Șüphe 1 [Oyuncu]

15 1 0
                                    

"Ah.. Yolda oyalanırsam geç kalacağımı düşünmüştüm ama hala harcayacak 10 dakikam var" dedi Chanyeol. "Böyle beklemek beni tedirgin ediyor. Nasıl birinin geleceğini merak ediyorum."

Bu sırada arkasından yaklaşan çocuk, "Bil bakalım kim?" Diye sorduğunda Chanyeol şaşırdı. "Baek?!"
"Heheh~ Doğru tahmin. Ama, Chanyeol burada ne yapıyorsun? "

Genç de bunu düşünüyordu. "Aynısını ben de sana soracaktım. Neden buradasın? Yoksa.." Baek kafasını hafifçe yana yatırdı. "Babamla alışveriş yapıyorum." "Babanla mı?" Bu sorudan sonra Baekhyun, Chanyeol'ün göğsüne parmağını bastırdı. Bir yandan da gülüyordu. "Garipsin." dedi Chanyeol.
Baekhyun oğlanın dediğine aldırmadı.
"Sınavım iyi geçtiği için bana ne istersem alacak." Çocuğun yüzündeki şirin gülümsemeyi gören Chanyeol sordu;
"Babanla gerçekten iyi geçiniyorsun değil mi?" Baekhyun'un zaten büyük olan gülümsemesi daha da büyüdü.
"Evet!! Neyse de.. sen kiminlesin?" İlk ne demesi gerektiğini bilemese de konuştu,
"Ben.. ben yalnızım. İstediğim bir şey vardı.."
"İstediğin bir şey mi?" Çocuğun sorusunu duyan Chanyeol panikledi.
"Ned.. Neden ne olduğu ile ilgileniyorsun ki?" Baekhyun sinsice baktı ve hafif gülümsedi.
"Ko-miik.. Her neyse. Yarın hakkınd-"
"Yarın? Yarın bir şey mi var ki?"
Baekhyun şaşkınlık ve hayal kırıklığı arasında "Eeh! Bekle bir dakika Chanyeol. Yarın benim" derken Chanyeol telefonuna baktı. "Ah hayır! Şimdiden geç kalmışım. Sonra görüşürüz." dedi ve koşarak ilerleyecekken önündeki kișiye çarptı. Özür diledikten sonra iyi olup olmadığını sordu. Fakat karşısındaki kişi çok kızgın görünüyordu. "Agh adi herif nereye bakıyordun?!" Çocuk Chanyeol'ü yakasından tutarken, Chanyeol tekrardan özür diledi ve isteyerek olmadığını söyledi. Yine de çocuk olması gerekenden çok daha sinirliydi.
Arkadan bir ses duyuldu "Kris, bırak onu. O.." derken Baekhyun kollarını açarak Chanyeol'ün önüne geçti.
"Baekhyun?!" Chanyeol şaşkındı, Kris de şaşırmıştı. "Lütfen gidip başkalarıyla uğraşın." Derken Chanyeol onu durdurmak istedi. "Bekle! Bunlar.."
"Evet evet biliyorum, bana bırak. Bu serserileri feci döveceğim."
Oysa Chanyeol bunu kastetmemiști. Her ne kadar narin biri de olsa Baek'in kişiliğinin, görünüşünden daha erkeksi olduğu kesindi. "Pardon, sadece sizinle biraz eğleniyordum çocuklar. Şuna bak!" Baekhyun, Kris'in ona uzattığı telefona baktı. Telefonda bir tavşan resmi vardı. Ekranın altında başla tuşu ve ekranın üstünde de oyunun ismi. "Şüpheli Tavşan?" "Evet, hepimiz bu oyunun oyuncularıyız." Dedikten sonra telefonuna bağlı tavşan oyuncağı gösterdi. Baekhyun'un meraklı bakışlarını görünce sordu, "Cep telefonumdaki kayışı daha önce görmedin mi?"
Bunun üzerine Baekhyun, biraz eğilip kayıșı inceledi. "Ah, bunu biliyorum. Son zamanda bir sürü insanda var bu."
"Bu tavşan oyunun maskotu. İnsanların birbirini tanıyabilmesi için bir tür işaret"
Baekhyun ona göz kırpan çocuğu inceledi. "Ben Huang Zitao. Tanıştığımıza memnun oldum. Bana Tao de."
Uzun çocuk da duvara yaslandı. "Ben Kris Wu. Oyunu hep Chanyeol'le beraber oynarım. Yüz yüze tanışmaya karar verdik. Ama 'Serseri' demen biraz.." Genç adam cümlesini bitiremeden Baekhyun panikledi.
"Ben çok üzgünüm arkadaşlar. Kaba olmak istememiștim." Tao gülümsedi.
"Sorun değil. Ben böyle şeyleri sorun etmem. Kris'te de bir yankee havası var o yüzden daha önce kesin böyle bir olay yaşanmıştır." Kris Tao'ya yandan bir bakış attı. "Daha yeni tanıştık ve bana eski dostumușum gibi davranıyorsun."
Tao alaycı gülümsemesiyle konuştu. "Ah canım, duygularını mı incittim. Oyundaki şeytani karakterine benzediğini görünce şaşırdım sadece."
"Konuşana bak. Konușmalarından daha büyük olduğun izlemini edinmiștim."
Ve sessizlik oldu. Baekhyun da Chanyeol de ortamdaki gerilimi farketmiști. Baekhyun konuşarak dikkatlerini çekmek istedi. "Nasıl oynanıyor? Yani 'Şüpheli Tavşan'. Ben de oynayabilir miyim diye merak ediyordum."
"Yalancı kurtu bul." dedi Chanyeol. "Herkes bir tavşan karakteri alıp oyunda karşı karşıya geliyor. Tavşanlar arasında kılık değiştirmiş bir kurt var." Baek'in ilgisini çekmişti. "Bir kurt?" Sonrasına lafı Kris devraldı.
"İşin eğlenceli kısmı bu. Oyunun amacı kurt olan kişiyi yakalamak. Bu sırada kurt da insanların kafasını karıştırmaya çalıșıyor. Kurdun amacı da grubu kandırmak. Diğer bir deyişle, kazanmak için kurdu bulman lazım." Baekhyun, Kris'in ağzındaki sigaraya dikkatlice bakıyordu. "Kris, kaç yaşındasın?"
"18'im." dediği gibi Baekhyun sigarayı çocuğun ağzından aldı. Sinirlenen Kris ayağa kalktı fakat Baek'in zehir saçan gözlerini gördüğünde hareket edemedi.
"20 yaşın altındakiler sigara içemezler."
Bu sırada da Tao, Chanyeol'e yaklaştı. "Baekhyun'un nesi var? O çok ciddi."
"İlkokul'dan beri sınıf başkanı ve babası da polis."
"Ov, safkan ciddiyet yani." Dedi ve yüzünde tuhaf bir sırıtma belirdi. Omzunu Chanyeol'ün omzuna yasladı. "Peki Baekhyunla ne kadar ileri gittiniz?" dediği gibi Chanyeol'ün yere düşmesi ve Tao'yu da düşürmesi bir oldu.
"Pa-pardon. İyi misin?"
"Ah.. iyiyim. Ama sen biraz kızardın gibi. Bu kadar safsan bu oyunda fazla dayanamazsın." deyip biryandan da Chanyeol'ün yanaklarını sıkıyordu. "Hey! Tao! Kes şunu!" dediği gibi üstten onlara bakan ve bir o kadar da kızgın görünen Baekhyun'u farketti. "B-baek?"
"İllegal cinsel ilişkiler yasaklanmıștır!" dedikten sonra Chanyeol'ün kafasına vurdu.
"Herneyse, diğer ikisi ne zaman gelecek?" dedi Chanyeol.
"Luhan'ın kalabalıkla arası iyi değil. Biraz geç kalacakmış. Suho'nun üniversitede yapması gereken bir iş varmış." dedi Tao. Kris sinirli görünüyordu. "Suho gelmek istemiyor. Unutun onu."
"Kris'in neyi var?" diye sordu Baekhyun.
"Oyunda başarısız olursan kurt bir tavşana saldırır. Suho ne zaman kurt olsa, Kris'i yiyerek başlar. Pek iyi geçinemiyorlar."
"Haha cidden" deyip güldü Baekhyun.
"Bir oyunu kaybettiğinde böyle sinirlenmek.. çocuk gibisin." dedi Tao. Her seferinde Kris'i sinirlendirmeyi başarıyordu. Kris "Herif tam bir pislik!" dediğinde bir gıcırtı duydu. Ses, yanlarına gelen güzel çocuktan gelmişti. Hayır, güzel çocuğun oturduğu tekerlekli sandalyeden gelmişti.
"Um.. Mer-merhaba" dedi güzel çocuk. Chanyeol'ün ilgisini kucağında tuttuğu peluş oyuncak çekmişti. "Kalabalıkla arası pek iyi değil.. Sen?" Güzel çocuk Chanyeol'ün dediği şeyden sonra kızardı ve konuşmaya başladı. "E-evet! Adım Luhan."
Tao şaşırmıştı. "Tekerlekli sandalye kullandığını bilmiyordum. Ve ne tatlı bir peluş oyuncak!" dediğinde Luhan gergin olduğunu belli eden, titreyen parmaklarıyla telefonunu gösterdi. Çocuk cidden utangaçtı.
"Telefon kayışımı kaybettim ve başka bir şeyim yoktu." dedikten sonra ona yaklaşan uzun boylu çocuğu gördü. "Luhan! Seninle tanışmak harika. Ben Kris. Bu kadar tatlı olduğunu tahmin edememiştim. Burada işimiz bittiğinde-" cümlesini bitiremeden Tao saçının bir tutamını çekti.
"Neden ona bize davrandığından daha iyi davranıyorsun?"
Bunlar olurken Chanyeol düşünüyordu. "Luhan, yanlışsam kusura bakma. Daha önce bir yerlerde tanışmış olabilir miyiz?" dedi. Luhan dizlerini tuttu.
"Hayır"
Tao tekerlekli sandalyenin arkasına geçip Chanyeol'e kızdı.
"Sen de mi çapkınsın?"
"Hayır tabii ki!" böyle dedi ama Chanyeol bu oğlanla daha önce karșılaștığına emindi.
"Ah evet. Geliyor musun Baekhyun?" dedi ve Baek'i şaşırttı. "Olur mu ki? Sizi o kadar iyi tanımıyorum."
Chanyeol de aynı fikirdeydi.
"Daha çok kişiyle daha eğlenceli olur."
"O zaman karar verildi." Dedi Tao. "Hadi Gidelim!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 31, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ș Ü P H EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin