Multimedya ; Işılay
"Zaten hep senin yüzünden oldu bunlar gız. Parmağında oynattın oğlanı. Yazık değil mi be ! Onun da duyguları var kaşar. "
Bir tane daha peçete alıp burnumu sümkürdüm ve ağlamaya devam ettim.
"Seni sevdi be o. Sana değer verdi. Sende o değeri ayağının tersiyle teptin. Vicdansız , insafsız , namıssız. "
Cipsimden bir avuç alıp ağzıma tıktım ve filme isyan etmeye devam ettim.
"O sono sovdo bo ! "
'Ding dong , ding dong'
"Hay ben senin gibi kapıya. " deyip minderden kalktım ve cips kırıklarını üzerimden silkeledim. Tekrar kapı çalınca filmi duraklattım.
"Valla Can eğer birşeyini unutt- Aaa yönetici bey amca. " dedim yalandan gülümseyerek. Tek yapman gereken şey içinden hatim indirmek bebeğim.
"Işılay , geçen ay ve bu ay ki kira paralarını hala vermedin. " dedi sinirle soluyarak.
"Aa ne yöneticisi kira bey. Cık cık cık. " diye hayıflandım.
"Bak , sana on beş gün süre veriyorum. Ya kirayı ödersin yada ödersin. "
Alkış amcamıza. Ne kadar da mantıklı (!) bir cümle öyle değil mi ?
"Yönetici bey amca , ben on beş gün- Aa ya dursana konuşuyorduk. Bak çok ayıp , biri konuşurken dönüp gidilir mi ? Zamane yaşlıları işte. Ya dursana." diye çemkirmeme rağmen karşı dairedeki evine girdi ve kapıyı kalçasıyla pat diye kapattı.
"Kapının sesi apartmanda yankılandı insafsız. Nerede apartman görgüsü , nerede apartman kuralları. Where is the saygı ? " diye çemkirdim ama nafile. Biraz durup bekledim ama hiç ses gelmeyince "Cevap versene be ! Kapıya mı konuşuyorum ben ?" diye sordum çemkirircesine.
Evet salakcım kapıya konuşuyorsun.
"Aman be ben senin cevabına mı kaldım ? Bana ne cevaplar verildi de ben kabul etmedim. " biraz susup kapıya yaklaştım ve "He bu arada kalça öyle değil böyle kırılır. " deyip kapıya kalçamla tekme attım.
Kapıya. Kalçayla. Tekme atmak.
"Ahh kalçacım verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diler , saygılarımı iletirim. " deyip kalçamı ovuşturarak salona girdim.
Pembe minderime tekrar yayılıp ağzıma cips attım ve yüzümü buruşturdum.
"Yemiyorum cips mips , geldi iki üç laf etti iştahımı kaçırdı gavurun tohumu. "
On iki paket cips yedin ve hala 'iştahım kaçtı ' mı diyorsun. Vallaha pes.
"Sus be içses , içsessen içsesliğini bil. Ne oluyor bana ya. Harbiden kafayı sıyırdım. "
İçseslikten istifa ediyorum. Biri beni şunun içinden söküp çıkarsın. Ben bu şartlarda çalışamam canım.
İçsesi boşverelim de , ben şimdi ne yapacağım ? İki ayın kirasını on beş günde çıkarabilir miyim ? Hadi ailemi arayayım desem babamın ilk sözü şu olurdu herhalde ;
'Günün birinde Işılay diye inatçı keçi vardı. Fadırıyla iddiaya girmişti. Şimdi de tıpış tıpış famileysini arıyor öyle mi ?'
Vallaha hiç babamın o uzun diline düşemem. Adam bir konuşuyor pir konuşuyor. Geçen sene babama bir işe girdiğimi söylemiştim de , kesintisiz bir saat iş ile ilgili püf noktaları anlatmıştı. Zaten geç kaldığım için alınmamıştım işe. Ah baba ah sen nelere kadriyesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıl Ay
Humor"O kadar güzel gülüyorsun ki , gülüşünden bir kaşık alıp kavanoza koyup ömür boyu saklayasım geliyor Işılay. " Ne tarafa doğru ölünüyordu ? "Sen ansızın gelen hapşırık gibisin. Öyle birden çıktın karşıma. Sonra... sümüğümü sildiğim peçete gibisin...