playlist II:
mikky ekko • we must be killers
think up anger ft. malia j • smells like teen spirit
halsey • gasoline
missio • twisted
boy epic • scars▪▪▪
Yağmur durduktan hemen sonra havada bir nemlik olur, özellikle de gece saatlerinde. Etrafa yaş toprağın ve çimenlerin kokusu yayılır, bu koku ona garip bir huzur ve alakasız bir motivasyon verirdi, beyninin temizlenmesine sebep olurdu. Özellikle de yıldızların altında ve açık bir alanda olunca kendini tamamen özgür ve bağımsız hissediyordu - hala üstün güçlere sahip olmayan on sekiz yaşlı bir büyücü olabilirdi, hala başkalarının gölgesi altında kalabilirdi ama bunları umursamamaya başlardı. Ne de olsa, özgürdü, bağımsızdı ve kendi çapında yeterince güçlüydü.
Genelde yağmurdan sonra dışarı çıkmayı severdi, hele rüzgar vardısa rüzgarın o kokuyu kendine getirmesine bayılırdı. Hafif, çok hafif bir rüzgar vardı şimdi de, sanki o bile çok fazla ses yapmaktan korkuyordu. Hava Britanya adasının klasik Eylül gecesi kadar soğuktu, tek farkı, gökyüzündeki bulutların sayının azlığıydı. Ama Regulus o an ne dondurucu soğuğu hissedebilirdi, ne de haşlayıcı sıcağı.
Bu sevdiği havanın onun karşısına en olmadık, en stresli anında çıkması ve değil sakinleştirememesi, Regulus'un umrunda bile olamaması, nedense bir an için ona rezilcesine komik görünmüştü. Hiç bu harika havanın o anki duruma uymadığını düşünmüştü aniden belini kerpiçleri hala ıslak olan duvara yaslarken. Bu düşüncenin onun böyle bir durumda aklına gelmesi en az bu havanın böyle bir durumda var olması gibi rezil ve komikti - tek farkı, bu düşüncenin hem de acınası bir kaçış şekli olmasıydı.
Onun burada olduğunu bilmiyordu, bilseydi belki de gelmek için bu kadar ısrar etmezdi, ne de olsa Yaxley hala kendisine güvenmiyordu. Belki de sadece diğer görevi beklerdi, burada belini eski bir harabenin ıslak duvarına yaslamaz, duvarındaki fazla nemden oluşan yosunları yolmaz ve derin nefesler alarak kendine gelmeye çalışmazdı.
İstemsizce sol eliyle sağ kolunu kavradı - kolay olmayacağını bilmeliydi, biliyordu da. Ama onunla karşılaşacağı gerçekten aklına gelmemişti, bu durumda ne yapacağını planlamamıştı. Ona asasını kaldırabilecek miydi, onu gerçekten incitebilecek miydi bilmiyordu bile, kendini buna hazırlamamıştı. O Regulus'un burada olduğunu biliyor muydu? O Regulus'u gerçekten incitebilir miydi?
Büyük ihtimalle düşünmeden. Sirius Ölüm Yiyen'lerden bozuk kanının son damlasına kadar nefret ediyordu, yapabildiği kadar Ölüm Yiyen öldürmek onun hayat amacı olmuştu. Regulus bunu düşünerek kolunu biraz daha sıkı kavradı, ceketin altındaki siyah yılanın ve kafatasının olduğu yer aniden yanmaya başlamıştı.
Sirius Regulus'un kolunda işaret olduğunu biliyordu. Bellatrix son kez karşılaştıklarında bunu kullanarak onu şaşırtmış, sonra da iki hafta yürüyememesini sağlamıştı. Belki de şu an daha fazla nefret ediyordu da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Astrum Caduca | Regulus Black
FanfictionÜç bölüm, üç hikaye, bir kahraman. ▪▪▪ Görseller ve kapak için @natromanova'ya teşekkürler. Harry Potter Fandomu.