CİN MİRASI

779 2 0
                                    

  iyi aksamlar arkadaşlar size rahmetli dedemden dinlediğim ve gençlik yıllarında onu en çok korkutan olaylardan birini anlatacağım. Bu olay dedemin kiracıları aynı zamanda da çok yakın aile dostlarının basından geçmiş ve korkularına bizzat şahit olduğunu söylerdi.
Rahmetli dedemlerin fazladan bir kaç tane köy evleri varmış ve birini hiç çocuğu olmayan ve çok iyi dost oldukları Salim abi ve Emine ablaya kiraya vermişler. Evlendiklerinden beri hiç çocukları olmadığı için bir kedi almışlar yavruyken adını Ahmet koymuşlar çocukları olmadığından Ahmet'i evlat gibi görmüşler öyle ki Ahmet'i her misafir ziyaretine götürürler Sofralarına Ahmet'e tabak koyarlarmış. Salim abi tarla sürmeye değirmene falan geceleri gidermiş. Yine böyle bir gece giderken Emine teyzeyi yatırmış ayak ucuna Ahmet'i bırakmış. Ve bu gece eve gelmeyeceğim yengen sana emanet Ahmet diyerek. Kapıyı Bismillah çekip kilitleyip gitmiş. Emine teyze gece cama atılan taş tıkırtılarına uyanmış. Ahmet birden miyavlayıp yataktan atlamış koskoca bir delikanlı olmuş. Dışarıdan Ahmet hadi gelmiyor musun diye çağırıyorlarmış. Ahmet camdan bu gece gelemem beyim evde yok yengemi bana emanet etti ve Kapının adını koydu da gitti demiş. Sonra tekrar kediye kılığına bürünerek Emine ablanın ayak ucuna yatmış. Tabi ki Emine abla korkudan kıpırdayamamış bile. Sabah olunca Emine abla olan biten her şeyi eşine anlatmış. Salim abi Ahmet'e dönerek Ahmet dün gece yengen senden çok korkmuş hakkımız sana helaldir ama hadi artık var git sen yoluna demiş. Ahmet miyavlaya miyavlaya evden gitmiş. ( O gün Emine abla ağlayarak dedemin ailesine bu durumu anlatmış) Aradan bir süre geçtikten sonra gece yarısı kapıları vurulmaya başlamış. Salim abi kimsiniz diye bağırınca biz Ahmet'in arkadaşlarıyız Ahmet dün gece öldü mirasını size bıraktı demişler. Tamam biz alırız siz yolunuza gidin diye bağırmış Salim abi ve tabi sabaha kadar korkudan karı koca kapıyı açamamışlar. Hava aydınlanmış ve kapıyı açtıklarında soğan ve sarımsak kabuklarıyla dolu iki çuvalla karşılaşmışlar... Nineler dedeler derki eğer gece çıkıp alsalardı o çuvallarda altın olurdu...
Rahmetli dedem bu olayı ailecek birlikteyken hep anlatırdı ve her anlattığında korkardı...  

Korkunç Gerçekler.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin