Notta " cesetleri görmüşsündür evet biricik sevgilin de onlardan olacak yada küçük bir oyun oynayacağız işte başlıyoruz ilk ip ucu:
Yer içinde yer
Altın kaplı müchever
Kafaları del
Anahtarla gelBilmeceyi çözdüğünde o diğerini bulacaksın, toplam 10 bulmaca var. Beynini çalıştır, hizmet et ve kızı al yada video kamera ile büyük ekranda kan partisi ! Bunlar ne olabilirdi, yer içinde yer ? Altın kaplı müchever tanıdık geldi bu isim. Biraz düşündüm ve aklıma geldi. Şehir merkezindeki altın kaplama yapan mücheverci vardı hatta adı "altın müchever"
Arabaya atladım ve yolda koyuldum. Dükkana girdim sırada diğer parça gerekdi. Yer içinde yer ? Nasıl birşeydi? oda gibi bişey mi ? Hemen oda türü yere girdim ve bir not vardı. "Yer içinde yer iyi düşün" yazıyordu koltuğa oturdum ve düşünmeye başladım. Ağlıyordum. Prensesime birşey olursa ne yapardım ? Yerde bulduğum o sarı saçı ve üzerindeki kan içimi acıtıyor. Koltuktan kalktım ve aklıma bir anda geldi. Depo depoydu orası. Hemen depoya indim. 2 tane adam öldürülmüştü göğüs bölümleri kesikti ve içi açılmıştı. Duvara kan ile "blood everywere" yazıyordu. Yani kan heryerde. Manyak mıydı bu adam ? Bilmecede kafaları del diyordu bu adamların kafasını kesip anahtar mı arayacağım ? Nesin sen pezevenk mi ? Cerrah değilim ben. Ahh ! Tamam bunu Angel için yapacaktım. Kesmiş birşeyler aradım. Yoktu hiçbirşey yoktu. Dükkandan çıktım ve Testere alarak geri geldim. Evet sevgili Finn'iniz Testerecilik oynayacaktı. Oldu olacak "I Want To Play Game" deseydim ? Neyse bunu Angel için yapacaktım. Testereyi aldım ve adamın kafa tasımı kestim içinden "baş derken bunu mu sandın ? Hahah ! Başka birşeyin başı. Hadi ama dostum kanlı bir anahtar istemem değil mi depoda bir yerde o anahtar işte" yazan bir not çıktı. Metal dedektörü mü alayım ? Ne yapayım neee ? Altın kaplı müchever ? Tabi ya ! Altın kaplama makinasının başında olacaktı. Koştum ve tam anahtarı alacaktım ki son hatırladığım şey karanlık...
Gözlerimi açtığımda duvarda yeni bir yazı vardı. "Aferin anahtarı al ve rıhtımda 20.00'da benimle buluş" yazıyordu ama işin tuhafı bunu boyayla yazmıştı. Psikopatımız adam mı oluyor ? Prensesime zarar vermesin yeter ! Yazının altında tuhaf bir sembol vardı yana yatırılmış kare içinde şeytan boynuzu ve keskin dişler. Ah harika ! Psikopat bir satanist katil ile karşı karşıyayım.
Eve gittim, akşam hava soğuk ve yağmurlu olacaktı. Üzerimi değiştirmeliydim. Yeşil pantolonumu giydim ve üzerine kırmızı kapşonlu sweatshirt'ümü giyerek kapşonu kafama geçirdim. Üzerine siyah deri ceketimi aldım ve dışarı çıktım. Kahverengi saçlarım dışlardaydı rüzgar sayesinde sallanıyordu. Kahverengi gözlerim donuk bakıyordu yaşayacaklarımı düşünüyordum yanıma bıçak almıştım o şerefsizi öldürecek ve prensesime kurtaracaktım. Arabama bindim, rıhtıma gidiyordum. Alımdaki son söz "Angel Patrick mutlu olucaz" düşünsenize ona canınızı verecek kadar aşık olduğunuzu, onu uyurken seymetmeyi sevdiğinizi, her dakika ona birşey olacak düşüncesiyle yaşadığınızı, her gece hayallere uyuduğunuzu düşünsenize.
Rıhtıma geldim ve arabamdan indim. Kaşlarımdaki nefreti örten saçlarım gözlerindeki intikam ateşini gizleyemiyordu. Yağmur yağmaya başladı. Karşıdan simsiyah katil geliyordu. Yüzünü örtüyordu gözleri hariç. Gözleri eladı ve elanın içinde boğulacağından haberi yoktu. Soğuk bir sesle "anahtar" dedi. Yere bakan kafamı kaldırdım ve hıh diye bir ses çıkardım. Katil "anahtarlar" dedi bağırarak ikinci kere. Sustum ve sırıtmaya başladım. Katil "anahtarları verirsin yada sevgilinin kopuk kafasını evine yollarım" diye sesini yükseltti. Sonunda intikam ateşi dolu gözlerim ona bakıyordu. Yüzüme alaycı bir ifade yerleştirerek "pis işlerini bana yaptıracak kadar birinden bu kadar korkuyorsan Angel'ın kafasını kesmeye korkarsın" dedim. Elini sıktı ve suratıma baktı "anahtarları ver yoksa göreceğiz" dedi. Cebimdeki anahtarı çıkardım ve katile verdim. Arkasını döndüğünde bıçağı tam saplayacaktım elimi tutup döndürdü ve bıçağı elimden aldı koluma bir kaç çizik attı ve beni bayılttı
Uyandığımda işgence odası gibi bir yerdeydim. Karşımda iç çamaşırlarıyla duran kolları kesik içinde gözü yaşlı perişan sevgilimi gördüm. Angel sana ne yaptılar ? Yanına gittim ve ellerini ayaklarını ağzını çözdüm. Bana kocaman sarıldı ve dudaklarına bir öpücük bıraktı. Onu bulmuştum ama artık esirdim. Burdan kurtulacaktık. Cep telefonum hağla cebimdeydi çıkarıp polisi ararken katil içeri girdi ve Telefonu elimden alarak Angel'ı çekeledi. Bitgindim çok çabaladım Angel'ı kurtarmayı ama yediğim tekme ile yere yığıldım. Ağzına bandana bağlamış katil Angel'ın ellerini yukarıdan sarkan ipe bağladı. Onu bıraksın diye bağırıyordum ama işe yaramıyordu. Yandaki bıçağı aldı ve önce Angel'ın kollarına kesikler attı. Sonra göbeğine. Çok canı yanıyordu mavi gözlerindeki acıyı görebiliyordum inlere sesleri ve göz yaşları benim ölümüm oldu. Onu öyle görünce ölürsün farkım kalmadı bende ağlamaya başladım. Angel'ı hücreye attı. Angel'a sarıldım her yeri her yeri kanıyordu. Sweatshirt'ümü çıkardım ve ona verdim üzerine giydi. Deri ceketimi üzerine örttüm ve ona sarıldım. Katil içerden bağırdı "bir dahakine daha derin kesikler olacak". Burdan kurtulacaktık mutlu olacaktık... Kafamı kafasına yasladım sımsıkı sarıldım ve onu öptüm. Ardından kulağına fısıldadım "burdayım prenses her ne olursa olsun seni kurtaracağım ! Mutlu olucaz prenses hayatım pahasına olursa olsun. Güvendesin kurtulucaz seni seviyorum"....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Defteri (Death Note)
Romance17 Yaşındaki Finn Carter'ın sevgilisini bulmaya çalışmasının ve mutluluğa adım atmak istemesinin hikayesi .Finn'in sevgilisi Angel Patrick bir intihar girişimi dolayısıyla deliler hastanesine yatırılır fakat gizeli bir şekilde ortadan kabolur. İşler...