Birkez daha astım ilacımı içime çektikten sonra derin bir nefes alamanın verdiği rahatlıkla lavaboya yaslandım. Ashley beni dürttü.
"Onu görmek seni her seferinde öyle yapacak mı dersin?"
"Bilmiyorum Ash bilmiyorum."
"Biliyorum zor ama onu düşünme, hiç düşünme. Aldırma ona hayatım."
"Deneyeceğim." deyip zoraki gülümsemeyle ona baktım. Çalan zille sınıfa doğru yürüdük. Koridordakiler de bahçede gördüklerim gibi bana bakıp bakıp fısıldaşıyordu. Ne çabuk yayılmıştı olanlar? Eminim ki Justin anlatmıştı. Anlatırken zevkten dört köşe olduğuna emindim. Ben düşünceli bir şekilde koridorda yürürken birden biri omzuma çarptı. Şaşırmayın, Hailey'di. Hemen tükürürcesine yüzüme konuştu.
"Kör müsün? Önüne bak. Aldatılmak kör mü etti seni?"
Onu hemen orada boğmak istedim. Nefes alamayana kadar boğazını sıkmak.
Ama hiçbir şey dememe olanak bırakmadan yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra dalga geçilmek acıtmıyordu. O yüzden hiçbir şey yapmadım. Sadece Ashley'nin kolundan tutup sınıfa sürükledim.
Her zamanki gibi ikimiz en arka sıraya geçtik. Sınıfa geçer geçmez başımı direk kollarıma gömdüm.
"Ne yapıyorsun?"
"Sadece kendimi insanlardan soyutluyorum. Bana bakıp nasıl konuştuklarını gördün."
"Kendini soyutlamaya devam edersen bu gidişle üniversiteye de gidemeyip evde de kendini soyutlamaya devam edersin. Ders dinle Selena."
"İlk günden mi?"
"Evet."
"Annem gibi konuştun."
"Annen gibi konuşmuş olabilirim ama annenin WhatsApp durumunu "Seni sevmekse ibadetim, kusura bakma cenabetim." yapacağını sanmıyorum." Bunun üzerine gülmeye başladım. Komik olmasa bile gülüyordum. Ashley'di sonuçta bu. O da benim gülmeme gülünce karnımız ağrıyana kadar gülmeye başladık. Tabi benim her mutlu dakikamın yarıda kesilme yemini vardır. O sırada sınıf kapısından o girdi.
Justin.
Hemen gülüşüm kesildi ve önüme döndüm. Ashley'de baktığım yere bakınca kaşları çatıldı.
"Yüzsüz. Hala hiçbir şey olmamış gibi dolaşıyor. Sana yaşattıklarını ne çabuk unutmuş. Piç. İki gün sonra sevgilisi olursa şaşmam. Seni, sana yaşattıklarını nasıl unutabilir. Sen onun yüzünden bileklerini k-" Onu susturdum.
"Sus Ashley. Duymak istemiyorum. Yardımcı olmuyorsun."
"Tamam, tamam sakin ol. Ben susarım." diyip önüne döndü. Justin ise çoktan bir sıraya geçmiş yanındaki mavi gözlü çocukla konuşmaya başlamıştı. Onu izledim, sadece onu. Onu her şeyiyle özlemiştim. Bakışı, gülüşü, sinirli halleri, dudak büküşü, çapkın bakışları... Ama olmuyordu. Onu affedebileceğimi düşünmüyordum. O da beni çoktan unutmuş benziyordu. Tam o sırada bana taraf döndü. Gözlerimiz birleşti. Öylesine özlemiştim ki bana bakmasını, hiç kimseyi umursamayıp bal rengi gözlerini bana saklamasını... Hemen bakışlarımı çektim ama onun hala bana baktığını görebiliyordum.
Tanrım, bana yardımcı ol. Çünkü bu acı beni sona sürüklüyor.
####Tennefüse kadar kendimi zor tutmuştum. Zil çalar çalmaz dışarı çıkıp lavabolara girdim. Klozetin üzerine oturdum. Gözyaşları yine birer ikişer akmaya başlamıştı. Yine ağlıyordum, yine. Ama bu sefer saklayarak, sessizce değil; içimi dökerek ağlıyordum.
Sonra gömleğimin kollarını sıvazlayıp bileklerimi açtım. İzler orada duruyordu. Ömür boyu onu bana hatırlatacak izler... Birden tuvaletin kapısı bir hücumla açıldı. Gelen kişi kapıma vurmaya başladı.
"Selena hadi çık güzelim. Kendine bir şey yapma. Değmez. Onun için değmez. Yapma. Lütfen."
"Ne?"
"Çık, lütfen çık." Yavaşça klozetlen kalktım. Kabinin kilidini açtım ve kapıyı araladım. Endişeyle bana bakıyordu.
"İyi misin, bir yerine bir şey oldu mu?"
"Beni her seferinde nasıl buluyorsun Ash.""Deneyim diyelim. Hem bunun ne önemi var. Sen neden bir hışımla sınıftan çıktın. Ne oldu anlamadım. Ne oldu? İyi misin?"
"Bilmiyorum. Ama kendime zarar vereceğim falan yok, abartma lütfen."
"Saçmalama Selena. Bu daha ilk gün. Atlatacaksın, inan bana. Hem ne oldu tahmin et. Sen çıkınca senin peşine koridora çıktı ama anlaşılan seni bulamadı."
"Amacım onu peşimden koşturmak değil. Biliyorsun."
"Ah onu bunu bilmem Selly. Tek bildiğim, bu akşamki partiye geliyorsun."
"Bu haldeyken partiye gelebileceğimi mi sanıyorsun?"
"Justin de orada olacak."
###
Gardroptan eline aldığı saks mavisi elbiseme burnunu kırıştıran Courtney'e çimdik attım.
"Bakın, GELMEK İSTEMİYORUM BE! Nesini anlamıyorsunuz. Eğlenecek halim mi var?"
"Zaten amaç eğlenmek değil. Justin'e 'güçlüyüm, ayaktayım' görünümü vermek."
"Kimseye görünüm vermek falan istediğim yok. Nasıl arkadaşsınız ya?"
Gardrobumun başında elbiselerimi inceleyen Courtney bize döndü ve konuyu değiştirdi.
"Nesin sen? Anneannem falan mı? Çünkü böyle elbiseleri o giyiniyor."
"Komik değilsin."
"Sen de tarz değilsin."
"Hadi ordan, daha geçen sene, Ian'la çıktığınız zaman her gün beni ne giyeceğini sormak için arıyordun."
"Hiçte bile."
"Asıl sana hiçte bile." Ashley ikimizin de ağzına vurdu.
"Eğer hemen şimdi bu saçma tartışmayı bitirmezseniz bulduğum bu mükemmel elbiseyi size göstermeyeceğim." Hemen elimi Courtney'e saçından çektim ve Ashley'in elindeki elbiseyi aldım. Pembe düz bir elbiseydi.
"Bildiğin düz elbise. Bunun neresi mükemmel?"
"Bir de üzerinde gör." diyip bana göz kırptı.
"Sen ve şu göz kırpmaların, beni öldürüyorsunuz." dedim ve elbiseyi giyinmek üzere lavaboya gittim. Üstündekileri çıkarıp bir köşeye indirdikten sonra elbiseyi üzerime geçirdim. Pembe, kısa, straplez, aşağılara doğru hafif kabarık bir elbiseydi.
Tanrım. Bu elbise mükemmeldi! Her ne kadar partiye zorla götürülsemde bu elbise fikrimi değiştiriyordu. Hemen lavabodan çıkıp kızların yanına gittim. İkisi de çok beğenmişti. Sonra Ashley aniden ciddileşti.
"Bak Selly, bu son günlerde çok farklısın. Hareketlerin, konuşmaların... Artık abartmaya başladığını bile düşünüyorum. İntahara meyilli bir insan gibi davranıyorsun. Senden tek isteğim tüm bu hareketleri, duyguları bu kapıdan çıktığın an geride bırakmak. Anlaştık mı?"
Başımı salladım ve çantama uzandım. Ardından hep beraber dışarı çıktık. Beni nasıl ikna ettiklerini hala anlamamıştım. Partiye yürüyerek gidecektik çünkü sadece iki blok ötedeydi, çok değil.
Yol boyunca herkes sessizdi. Ama parti evine yaklaştıkça müzik sesleri gelmeye başladı. Courtney umutsuzca omuz silkti.
"Müzik sesine bakılırsa sonumuz karakolda bitecek."
