Araf
Bölüm 4 "Oniks"
Dört gözle Chapin'in evden çıkmasını bekleyen Elizabeth yattığı yerden dış kapının kapanma sesini bekliyordu. Yarım saat önce yaptıkları kısa ve sinir bozucu konuşmalarının üstüne tekrar adamın yüzünü görmek istemeyen kız huzursuz yatağında kıpır kıpır dönerek tavanı izliyordu. Kafasının içinde kurumuş kanı sertleşmiş ve saçlarının keçe gibi yapmıştı, sol kolunun hali içler acısıydı ve vücudunun her yanından gelen ağrılar iyice çıldırmasına neden oluyordu. En sonunda yatak sanki kızın vücuduna batıyormuş gibi hissettiğinde dişlerinini sıkarak hızla yerinden kalktı. Chapin falan umrunda değildi az önce ki o berbat konuşmalarında adamın söylediği tek mantıklı şey sıcak bir duşa ihtiyacı olduğuydu.
Odanın kapısını açıp koridora geçtiğinde mutfaktan küçük tıkırtılar duyuluyordu, önemsemedi Chapin'in söylediği banyonun kapısına uzandı. Vücudunda ki yaralara yakından bakmak ve kafasının içindeki kurumuş kandan bir an önce kurtulmak istiyordu. kız tam içeri girmek üzereyken Chapin mutfaktan çıktı ve yan gözle kızı süzdü dudağının kenarındaki alaycı gülümsemeye daha fazla tahammül edemeyen Elizabeth kaşlarını çatarak adamın yolunu kesti.
-Bir şey mi vardı yeşil göz?
Elizabeth dişlerini sıktı.
-Elizabeth! İsmim Elizabeth!
Chapin karşısında tıslar gibi dişlerinin arasından konuşan kızı yavaşça tepeden tırnağa süzerken sonunda dudaklarındaki alaycı gülümseme büyüdü. keçeleşmiş saçlarından bir tutam tavuk ibiği gibi tepesine dikilmiş, sağ gözünün hemen altında yeşilin ve morun farklı tonlarında izler varken ve böylesine bağırırken bile korkudan delirmek üzere olan haliyle aslana kükreyen bir kediye benziyordu. Adam yinede gülümseyerek kafasını salladı.
-Pekala öyle olsun.
-Öyle olsun değil ! öyle zaten! adım Elizabeth! Bana saçma sapan şeyler söyleyemezsin!
Chapin derince iç çekip gözlerini kapattığında kafasını usulca ikiye salladı.
-Kafana aldığın darbelerin etkisiyle seninle bugünlük makul konuşacağım Elizabeth---
-Bu makul olduğun halin mi? ! Sen sapkın bir yaratıksın! Duydun mu beni? Beni kaçırdın, bu lanet yere getirdin ve sonra... sonra... kahretsin yaptığın sapkınlığı sesli söyleyemiyorum bile!
Chapin hemen dibinde bağıran yarı ölü kıza bakarken öfkelenmeye başladığını hissediyordu ama sabah Devin'le konuştukları aklına gelince sakin kalmak için kendini zorladı.
-Yaraların iyileşip mevcut düzene alışman için zamana ihtiyacın var değil mi? Ben çok anlayışlı birisiyimdir haydi gidip banyonu yap.
-Sen-
Elizabeth tam parmağını uzatmış adama çıkışacaktı ki Chapin kızın işaret parmağını yakalayıp kendine doğru çekti, gözleri birer oniks taşı gibi simsiyah parlıyordu.
-Sana vereceğim en önemli öneri beni sinirlendirmenin yararına olmayacağıdır Elizabeth! İnan bana beni kızdırmak istemezsin! Şimdi çekil gözümün önünden.
Kızın parmağını biraz hızlıca bırakıp yanından geçerken Elizabeth fark etmeden tuttuğu enfesini yavaşça verdi. O an dudaklarının kuruduğunu ve kalbinin korkuyla ezildiğini fark etti. Adam öyle bir nefretle ve öfkeyle bakıyordu ki... bakışlarını nasıl anlatacağını bile bilemiyordu kız. Bir insanın nasıl bütün bakışalrı, mimikleri hatta vücuduyla böylesine otoriter olabildiğini ilk defa görmüştü. Adamdan buram buram yayılan tehdit ve tehlike her geçen dakika kızı iyice etkisi altına alıyordu. İçi titreyerek banyoya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF (Düzenleniyor)
VampireHiç bilmediğim bir ülkenin, alelade bir bar sokağın da tepemde kırmızı, yeşil ışıklar dönerken görmüştüm onu. Yada o görmüştü beni... Siyah saçları,kavruk teni ve beklenti dolu gözlerinden başka birşey hatırlayamıyorum, o görüntüsü beynimi altüst...