A Fresh Start - 1 Part

47 6 4
                                    

Selaaaaaaaam :D İlk Bölüm İle Karşınızdayım..Elimden Geldiğince Uzun Ve Güzel Yazmaya Çalışdım Güzel Oldumu Olmadımı Bilmiyorum Ama Bunu Sizin Yorumlarınızla Öğrenicem Vote Ve Yorumlarınızı Bekliyorum..Beğenen Ve Yorum Yapan Herkse Teşekürler..

Sabahın köründe bardan dönüyordum..sallana sallana yürüyordum yine çok içmiştim anlaşılan..böyle içiyordum ama farkına varmadan her seferinde çok çok içiyordum bu yüzden çok dokunuyordu.sallana sallana gide gide sonunda kapıya ulaşmıştım o sırada kapıya benimle aynı anda postacı dikildi anlaşılan mektup gelmiş olmalıydı ya da faturalar falan..

''Mektup mu?'' diye sordum bilmişce bir tavırla..''Evet efendim,buyrun'' dedi çantadan aldığı mektubu bana uzatırken..mektubu elime aldım ve elimi pantolonumun cebine sokup içinden anahtarımı çıkardım elimdeki anahtarı kapının deliğine soktum ve çevirdim çevirdiğim an kapı açıldı sağ ayağımla bir adım attım ve içeri girdim içeri girdiğim an kapıyı kapattım hizmetçiler kahvaltıyı hazırlıyorlardı elimdeki zarfa yeniden baktım Robin Cox yazıyordu yani üvey babama gelmiş olmalıydı merdivenlerden aşağıya inen robin'i gördüm ''Bu sana gelmiş robin'' diye seslendim merdivenlerden inmeyi tamamlayan robin yanıma ulaştığında zarfı elimden aldıı ve açma yerlerinden açtı içinden okumaya başladı bende yanındaydım ona eşlik ediyordum sormama gerek yoktu en azından ben böyle düşünüyordum..

''Robin biliyorum son birkaç yıldır aramız hiç iyi değil ama sonuçta sen benim kardeşimsin ve benim senden başka kimsem yok..şu anda hastanedeyim ve bu mektubu sana buradan yazıyorum..lütfen bu güne kadar yaşadığımız her şeyi unut belki unutamassın ama senden ölmeden önce son bir şey isteyeceğim kızım..kızım Alexis ona sahip çık üzerinde biraz hatrım varsa senden istediğim bu son şeyi yap..kızım şu an londra'da tek başına kalıyor ne olur ona sahip çık'

Robin bunu okuduğundan gözlerinden istemeden yaşlar akıp duruyordu elleriyle istemeden akan o yaşları sildi ve bakışlarını bana çevirdi ''Benim londra'ya gitmem gerekiyor'' ''peki'' dedim sakince hiç birşey yemeden kapıya doğru adımlar savurdu ve kapıdan çıktı arabanın sesleri geliyordu buda arabayı çalıştırdığı bilgisini veriyordu..

------------------------------------------------------ROBİN--------------------------------------------------------------------

Saçmasapan birşey yüzünden kardeşime darıldım ve ona sırt çevirdim şu an ise o ölüyor ve benden son bir şey istedi kızına sahip çıkmamı..bunca yıl onun için bir şey yapmadım ama bu defa bu istediği son şeyi yapacağım kızını kızım gibi görüp sahip çıkacağım..

Hava limanına sonunda ulaştım arabamdan inip uçağa doğru adımlar atmaya başladım uçağa ulaştığımda içine sağ ayağımı basarak girdim ve boş yerlerden birine oturdum..

---------------------------------------------------2 SAAT SONRA--------------------------------------------------------------

Sonunda londra'ya ulaşabilmiştim uçaktan iner inmez yoldan bir taksi çevirdim ve içerisine sağ adımımla giriş yaptım mektupta yazan adrese yönlendirdim taksiciyi adrese gelmem çok uzun sürmedi elimi cebime soktum ve cüzdanımdan bir miktar para çıkarıp taksiciye uzattım daha sonra taksiden indim ve siteye giriş yaptım..görevliye Alexis Cox'un nerede oturduğunu sordum oda bana ayrıntılı bir şekilde tarif etti önümdeki yoldan dümdüz ilerledim ve ilerden sağ dönüp bekçinin tarif ettiği binaya giriş yaptım ilk katta oturduklarını öğrenmiştim..zile bastım çok geçmeden kapı açıldı karşıma sarışın bir kız çıktı..

''Merhaba'' diyebildim sadece..

''Siz kimsiniz''

''Ben Robin Cox babanın kardeşi''

''Babam hiç bahsetmedi''

''Aramız hiç iyi değildi şu anda baban nerede içerdemi?''

''Babam..o..öldü'' diyebildi gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı ve aynı zamanda benimde birbirimize sarıldık..

İçeriye geçtik koltuklara doğru ilerledik ve oturduk..''Seni almaya geldim''..''Neden?'' Diye sordu..''Çünkü baban bana bir mektup gönderdi ve sana sahip çıkmam gerekiyor benimle gelmelisin'' dedim inanmayacağını düşündüğümde cekedimin cebinden mektubu çıkarıp alexise uzattım ''Bu ne?'' diye sordu ''Babanın bana yazdığı mektup'' okuduktan sonra oda bana hak verdi ve benimle gelmeyi kabul etti..odasına gidip eşyalarını topladı ve yanıma geldi ''Hazırım amca'' bu sözü beni duygulandırdı ''Hadi gidelim'' dedim beraber kapıya yöneldik ve dışarı çıktık yoldan bir taksiye bindik ve hava limanına doğru gittik hava limanına çok geçmeden ulaştık..ve taksiden indik inerken ben parayı ödedim..uçaklara doğru yöneldik uçağımızın kalkmasına daha yarım saat vardı hava limanının yanındaki cafeye doğru yöneldik ve masalardan birine geçtik..garson yanımıza geldiğinde ''Ne içersin?'' diye sordum  '''mmm gazos alayım..'' biraz düşündükten sonra gazoz alacağına karar verdi ''bir kahve bir de gazoz diye'' cevap verdim..garson fazla sürdürmeden istediklerimizi getirdi..kahvemi karıştırıp bir yudum aldım alexis'de pipetle gazozunu şap şup içiyordu sessizliği bozan ben oldum 'Bizimle çok iyi olucaksın'' ''Sana güveniyorum amca'' dedi bu beni sevindirmişti bana güvenmesi o benim için çok değerliydi kardeşimden kalan tek hatıraydı..Uçağımızın kalkış sesini duyduğumuzda ''Bu bizim uçak'' diye bilgilendirdim..ikimizde ayağa kalkıp uçağa doğru yöneldik ve tam uçağın önünde durunca içeriye girdik ve koltuklarımıza oturduk..Los Angels'a geldiğimizde uçaktan indik ve arabamı park ettiğim yere doğru yöneldik arabama gelince ikimizde bindik ''Araban güzelmiş''  dedi bu söylediğinden arabamı beğenmiş olduğu anlaşılıyor..'havalı bir gülüş bırakmaya çalışdım tabi bu yaşlanmış halimle ne kadar havalı olacaksam..arabayı çalışırdım ve eve doğru yöneldim o sırada Alexis'in düğmelerle oynadığını fark ettim birden kulağıma çılgınca bir müzik sesi doldu anlaşılacağı kadarıyla ikinci harry  geliyor..ona döndüm ve şu kelimeleri döktüm ağızımdan ''Aynı harry'e benziyosun oda senin gibi'' ''Harry kim?'' diye sordu..''Benim üvey oğlum'' ''mmm'' diye mırıldandı eve gidene kadar bu müziğe eşlik ettik evin önüne gediğimizde durdum ve arabayı park etmesi için arabayı tom'a verdim bizde alexisle beraber eve doğru yürüdük kapıyı geldiğimizde ikimizde durduk ve zili çaldım hizmetçiler bize kapıyı açtı aynı zamanda yemek hazırlıyorlardı ''Katie alexis için boş odayı hazırla'' dedim ''Peki efendim'' diye cevap verdi.anne'yi merdivenlerden inerkem gördüm tamarın  yanımıza ulaştığında onu alexisle tanıştırdım daha sonra yemeğe oturduk..

''Yarın beraber alışverişe çıkalım ne dersin?'Alexis''

''Olur Anne''

''Odan için eşya almamız lazım''

''Hiç gerek yok.''

''Nasıl gerek yok sen artık bizim kızımız sayılırsın itiraz istemiyorum''

Anne ile alexis aralarından konuşuyorlardı bende atıldım ''Harry ve Gemma nerede?'' 'Anne cevap verdi ''Harry her zamanki gibi gece hayatında gemma'da arkadaşlarıyla sinemaya gitmiş birzdan gelir'' herkes yemeğini bitirdikten sonra anne alexisi odasına götürdü..

-----------------------------------------------------ALEXİS------------------------------------------------------------------

Anne bana odamı gösterdi odam gayet geniş ve güzeldi eşyalar bana göre değildi ama idare ederdi ''şimdi yatsam olur mu?'' ''tabi'' dedi anne anne odadan çıkar çıkmaz yatağıma geçtim babamın fotoğraflarının bulunduğu kutuyu açıp babamın fotoğraflarına bakmaya başladım gözümden akan yaşları far etmedim daha fazla bakmak istemeyince kutuyu yanımdaki masaya koyup yorganı üzerime çekip uykuya dalmaya çalıştım..ki o sırada kulağıma gelen kapı sesini işittim herkes uyumuş olmalıydı bu sesde nereden geliyordu acaba?yatakta oturur pozisyona geçtim ve daha sonra yataktan çekildim ve ayakta durdum yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim tam kapının önüne gelince durdum ve kapıyı tokmağından çevirerek yavaşca açtım kapıdan çıkar çıkmaz yanda duran sopa gibi şeyi elime aldım ve aşağıdaki her kimse bunu onun kafasına indirecektim yavaşca merdivenlere doğru yöneldim ve merdivenlerden yavaş yavaş aşağı inip kapının olduğu yere doğru dönüş yaptım karşıma birden kıvırcık saçlı bir çocuk çıktı hiç beklemeden sopayı ona vurmaya başladım.

Arkadaşlar henüz 1. bölümün başlığını bulamadığım için başlık yazmadım en kısa zamanda yapacağım herneyse sizcede uzun olmadı mı ha?

you're MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin