bölüm 4 =)

42 5 7
                                    

Dans pratiği yapıyorduk. İki saat çalıştıktan sonra 15 dakikalık mola verdik. Uzanıp Aybüke unnimin uzattığı suyu aldım ve doğrulup içtim. Çok susamışım lan.

"Şu an bile yorgunsak ilerisini bile düşünmeyelim bence. Baksanıza nefes nefesesiniz." Deyip bizi süzdü aybüke unnim. Ama yoruldukkk.

Yanağına soğuk suyu koyup aşk yaşayan Eda birden lafa atladı.

"Ben o kadar boşuna çabalamadım! Daha fazla çalışıp mütüşüklü grubum tarafından gururla anılacağım o kadar!"Dedi.Gülsüm de;

"Helal be! aynı fikirdeyim." Dedi ve ikisi de beşlik çakıp ergence konuşmaya devam etti.

"Ya! Ben öyle mi dedim? Elbette peşinden gidiceğiz. Ama benim demek istediğim birkaç sene içerisinde herkes bizi tanıyacak ve bize güvenecek..." Herkes 'yani?' 'anlamadım' deyince Eda'ya bakıp;

"Kendi gurubumuza bile güvenemiyorken onlara nasıl güven vereceğiz?"

Çok mütüşlü anlattı herkes eda'ya bakarken o da gerilmiş olsa gerek soğuk suyundan kafasını kaldırıp ;

"Hey! Bilmediğiniz şeyler var.." diye cırladı.

"Neyi bilmiyormuşuz eda?" Dedim. Artık bu konu çok sıkmıştı!

"Siz nereden bileceksiniz?" Deyip ayağa kalkıp hışımla gitti. "Nereye gitti bu?" Diye soran simge'yi pas geçip peşinden gittim. "Aha bu da gitti." Dedi simge. Onlar kendi kafalarında takılırken ben koridor da onu takip edip konuşacağımız uygun bir yer arıyordum. Cidden sıkıldım artık! "Eda bekle!" Deyip onu durdurmaya çalıştım.

(Esma'nın anlatımından)

Herkes yalandan ağlama çabasında. Hayır nefret ediyorsanız hiç değilse 'geber seni biç!' deyip kötü adam/kadın kahkahası atın hiç değilse deli sanalım! Tamam açlıktan beynim eridi....

"Çok iyi bir adamdı." Deyip mendille gözyaşını sildi kadın. "Bu ne zaman ağladı lan?" Dedim. Tamam odunum ama bu kadın ağlamıyor ki... Kafasını kaldırıp gözlerini sinirle bana dikti. Gözlerimi kırpıştırıp sevimli bir şekilde bakmaya başladım. Ama lanet gıcıkello tıslayıp eski haline döndü. Ne yaptım lan ben şimdi? Dur dur! "Jin!" Diye bağırdım. Bu nerde şimdi?

(Eda'nın anlatımından)

Tamam. Suçum var hatta ikimizin suçu var. Ama bu kadar yeterli! Doğru birbirine güvenmeyen bir takım başkalarına nasıl güven aşılayabilir ki?

"Eda bekle!... Ya dursana! Kime diyorum acaba?..."

Adımlarım biraz yavaşlasa da durmaya niyetim yok... Yalnız kalacağım... Biraz kendimle kalmak istemem suç değildir herhalde... Eski hızıma geri dönüp binadan çıkıp kapişonumun şapkasını takıp ilerledim ıssız sokakta. Ağlamak istiyorum ama kimsenin görmesini istemiyorum. Yolu uzatıp beni yakalamasını imkansızlaştırdım. Peşimden gelmediğinden emin olunca kütüphane'ye vardım. Kitapların içinde kaybolmak işte tam istediğim şey...

(Beyza'nın anlatımından)

Bir türlü beni dinlemiyor! Kime çekti ya bu? Bağırmalarım işe yaramayınca daha fazla bağırdım. Adımları biraz yavaşlamışken beni duyduğunu düşünüp ;

"Ah sonunda..." Dedim nefes nefese durup soluklanırken ama bu birden hızlanıp koşarken nefesimi düzene sokmayı bırakıp ;

"E-eda... Dursana..." diye bağırdım ve koşmaya devam ettim tekrar. Köşeyi tam dönerken birine çarptım. Elinde birşey vardı sanırım

"Ya! Üstümü mahvettin!... Ya yine mi sen? Kurtulamıyacak mıyım senden ya!"

Gözlerim karardığı için ne onu görebiliyor, ne de sesini idrak edebiliyordum... Kendime gelmeye çalışsamda olmuyordu. Sadece birinin bağırışı ve etrafın kararması...

~Hayal~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin