gülümseten çiçek
solunca nasıl da ağlatır seni
en çok gülümsetenler ağlatır
işte bu en garip ironidir
yüreğine dokunan bir tenden düşer ilk kıvılcım
yüreğine dokunan yakar seni
sen acınla kıvranırken bir boşluğun içinde
küllerini saklar eserim der gurur duyar
ve tam alıştığında acılarına
içine birinin yolu düşecek
hoş sohbet edecek
sağır ve dilsiz zannettiğin hislerinle
sarıcak seni kolları sarmaşıktan olucak
hiç bırakmıcam diyecek
ve belki de gerçekten hiç gitmeyecek
kandırmayalım
gidecek
işte o zaman
bırakman gerek kendini
ne zaman olursa olsun
bazen derin uykuya
bazen en karmaşık sabahın koynuna
bırakman gerek kendini
nereden olursa olsun
bazen uçurum kenarında
bazen en kritik yol ayrımında
kopup gitmelisin kendinden
koptukça
takılacaksın başka başka yerlere
her yerden bir parça alıp sonunda
kendine dönmeyi bileceksin
bilmek zorundasın
çünkü takıldığın hiç bir yere ait değilsin
bu süreç yoracak seni
sen yeter diyeceksin
başkaları hayat diyecek
işte tüm serüven bundan ibaretken
neyin vazgeçemeyişi
neyin özelliği
yansımalar
gölgeler
et yığınları
kokular...
hepsi ve her şey kendinden ötesi
gelip geçici
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir vurdum-duymazın vurgun şiiri
Poetrygülümseten çiçek solunca nasıl da ağlatır seni en çok gülümsetenler ağlatır işte bu en garip ironidir yüreğine dokunan bir tenden düşer ilk kıvılcım yüreğine dokunan yakar seni sen acınla kıvranırken bir boşluğun içinde küllerini saklar eserim de...