"Marshall, biz hangi taraftan gelmiştik?"
Kafamı hızla çevirip, şaşkınca ona baktım. Hatırlamıyor muydu? Etrafa bakınıp nerede olduğumuzu çözmeye çalıştım. Hangi ara gelmiştik buraya. Yarım saattir yürüdüğümüzün farkındaydım. Ama 'Gumball yolu biliyordur.' diyerek, önüme hiç bakmadan onu takip etmiştim.
Ve şuan ikimizde kaybolmuştuk.
"Gumball, burası da neresi böyle?"
"Bilmiyor musun?"
Kafamı; 'hayır.' anlamında salladım. Kaybolmuştuk işte. Sinirle iç çekip, etrafa bakınmaya başladı. Muhtemelen ormanın daha fazla derinlerine girmiştik ve ben burada karşımıza ne çıkacağını bilmiyordum.
Ona mahçup bir şekilde bakıp etrafıma bakınmaya başladım. Daha dikkatli olsaydım böyle bir durumda olmazdık. Ona dönüp konuşmaya başladım.
"Gumball, ben özür dilerim. Önüme bakmıyordum ve ne tarafa girdiğimizi görmedim. Benim yüzümden kaybolduk."
Bana aptal mısın?der gibi bakıyordu.
"Salak mısın sen? Kaybolmamız senin suçun değil. Önden haldır haldır giden kişi benim. Ayrıca kaybolsak bile illaki bir şekilde yolu buluruz."
Gülerek beni kolunun altına aldı. Ah, Tanrım! Şu an canımı alsan da bende zirvede bıraksam? Sonra aklıma gelen şeyle durdum ve ona döndüm. Ona yandan bir bakış atıp ağzımı açtım.
"Burada önümüze ne çıkar bilmiyorum."
Kolunun altında olan beni daha çok sıkmaya başladı.
"Ne?"
"Daha önce hiç bu kadar derine inmemiştim. Ormanın bu kısmında hangi canlılar var bilmiyorum. Dua edelim de önümüze ayı felan çıkmasın."
Beni artık boğmaya başladı.
"Ayı..mı?"
"Ah, evet. Bir iki kere haberlerde bu ormanda ayı saldırısı olduğu söylenmişti. Ama ben normalde hiç derine inmediğimden karşıma çıkmadı. Tabii dediğim gibi ormanın kısmını hiç bilmiyorum o yüzden bir şey diyemem."
"Haber..ler dedi? Ayı... BUNU BANA DAHA ÖNCE NEDEN SÖYLEMEDİN! NE DEMEK ORMANDA AYI VAR!? TANRIM, SENİNLE GELMEMEM GEREKTİĞİNİ BİLİYORDUM AMA BEN NE YAPTIM? MARSHALL NE YAPTIĞINI BİLİYORDUR DEDİM! SONUÇ!? BİR AYI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLECEĞİZ!"
Üzgün bir şekilde ona baktım. Onun bana olan güvenini ciddi bir şekilde sarsmış olmalıydım ve şu an onu rahatlatamıyordum bile. Çünkü bende fazlasıyla korkuyordum. O haberler konusunda şaka yapmamıştım. Bu ormanda gerçekten de ayı vardı ve belki de bizi yemek için buraya geliyordu?
Ama korktuğumu Gumball'a belli edemezdim. Bu onu daha çok huzursuz ederdi. Onun yerine elini tuttum ve öbür elimle hala bağırmaya devam eden ağzını kapattım. Ses yaparsak daha çok dikkat çekerdik.
"Sessiz olmalısın. Etrafımızda bir canlı varsa bu onun dikkatini çeker."
Korkmuş gözleriyle bana baktı ve onaylamak için kafasını salladı. Gülümseyip ağzındaki elimi çektim. Öbür elini de bırakacaktım ama o elimi daha sıkı tuttu. Hala bana güvenmesi beni mutlu etse de bu güveni boşa çıkarmamam gerekiyordu.
Etrafıma bakınmaya başladım. Etrafta ses felan yoktu. Derin bir nefes alıp geldiğimiz tarafa doğru yürümeye başladım. Aynı yolu geri dönersek elbet ki tanıdığım bir yere çıkardık. Gumball elimi sıkınca ona doğru döndüm.
"Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? Ayıların olduğu bir ormanda kaybolduk ama sen gülümsüyorsun."
Deli gibi korktuğumu anlamamış olaması mükemmel bir oyuncu olduğumu söylemiş gibi hissettirdi.
