Bügünde her zamanki gibi sıradanlığını korumaktaydı.Yine aynı cadde yine aynı ev ve yine aynı kişiliklerin yüzü evet o 4 şapşal kişilik tekrar belirdi, sabahın köründe enerji dolu ebelemece oynamak isteyen küçük kişilikler gibiydiler. Bu 4 ucube peşimi bırakmayacak gibiydi. Evet bunlar hayal ürünüydü ama çok gerçekçiydi belki,belki de gerçekti!? Bilmiyorum...
Saat öğleyi,12:45'i gösteriyordu. Dışarıya çıktım evdeki kişiliklerden uzak ama yorulmayacağım eve yakın biyer olmalıydı ,evet buldum! Sitemizdeki park. Orada pek hoşnut olmadığım kişilikleri görme ihtimalim %100 ama yapacak bişey yoook...
Parka geldiğimde çoraplarıma kadar siyah giyindiğim için güneşin beni kızarmış tavuk haline getirmesi dışında pek bi sıkıntı yoktu. Taki bi kişilik bana toslayana kadar. Afalasamda kendimi kolayca topladım. Etrafıma baktım, bir çift hatta bir düzine göz beni izliyordu. Anlam veremediğimden aldırış etmeme seçeneğimi kullandım. Adını unuttuğum ve hatırlamaya çalışmadığım art arda dizili demirlerde asılmaya başladım. Arkamda komşumuzun kızı olan adının Sara olduğunu hatırladığım küçük kişilik gülerek elini sırtıma attı ve bişeyi çekip aldı. Ardından dahada şiddetli gülerek yere attı. Sarktığım demirlerden atladım ve kağıdı elime oldım üstünde 'YILIN UCUBESI' yazıyordu. Durdum ve bi an anlam veremediğim bi duygu beni ele geçirdi sanki başka birisi gibi hissediyordum. Bunu yapanı bulmaya and içerek parkın ortasında bağırarak bunu kimin yaptığını sordum. Hoş, hangi suçlu ben yaptım derki hele bu deli kıza karşı, evet evet kendime kişilik demiyordum. Ben bunları düşünürken iki kişinin kıkırdamaları ile onlara baktım "süper ucubeler" diyerek onlara doğru depar attım. Biri şapşal şapşal bakarken diğeri alttan alttan gülüyordu gözüm dönmüştü. Yerde duran henüz yarısı dolu cam şişeyi elime alıp anında kafasına geçirdim. Bu hoşuma gitmişti ve diğer şişeyide diğer ucubeye fırlattım. Normalde bu zevk duygusu yerini pişmanlık ve korku duygusuna bırakması gerekirken, şu an zevkin doruklarında kırık camları onlara sakız gibi çiğnetmek istiyodum. Dur bidakika neden olmasın, canım istiyorsa yapmalıyım dedim ama yine Sara denen sinir ve küçük kişilik bağararak yanımıza geldi. Herkes bu tarafa bakıyordu, bende sinirle elimde duran kırık camı cebime attım. Eve koşar adım eve gittim ama hayla pişmanlık yerine yaptığım şeyle gurur duyuyordum, cebimdeki camı unutup yatağa kendimi bırakmamla pantolonumdan akan kanı görmem bir oldu. Hey! Dur canım yanmadı. Aksine yine hoşuma gitti. Kanı gördükçe zevkten kuduruyordum ve nedenini bilmeden yüzümde kocaman sırıtışım ile elimdeki camı sıktım. Hafif acıdan inlesemde sesim diğer odalara gitmedi. Ben bu halimin zevkini çıkarırken uyku çokmeye başaladı. Bedenim bana kendimi uykunun kollarına bırakmamı söylerken ruhum sabaha kadar elimden ve bacağımdan akan kanı seyretmemi söylüyordu. sanırım ben kanı izlemeyi seçmiştim ve sandalyeme oturup bacaklarımı masaya koydum. Kanım durmak üzeydi. Cam parçasına bakındım ama kalkıp almaya niyetim yoktu. Tam bu sırada masada şekli bozuk bir ataç gözüme çarptı. Elime aldım ve üstümde siyah şortum olduğundan. Bacağıma birkaç çizik daha attım. Bu atacında ayrı bir zevki vardı...
Artık gözlerim ağırlaşmaya ve boynum ağrımaya başlamıştı. Hiç birşey düşünmeden sadece kendimi yatağa attım ve bedenimi sevdiğim şeye uykuya bıraktım...Arkadaşlar umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum yaparsanız bu şizofren kızı mutlu edersiniz. Seviliyorsunuz kişilikler 😈 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
😜Bir Şizofrenin Günlüğü🔪☠
Chick-LitBen Asta ,liseye 2 ye gidiyorum. Sevmediğim kişilerle yapmacık hallere girmek yerine yanlız kalmayı tercih ederim.Anne ve baba kişilerini anlamakta çok güçlük çekiyorum,onlar beni anladıklarını sansalarda... HAYIR HAYIR ANLAMIYORLAR!! Değişik...