FARKLIYIZ

765 25 15
                                    

En sevdiğim şarkının yazarı  beni tanısa benden nefret ederdi. En sevdiğim şarkıyı söyleyen şarkıcı beni tanısa benden nefret ederdi.  Ama şarkı farklı. Şarkım hep farklı. Şarkılarım. Her sözünde kendini bulduğun şarkıyı seversin. Seni anlar çünkü. Bizi anlar. İnsanlara ne anlatmak istediğimizi , neler yaşadığımızı, nelere üzüldüğümüzü.

En sevdiğim kitabın yazarı beni tanısa ne yapardı bilmiyorum.

Ben farklıyım. Biz farklıyız değil mi?

Bu bir roman değil , hikaye değil. Yalan söylemeyeceğim. Bende bunun ne olduğunu bilmiyorum. Ama neden yazdığımı biliyorum. Yüzlerce insan okusun diye yazmıyorum. Artık içimden geçen her sözcüğü üç beş ansiklopedinin arkasına sakladığım aptal bir günlüğe yazmak istemiyorum.  En fazla bir insan okusa yeter diyorum. 

Ben insanların çoğundan nefret ediyorum. 

İki yüzlüler ama en kötüsü yüzsüzler.

Yargılarlar. Ne hissettiğini kafaya takmazlar ama ne var biliyormusunuz? Onlar benim hislerimi kafaya takmıyorsa ben niye onların sözlerini takayım?

Takmam.

Arkamızdan konuşuyorlarsa her zaman onlardan önde olduğumuz için değilmidir? İstersek yüzlerine bile bakmadan yolumuza devam edemezmiyiz?

Ederiz.

Normal olmadığını söylerler. Tuhaf hareketlerin var kendini küçük düşürüyorsun derler. Belkide sorunlarımız olduğunu düşünürler. Anormali tanımlayın?

A-Sana benzemeyen , kendi olan kişi.

B- Normal olmayan.

Peki normal ne demek?

Bana göre normal kavramı kişiden kişiye değişir.

Tarzın farklıda olsa  davranışların farklıda olsa normalsin. Ne olursa olsun normalsin.

Çünkü bizi yargılayan bazen isim takan insanlar kendi küçük sıradan dünyalarındaki normal kavramını kullanırlar. Oysaki bizim dünyamız rengarenk.  Çünkü sürekli yargılananlar olarak bizim büyük güçlü dünyamızda önyargıya yer yok. Bizim dünyamızda herkesin kendi normal kavramı var. Bizim dünyamızda kendi güzellik kavramımız var. 

Biliyor musunuz aşık olduğum çocuk adımı bile bilmiyor.  Ailemle bir sürü problemim var. HEPİMİZİN VAR. Bazen kendimizi güçsüz hissediyoruz. Bazılarımız kendini öldürmeye bile kalkıyor.Bunları yaşayan insanlar olarak hepimiz dünyaya farklı gözlerle bakıyoruz. Hepimiz insanlara daha farklı bakıyoruz. Yaşadığımız dünyayı sevmediğimiz için çok hayal kuruyoruz ya da çok kitap okuyoruz.

Dışarıdaki sesleri , bizi çileden çıkaran şeyleri duymamak için kulaklıksız dışarı çıkmıyoruz. İnsanları sevmediğimiz için kitap karakterlerini seviyoruz. Bu bizi özel yapıyor. Neden biliyormusunuz? Bunlar bizi güçlü yapıyor.

Dün uğruna saatlerce ağladığımız şeye bugün gülüp geçebiliyoruz. Hayat bir sınav ve çok zor. Yaşadığımız her kötü olay daha kötüsüne göğüs gerebilmemiz için bir fırsat. Bir hediye.

El bebek gül bebek yetişen, yaşayan insan diye bir şey yok. Rol yapan insan var. Herkesin problemi var.

 

   Ben yağmuru bazı insanlardan daha çok seviyorum. Özellikle gece yağan yağmuru.  Yerde biriken suyun üzerinde parlayan ışıkları daha çok seviyorum.  Geceleri gündüzlerden daha çok seviyorum çünkü gecenin getirdiği huzur başka hiç bir şeyde yok. İnsanlar sokaklardan çekiliyor ve dünya tamamen size ait oluyor. Sokaktaki tek tük insanın yüzünde karanlık yüzünden görememek de cabası. Bence gece uyumak zorunda olmamız büyük haksızlık. Gecenin tadını çıkarmalıyız Allah'ım.

Hepimiz hatalar yapıyoruz. Yine. Yine.Yine.

Sürekli hata yapıyoruz. Bizi kıran insanlardan intikam almaya kalkıyoruz.Bizi ezenleri ezmeye kalkıyoruz. İnsanlar yaşadıkları yüzünden değişirmiş. Değişmeyelim. Bizi üzen kıran insanlar bir de bizi değiştirmenin mutluluğunu yaşamasınlar. Tekrar tekrar dinlediğimiz şarkılar gibi olalım. Hiç değişmeyelim. Sözlerimiz hiç değişmesin. Söyleyenimiz hiç değişmesin. Hayatın en sevdiği şarkılar olalım.

Kötümser olduğumu inkar edecek değilim. Genç ölmek istiyorum. "Arkamda güzel bir beden bırakmak istiyorum. " gibi sığ bir cümle kurmuyorum tabi.

Ben yaşlanıp huysuz bir ihtiyar, kimsenin lafını umursamadığı bir nine olmak istemiyorum.  Hayattan bıktığım   için erken ölmek istiyorum demiyorum. Çünkü yaşadıklarımın daha hiçbir şey olduğunu biliyorum.

  Biz nutella delisi değil lokum delisi olalım çiğköfte sevelim.

Biz ne kadar güçlü olsakta  filmlerde ki duygusal sahnelerde tutmayalım kendimizi

ağlayalım. Çünkü bir insanın tıpkı açmak için düzenli olarak sulanmaya ihtiyacı olan bir çiçek gibi duygularının var olduğunu hatırlaması gerek.

Biz ne kadar insanları sevmesekte yalnız kalmaktan korkalım. Değer verdiğimiz insanları kaybetmeyelim.

Biz gecenin karanlığı gibi olalım. Insanların kusurlarını örtelim. Çünkü aslında hâlâ hepimiz annemizden doğduğumuz kişiyiz.

Biz umudumuzu ve masumiyetimizi kaybetmeyelim.

Umut insanın en son kaybettiği şeydir.

Hayallerimiz için bir adım atalım.  Çünkü hayat mucize beklemek için çok kısa.

Hepimizin yolu farklı.  Hepimizin atlaması gereken çukurları var. Tırmanması gereken tepeleri farklı. Hepimizin yolu uzun. Bu uzunluk yıllarla ölçülmez. Tecrübelerle ölçülür.

Ama gülümseyebiliz değil mi? Yapabilriz. Gerekirse bir kitap okur yüzlerce şarkı dinleriz. Deli gibi çikolata yer kilo alır sivilceli oluruz. Geceleri uyumaz yıldızları sayar sabahları mosmor gözaltılarıyla uyanırız.  Yağmurun altında saatlerce gezer hasta olur haftalarca yataktan çıkamayız.  Yinede güleriz. Gülümseriz.

Biz farklıyız. Biz güçlüyüz. Biz gülümseriz.

FARKLIYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin