Önce ağır adımlarla ilerledi kadın .Biraz korktu biraz hayal kurdu biraz kendini sorguladı biraz kendi iplerini teslim etti hiç tanımadığı bir adama ve bildiği tek netlik bu bir delilikti.
Delilik en netliğiyle en çarpıcı ve gösterişli haliyle kadının gözlerinin içinde parıldıyordu. Bu aşktı. Ve bu aşkı hiç tahmin etmediği yerde geldi, kadının damarlarına girdi. Bir zehirdi ama en güzelinden bir zehir. Daha önce hiç göremediği renklerin tonlarını en ince ayrıntısına kadar gösteren . Hiç duymadığı sesleri kafasının içinde yankılatan , bir delilik ürünü olduğunu ona farkettiren bir aşk. Bu aşk , kutsaldı . Kadın özüne dönecekti üstelik hiç tanışmamış olduğu bir öz ve adam ise daha önce hiç hissetmediği bir şeyler hissediyor damarındaki zehir temizlenmek istercesine kıvranıyordu. birine ait olmak ne kadarda saçmaydı ve tüm saçmalıklar deliler için değil miydi ? Adam ilk defa kendi deliliğinden korktu , ilk defa aynada kendine baktı aynadaki çizgi çizgi yüzüne deli gülümseyişine korkudan korkmuş gözlerine soluk tenine . Ve mantıklıymış gibi hiç deli sıfatını bunca yıl gururla taşımamış gibi kısık bir sesle hayatının en zor itirafını yaptı
''artık birine teslimim ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir vurdum-duymazın vurgun şiiri
Poetrygülümseten çiçek solunca nasıl da ağlatır seni en çok gülümsetenler ağlatır işte bu en garip ironidir yüreğine dokunan bir tenden düşer ilk kıvılcım yüreğine dokunan yakar seni sen acınla kıvranırken bir boşluğun içinde küllerini saklar eserim de...