha önce samimi bir şekilde birisiyle temasa geçmediğim için mi garip geliyordu bilmiyorum. Karşı cinsle temasa geçtiğini her insan anlar. Ve ben şuan bu farkı hissediyorum. Bu elde güven hissediyorum. Bu gözlerde bir sıcaklık var. Bu gülüşte ayrı bir çekicilik.. Ya aşık oluyorun ya da eşcinsel.

Ikimiz de bir anda ellerimizi çektik. Yüzüne bakmamaya çalıyordum ama o benim yüzüme bakıyormuş gibi geliyordu.

Birazcık öksürüp "Lavaboya gitmeliyim sanırım " diyip kalktım. Giderken birden elim onun saçlarına gidiverdi. Ve tabiki o iğrenç saçlar elimde kaldı.

"Sanırım bir sırrımız oldu."

.../

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

What's Up Loser ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin