İlk Macera

128 6 0
                                    

"İlk macerana hazır mısın Alisa?"

"Uzun ve sıradan geçen zamanlardan sonra ilk maceraya hazır olmamak mı? Tabiki de hazırım!Hadi gidelim"

"İlk durak neresi olsun bakalım?"

"Uzun süre Dünyada yaşamama rağmen onun hakkında bir fikrim yok.Piramitlere gidelim Doctor."

"Öyle olsun bakalım hadi gidelim."

Tardis'e gerekli koordinatları girdiler.Birkaç saniye sonrasında yere iniş yaptılar.Doctor Alisa'nın kolundan çekiştirip dışarı çıkarttı.

"Ve burası dünyanın 7 harikalarından birine ev sahipliği yapan Giza şehri ve piramitleri.Ops! 1 saniye burası yerine Giza'ya gitmemiz gerekiyordu.Her neyse burası da bir o kadar güzel bir yer.Abu Dabi dağına hoşgeldin.Aslında bakıyorum da burası Abu Dabi dağı değil volkanı.Biraz fazla zamanda geri gitmiş olmalıyız."

"Tardis hep böyle yapar mıydı hatırlamıyorum.Burası da güzel."

"Aslında Tardis genelde böyle yapar.Bunları boş verelim şimdi.Abu Dabi volkanını keşfedelim."

Etrafı keşfetmeye başladılar.Çevreleri ormanlıktı.Sık ağaçların arasından geçtiler.En sonunda bir insan topluluğuyla karşılaştılar.Küçük bir kasaba kurmuşlardı.Volkanın eteklerinde verimli tarlaları vardı halkın.Genel geçim kaynakları bu tarlalardı.Alisa ve Doctor uzak olduğunu tahmin ettikleri kasabaya doğru ilerlediler.Kasabanın otelinde kendilerine oda aldıktan sonra insanlarla kaynaşmaya karar verdiler.Kasaba küçük olduğundan herkes yeni gelen kardeşleri öğrenip tanışmak için otel önüne gelmişti bile.İnsanlar çok sıcak kanlı olduklarından hepsiyle tanışıp dost arkadaş olmaları da çok zor olmadı.Kendilerine rehber olması ve Abu Dabi volkanına çıkmak için Valentina'yla anlaştılar. Valentina ve kardeşi Tatya Doctor ile Alisa'yı alıp Abu Dabi volkanına çıktılar.Volkana çıkarken arkalarından yetişen Andrew unuttukları yemekleri getirdi.O da bu şekilde keşif ekibine katılmış oldu.Yolda sessiz bir şekilde yürümek Doctor'a sıkıcı geldiğinden Valentina'ya soru sormaya karar verdi.

"Kaç senedir buralardasınız Tina?Tina dememde sorun yok değil mi?"

"Aslında bizim büyük büyük dedemiz buralara gelmiş.Bu arada bana Tina demende sorun yok Tatya hep der değil mi Tatya?"

"Evet her zaman derim.Alisa siz nerden geliyorsunuz peki?"

"Aslında bu biraz karışık.Bunu anlatmam baya uzun sürer.Andrew bu arada sana çok çok teşekkür ederim hepimizin adına.Sen olmasan aç kalacaktık vallahi."

"Bir şey değil.Aslında ben de gelmek isiyordum ama bir türlü söylemeye cesaret edememiştim."

"Keşke daha önceden söyleseydin.Alisa'yla ben asla buna karşı çıkmazdık.Her neyse.Burdan manzara çok güzel görünüyor.Acıkan var mı?Hadi yemek yiyelim.Andrew sen benimle mangalı yakacaksın.Siz kızlar sofrayı hazırlayın o arada."

Tina Tatya Andrew ve Alisa hep bir ağızdan "Evet!" dediler.Kızlar piknik örtüsünü serip tabakları sererken Andrew ve Doctor etleri çıkarıp ızgaranın üzerine koydu.Çıkan dumanı yellerlerken birden yer sarsıldı.Tatya ve Valentina çığlık attı.Andrew ise korku içinde gözlerini volkana kenetlemişti.

"Andrew kendine gel.Andrew?!"

"Doctor.Arkana bak yanardağ..."

Alisa ve Doctor arkalarına bakar bakmaz Andrew'ın donup kalmasını anladılar.Abu Dabi yanardağı patlıyordu.Valentina ve Tatya'yı susturup Doctor'u köşeye çekti ve konuşmaya başladı Alisa.

"Yapacak hiçbir şey yok mu Doctor?"

"Bu bir sabit nokta Alisa.Üzgünüm yapacak hiçbir şeyim yok.Kasabasakiler ölmek zorunda."

"Dediğin gibi kasabadakiler ölmek zorunda buradakiler değil.Tatya,Valentina ve Andrew'i kurtarabiliriz.Gelecekte güzel bir yaşam sunabiliriz onlara."

"Haklı olabilirsin ama onları getirirsek ailelerini de isterler.Aileleri de tüm kasabayı.Üzgünüm."

"Ama Valentinaların annesi babası yaşamıyor bildiğim kadarıyla."

"Tamam tamam durumu anlatacağız.Seçim onların olacak."

Durumu üçüne de anlattı.Hepsi de Doctor'un beklemediği kadar olgun bir şekilde karşıladı.Komşuları için üzülerek Tardis'e bindiler.

"Doctor peki biz bundan sonra nerede yaşayacağız?Tatya,ben ve Andrew ne yapacağız?Tüm varlığımızı kaybettik."

"Kendi zamanınızda istediğiniz bir kente götüreceğim.Orda yaşamınızı sürdürecek kadar da para vereceğim.Yeterince uygun olduğunu düşünüyorum.Şimdi bir yer seçin ve sizi götüreyim."

Andrew Tatya ve Valentina yeterince düşündükten sonra kararlarını verdiler.

"İngiltere olsun Doctor.Londra.Kararımız bu."

"Kararınızda eminsiniz değil mi Andrew?Bunun dönüşü yok biliyorsunuz."

"Tabiki de eminiz Doctor."

"Peki öyleyse.Londra'ya."

Londra'ya vardılar.Doctor onlara ev ve arsa satın aldı.Gerekli miktarda parayı onlara vererek Londra'daki ahaliye yeni göç etmiş soylu bir aile süsü verip tanıttı.Tüm bunları ayarladıktan sonra vakit veda vaktiydi.

"Her şey için teşekkür ederiz Doctor.Siz olmadaydınız şu anda ölmüş olacaktık."

"Rica ederim Tatya.Bence bu konuda esas Alisa'ya teşekkür etmelisiniz. O olmasa belki de sizleri kaderlerinize terketmiş olacaktım."

"Ama yapmadın.Önemli olan bu."

"Haklısın fakat şimdi gitmeliyiz.Sizleri tanımak güzeldi.Valentina Tatya'ya iyi bak.Andrew sen de onlara iyi bak.Hoşçakalın."

"Doctor bir daha seni görebilecek miyiz?"

"Bilemiyorum.Belki bir gün Andrew.Bir gün..."

"Soframızda her zaman sizin için bir yerimiz olacak.Hoşçakalın,yolunuz açık olsun.Sizleri özleyeceğiz."

"Ve hep gelmenizi bekleyeceğiz."

"Görüşmek üzere.Yapmayın böyle.Bu sözlerle gidişimizi zorlaştırıyorsunuz."

"Yine gelin Alisa.Gözümüzü yollarda bırakmayın."

"En yakın zamanda geleceğiz.Tardis zamanlama hatası yapmazsa tabi Andrew."

"Bir gün onları da bizimle getiririz değil mi Doctor?"

"Elbette neden olmasın ki."

"O zaman bir sonraki gelişimizde bizdesiniz.Olur mu?"

"Tabikide.Sen ne dersin Andrew?"

"Olur tabikide Tatya."

"Ooo bana soran yok.Kim ki Valentina?!"

"Bir dahaki buluşmayı iple çekeceğiz Alisa'yla."

Birbirlerine sarılıp Tardis'e bindiler.Yeni bir macera için uyumaya odalarına çekildiler.

Zaman HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin