"DERİN"

105 9 10
                                    

 Gözlerimi açtığımda halsiz bedenimin başımı kaldırmaya gücünün yetmeyeceğini anlamıştım.Mavi gözlerimi hafiften araladım.Odadaki koku o genç adamın kokusuyla birleşmişti sanki,kafamı kaldırmaya çalışırken halsiz bedenimle ufak bir çatışma başlattık.Ellerimi yatağa geçirip kalktım ve kapıya yöneldim.Kulpu tutarak kapıyı zorladım.

 Ne bekliyordum ki?Kapının açık olacağını ve o zübbenin kaçmama izin vermesini mi?Çaresiz bir şekilde bir katilden yardım bekliyordum!Yatağın üstüne uzanıp herşeyi gözden geçirdim.Bir kabus gibiydi herşey...Kabuslardan nefret ediyorum içimdeki kini ortaya çıkarıyor...Şuan ki durumum benim kabusum mu yoksa o zübbenin kabusumuydu belli değildi.Gözlerim ağlamaktan şişmiş ve neye üzüleceğimi bilmeden soğuk bir acı çekiyorum!Duygusuz zübbenin beni esir almasına Aras izin vermişti!Kimi kandırıyordum ki...Sadece benim suçum var mini elbiseyi giymemeliydim!

  Biraz uyumam iyi gelir diye uyumaya başlayacakken boynumdan gelen sızı beni kendisine tutsak etti.Sarı dağınık saçlarımı çekerek boynumdan gelen ağrıyı sert bir şekilde ovuşturdum.Hava gittikçe karardı...Ve bu bağ evinde sıcaklık oldukça küçük seviyede.Yerimden tekrar kalktım ve yarım bardak sudan birkaç yudum aldım.Elim titremeye başladı...Bedenim bu psikolojiği ve bu soğuğu kaldıramıyordu.Titreyen elimdeki bardak ben ne olduğunu anlamadan kırıldı ve oldukça büyük bir ses çıkardı.Aniden sıçradım ve kapı aniden bir tekmeyle açıldı şaşkın gözlerle karşımda duran katile baktım.Yeşil gözlerle bana dikkatlice bakan katil bana yaklaştı...Korkuyla irkildim.Bileğimden tutup beni duvara yasladı ve kulağıma:

    - "Dikkat çekmeye çalışma!" diye tısladı

 Dikkat çekmeye falan çalışmıyordum.Sinirlerim bozulmuştu fakat bu sinirimi içimde tutmam gerekirdi.Karşımda ki kuvvetli adam beni istediği zaman etkisiz hale getirebilirdi.Bunu o öfkesine yenik düşmüş gözlerinde görebiliyordum!

   Bana tısladıktan sonra acelececi bir tavırla odadan çıkıp gitti...Soğuk beni kaskatı kesmişti ve bu yüzden acı hissedemiyordum.Katil elinde sargı beziyle tekrar odama uğradı. Kolumu kendine çekti ve sargı bezini elime dolmaya başladı.Şaşırmıştım...Kanayan elimin acısını soğuktan dolayı hissetmemiştim.O başını eğerken dağınık saçlarına baktım hafif sarıya bakan saçları oldukça tatlı duruyordu.Birden duraksadım ben bu zübbeyi eleştiriyordum.Buda yetmezmiş gibi olumlu biryönde eleştiriyordum.Katil başını kaldırdı ve bizim göz göze gelmemize fırsat verdi.Elimi sargıyla sıkmıştı.Bunu sıkılıktan moraran elimde göre biliyordum!

   Ama ona "sıktığın sargı bezi elimi morarttı, biraz gevşet!" diyemezdim.Kahretsin cesaretim herzaman korkuma yenik düşüyor.Birkaç saniye göz göze geldikten sonra evden çıkıp gitti.Güneşin batmasına çok az kalmıştı...Durduğum yerden doğruldum ve evde gezmeye başladım katilin nerde kaldığını merak ediyordum.Kaldığım odadan çıkınca gözüme çarpan karşımdaki odaya yöneldim.İki tane eski desenli kanape karşı karşıya ve aralarından süzülen yuvarlak bir halı...Odadan çıkarken eski bir vazo gözüme çarptı,onu almak için doğruldum...Elime aldığım an ne kadar ağır olduğunu fark etmiştim.Ağır vazo bedenime kuvvet uygular gibiydi.Tam elimdeki vazoyu bırakacakken kapı açıldı ve genç zübbe geldi.Herşeyden habersizdi sanki ilk önce odada olup olmayacağıma baktı sonra şaşırdı ve tam arkasını dönerken kafasına indirdiğim vazoyla tanıştı.Vazoyu başına kolaylıkla indirdim fakat biraz aksamayla yavaşça bana döndü ve sinir dolu gözlerle beni beyaz duvara itekledi.

   - "Şuan seni öldürerek burayı terk edebilirim. Bu akılsız kafan bunu unutmasın!Şuan bir beyinsizi öldürmek için onca zahmete katlanamam ama şunu bil, bugünün son günün olabilir"

    -"Beni niye kaçırdın?"Bu saçma soru için çok düşünmüş olmalıyım.

   - "Önemi yok!"

     Çok sinir bozucu önemi yok,ne demektir ya adam akıllı cevap veremiyor mu?Biraz susmanın ardından kapı yumrukalarla çaldı.Ben odama yönelirken kapının eşiğine takılıp yere yığıldım ve elimin yara kısmını sertçe yere vurdum.Ağrayan elimi aldırmadan katilimin yüzüne baktım bana alaycı bir bakış attı ve ciddi pozisyonuyla kapıyı açtı.Kapıda kızıl saçlı bir kız duruyodu.

   "Rüzgar!"diye bağırdıktan sonra içeriye dalarcasına adım attı.Yerden aniden doğruldum.Kızıl saçlı kız bana acımaklı bir bakış attı kahverengi gözleri ve kızıl düz saçları oldukça güzel duruyordu.Kızı inceledikten sonra genç zübbenin yüzüne baktım.Yeşil gözleri daha önce hiç dikkat etmediğim bir duyguyla son buluyordu...

    Şaşırmıştım...Katilimin bir sevgilisi mi vardı?Yoksa bir arkadaşı mı?Bütün bu sorulara karşın zübbe diye tanıdığım adamın ismi oldukça güzeldi...Rüzgar...Bağ evindeki kaldığım o odaya doğru ilerledim.Kız karşımdaki odaya girdi.Rüzgarın odanın kapısını kırdığından dolayı onları rahatlıkla izleyip duyabiliyorsum:

      -"O kız...."

     -"Öldürdüğüm adam babasıymış...Çığlık atarken "BABA!"diye bağırdı."

     -"Kapıma polis dayandı!Ve bu senin yüzünden bazen senin kuzenin olmaktan nefret ediyorum!"

     -"O adam benim annemi terk etti ve eski kadınına döndü!"

     (ufak bir şaşkınlık geçiren kız yüzünü başka yöne çevirir ve yutkunarak konuşmayı devam ettirir)

     -" Ne yani o kız senin üvey..."

     - "Sus, Derin!"

    Odadan aniden fırladım...Endişeyle ve acıyla rüzgara baktım.Şaşkın yüz ifadesi beni sakin kılmaya çalıştırıyor gibiydi.Gözlerim o kadar dolduki kendimden utandım.Titreyen ellerime bakan derin benim yanıma gelip sarıldı ve bana destek verip odama götürdü.O kıza "uzak dur benden" demek isterdim. Fakat iç gücüm buna yetmedi.Elimin kanadığını gören Derin yavaşça sargıyı açtı.Elinde ne olduğuna bakamayacak kadar çökmüştüm gözlerimi kapattım...

SON KEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin