> 2: Yere Düşmüş Yıldızlar <

161 25 32
                                    


Bölümde bazı olaylara mantıksız diyebilirsiniz. Ama bu bir fantastik kitap olduğu için ilerde elbet her şey ortaya çıkacak. Her şeyi açıklayacağım.

Nic ( Claire'nin değişiyle Canavar ) ⬇️

Medya : Digital Daggers / Feel Like Falling

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Medya : Digital Daggers / Feel Like Falling

2.Bölüm: Yere Düşmüş Yıldızlar

Nedenlerle dolu bir hayat kimin yoluna ışık tutardı ki? Hayatın ışıklarını söndürmekten fazla bir işe yaramıyorlardı.

Düne göre bugün ayağım daha iyiydi. Bugün ona kanmayacak ve kendi hızım da çalışacaktım. Her zaman kendim olmaya çalışmak zorundaydım. Başka birine dönüşmemeliydim. Dönüşemezdim.

Kapının orada bekliyordum ama gelen giden yoktu. Tekrardan kolumdaki saate baktım. Belki de erken gelmiştim? Ama, hayır! Tam zamanın da aynı saatte yine aynı yerimdeydim.

"Erkencisin." Ve işte canavar gelmişti.

O önden ilerlediğinde peşinden gittim. Dün ki gittiğimiz arabaya doğru ilerlemek yerine başka bir arabanın önünde durmuştu. Güzel büyük siyah bir arabaydı. Ama markasını bilmiyordum. Daha doğrusu hiç bir arabanın markasını bilmiyordum. Arabalara karşı pek ilgim yoktu ve bu beş yıl boyunca içerde kaldığım için aklımı kaçırmadığıma dua ediyordum.

"Bugün başka bir yere gideceğiz." Bana son kez baktıktan sonra sürücü koltuğuna bindi. Ne demek başka yere gidecektik? Ben aynı koşu parkına gitmek istiyordum. Ama belki de canavar beni başka bir koşu alanına götürecekti. Arabanın arka tarafına bindim başımı cama yasladım.

Kötü şeyler düşünmemeye çalış Claire. Claire. İsmim Claire. Bu isimden artık nefret etmeye başlamıştım. Bu berbat bir isimdi. Karanlık zamanlarımda ki berbat ismim.

Neredeyse yarım saat olmuştu ama biz gideceğimiz yere daha varamamıştık. Nereye gidiyorduk? Beni kaçırıyor muydu? Bana kötü şeyler yapabilir miydi? Onun hakkında ne biliyordum? Nereye gideceğimiz hakkında tek bir düşüncem var mıydı?

Sorularımın cevapları hayır ve bilmiyorum kelimelerinden ibaretti. Ben ne biliyordum? Beş yıl boyunca kaldığım kapalı kutuda sadece acı çekmeyi öğrenmiştim. Birde dayanmayı. Dayanabildiğim yere kadar dayanmayı.

Sonunda araba durmuştu. Başımı yasladığım camdan ayırdım ve dışarı baktım. Boş, uzun ve göründüğü gibi ıssız bir yere gelmiştik. İyi de buraya niye gelmiştik?

"İn."

Sert bir şekilde kapıyı kapatınca irkilmiştim. Oflayarak kapımı açtım ve indim. Bazı kısımların taşlarla dolu olduğu ama genelinin düz ve boş olduğu uzun, büyük bir arazideydik.

%100 ( Proje Serisi 1 ) [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin